Yaşadığımız günleri değerlendirdiğimizde 27 Mayıs ve 29 Mayıs tarihlerinin Osmanlı devleti ve Türkiye Cumhuriyeti açısından önemli tarihler olduğunu görürüz çünkü 27 Mayıs tarihi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren 1961 yılına kadar geçen süre içerisinde Mustafa Kemal başkanlığında başlayıp onun ölümünden sonra d a deva m eden ve ülkemizdeki demokratik yapıyı geliştiren olaylar yaşamıştır. Bu gelişimleri peyder pey geçirerek tek meclisli cumhuriyet rejimi yapısını laik hale getirmiş ve demokrasi açısından tam bir demokratik yapıya ulaştırma yolunda aşamalar katetmiş bir duruma gelen ülkemiz 1950’den itibaren iş başına gelen Demokrat Parti yöneticileri elinde demokratik yapısından kaymalar yaşamaya başlamıştır.
Demokrat Parti iktidarı yaptığı iyi icraatlarla ülke halkını daha iyi yaşam şartlarına ve ekonomik yapıya kavuştururken siyasi sahada geriye dönüşe yöneltmeye başlamıştı. Tek adam yönetiminden kurtulmuş Türkiye Büyük Millet Meclisi yönetiminde teşkilatlanmasını tamamlamış halkın kendi kendisini idaresi şeklinde yaşam sürdürmeye başlamış Türkiye Cumhuriyeti Demokrat Parti iktidarında birden parti diktatörlüğü şeklinde yönetilmeye başlanmıştır. Bu durum ülke halkını ikiye bölüp iç huzursuzluklar ve çatışmalar ortaya çıkarınca Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 27 Mayıs 1960’da yaptığı bir darbeyle bu durumdan kurtarılmış kısa bir askeri yönetim döneminden sonra ülkemizin yaşayacağı en güzel siyasi hayata geçirilmiştir.
Oluşturulan 61 anayasasıyla şekillendirilen cumhuriyetimiz tam bir parlamenter rejim şeklinde yaşamaya başlamıştır. Türkiye büyük millet meclisi sadece milletvekillerinden oluşan tek meclisli durumdan senato ve millet meclisi şeklinde oluşan ikili yapıya kavuşturulmuş insan hakları en üst düzeyde korunur bir yapı getirilmiştir. Bu nedenledir ki 27 Mayıs tarihi ülkemizin parlamenter yapıda bir cumhuriyet rejimine vatandaş hakları konusunda en garantili yapıda bir anayasaya kavuşturulmasının başlangıcı olan bir tarih olmuştur. 27 Mayıs tarihi bu özelliği ile anayasa ve hürriyet bayramı adıyla kutlanan, kutlanacak olan bir bayramın da tarihi olmuştur.
27 Mayıs tarihiyle kavuşturulan en gelişmiş anayasamız ne yazık ki 1980 12 eylülünde yeniden yaşanan askeri darbe ile ortadan kaldırılmıştır ve haliyle 82 anayasasıyla devre dışı bırakılan 27 Mayıs darbesinin getirdiği 20 yıllık en gelişmiş demokrasimiz parlamenter rejimimiz daha sonra yaşanan olaylarla, yaşanan siyasal hareketlerle, olgularla bugünkü duruma getirilmiştir. 27 Mayıs tarihine tahsis edilen hürriyet ve anayasa bayramı da aynı askeri harekata ortadan kaldırılmıştır.
29 Mayıs tarihine baktığımızda ise 1453 yılının 29 mayısında gerçekleştirilen İstanbul’un fethi ile Osmanlı devletinin siyasi yapısında değişiklikler yaratmış bir tarih olduğunu görürüz. Bu tarihle Osmanlı devleti beylik dönemini tamamlayıp kuruluş dönemini tamamlayıp imparatorluk dönemine geçmiştir. Dolayısıyla 27 mayısta 29 mayısta biz Anadolu Türklerinin tarihinde siyasal değişiklikler oluşturmuş tarihlerdir. Ne tuhaftır ki bugünlerde yaşayacağımız cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı tarih olan 28 Mayıs tarihide bugünkü rejimimizde önemli bir tarih olacaktır.
Çünkü 28 Mayıs seçimini mevcut iktidarın adayı kazanırsa şu anda uygulanmakta olan cumhurbaşkanlığı rejimi diye adlandırılan aslında dünya üzerindeki mevcut başkanlık sistemi rejimlerinden biri olup biz has bir uygulamayla sürdürülen rejim devam edecektir. Çünkü iktidar çevreleri bu rejimi sürdüreceklerini her fırsatta açık açık dile getirmektedir. Oysa seçimi muhalefet kesiminin adayı kazanırsa muhalefet çevrelerinin dile getirdiği şekilde bu rejim terk edilip Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ağırlık kazanacağı parlamenter sisteme geçilecektir. Cumhurbaşkanı bu yeni sistemle daha doğrusu cumhurbaşkanlığı rejiminden önce ülkemizde uygulanmakta olan sisteme geri dönülecek yapılan değişikliklerle yeni bir yapıya kavuşturulacak cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlar kurulu şeklinde ikiye bölünen bir yürütme sistemi ile idare edilmeye başlanacaktır.
Bu yüzden 27 Mayıs ve 29 Mayıs tarihlerinin arasında kalan 28 Mayıs tarihi de devletimiz ve biz Türkler açısından önemli bir gün önemli bir tarih olarak tarihimiz içerisinde yerini alacaktır. Osmanlı devletinin tarihi açısından önemli bir gün olan ve İstanbul’un Fethinin gerçekleştiği 29 Mayıs tarihini daha detaylı olarak irdelediğimizde şunları söyleyebiliriz:
Hepimiz biliyoruz ki İstanbul’umuz dünyanın en eski şehirlerinden, yerleşim yerlerinden biridir. Bazı çevreler bu şehrin kuruluşunu 7 bin yıl öncesine götürseler de genelde ilk çağ Grek devrinde kurulmuş daha doğrusu pers devleti öncesi dönemde Yunanistan sahasında yaşayan Atina ve Isparta etrafında kümelenen Grek uygarlığı mensubu kolonistler tarafından kurulduğu kabul edilen bir yerleşim yeridir.
Hatta bazı tarihçiler bu yerleşim yerinin kuruluşunu Karadeniz sahasından getirilen buğday ürününün kesilmeden boğazlar yoluyla Yunanistan sahasına ulaştırılabilmesi için bir kontrol noktası olarak kurulduğunu ileri sürerler. Devam edecek…