İsmet Paşa, Başbakanken kendisini yağdanlık yapanlar için; “Dinine yandığımın dalkavukları” diye hayıflanırmış.
Rahmetli Hasan Pulur hocam, “Gözlük, kulak ve sade kahve!” başlıklı bir yazısında şöyle anlatır bu olayı:
“Şinasi Nahit’in kulakları çınlasın… İsmet Paşa Başbakanken “Dinine yandığımın dalkavukları!” derdi. “Ulan adamlar bu işin ordinaryüs profesörleri! Menderes Başbakanken siyah gözlük taktı, Ankara’da gözlük satışı arttı… İhtilal oldu, adamlar nereye gelse topuk vurarak selam veriyorlardı… Şimdi İsmet Paşa Başbakan, bizimkiler sağır oldu! Ankara’da kimseye doğru dürüst laf anlatamıyorsun! Ne desen ellerini kulaklarına getirip “Haaa!” diyorlar! İlle bağıracaksın. O zaman duyuyorlar!”
Demirel’in Ege gezisindeki “Sade kahve” olayı da, İsmet Paşa’nın olayına benziyor. Çünkü dalkavukluğun kitabı aynı, uygulanışı aynı! Şimdiki dalkavuklar değişik mi? Asla… Dalkavukluğun raconu asla değişmez!
Demirel, İzmir’e geldiğinin ertesi günü ilk ziyaretinde kendini ne arzu ettiği, ne içeceği? sorulmuş… Başbakan da “Sade kahve!” demiş… Vay sen misin “Sade kahve” isteyen. Ondan sonra odadakilerden kime sorulmuşsa hepsi “Sade kahve” içeceklerini söylemişler.
Bu işe çok kişinin aklı yatmamış… Kırk yıllık “şekerle, orta” tiryakileri birden kabuk değiştirir gibi “sadeci” olmuşlar. Bu sade kahve” tiryakiliği gezinin sonuna kadar sürüp gitmiş! Kazara biri şaşırıp da “orta” dese, kendine bir tuhaf bakıyorlarmış!”
Bunları aktardıktan sonra aklıma şimdiki dalkavuklar ile birinci mısrasını söylemekten imtina ettiğim taşlamanın ikinci mısrası…
“Kimi görsek etekleriz!”
Evet, siyaset sahnesinde en fazla gördüğümüz bu tipleri, Sadık Altınkaynak da şöyle anlatır:
DALKAVUK
Bilir misin kime derler dalkavuk
Efendinin her sözüne evet der sallar kavuk.
Efendim merkebe deve dese, hindiye tavuk
Hiç itiraz etmez tasdik eder dalkavuk
***
Yerine göre eğriye doğru, dört doğruya yamuk
Efendi isterse pamuğa taş der, taşa pamuk
Hatır için Aralık’a sıcak der, Temmuz’a soğuk
Beyaza siyah, siyaha beyaz der dalkavuk.