İstemek Başarmanın Yarısı Mıdır Gerçekten?

Peki istemek gerçekten başarmanın yarısı mıdır? Şunu çok net, çok gerçekçi bir şekilde söyleyebilirim ki asla yarısı değil bana sorarsanız. Tabii bunu söylerken hep binlerce saat seans tecrübemle bunu söylüyorum, yüzlerce kere örneğini gördüm, yarısına bile yaklaşmaz bence bu oran. Bence bu bizi başarısızlığa, rahatla üzerimize o atalet duygusunu sermemize neden olan en büyük yanılgılardan birisi bana sorarsanız. Tabii seans tecrübelerini sabitliyorum bunu da bir varsayım değil. Peki neden? Eğer başarmanın yarısı yani %50'si istemekse diğer %50'sini eyleme geçmek mi? Peki bu oran size gerçekçi geliyor mu yani %50 istedim %50 eyleme geçtim o zaman %50 eğer eyleme geçmezse %50 istemek bizi hedefimizin yarısına götürmüş olmalı, yanıyor muyum? Yani ben %50 isterim, otururum, hiç hareket etmem, adım atmam, eyleme geçmem derim.

E ne oldu niye yarısını elde edemedim, niye hedeflediğim şeyin yarısına ulaşamadım, başarmanın yarısıydı niye yarısını başarmış olmuyorum, niye yerimde saymış oluyorum, niye istemiş olduğumla olmadan önceki ile olduktan sonraki halimde hiçbir fark olmuyor, hiçbir şey değişmiyor, neden? İşte sebebi bu; istemek başarmanın yarısı değil. İlla bir oran vermek gerekirse, bana sorarsanız 'u, maksimum 'i başlangıcı. Yine yüzdelere vermeyeceğim ama iyi bir planlama, özellikle tabii hemen harekete geçme değil, iyi bir planlama; iyi bir hedef belirleme, iyi bir organizasyon, çok iyi bir zamanlama, ondan sonra planlamanın birinci adımından başlayarak harekete geçme, sonra belirli süre aralıklarında bu hareketleri kontrol etme yani; doğru adıma attım mı, beklediğim verimi aldım mı? Eğer beklediğim verimi almadıysam neden almadığıma bakma, o adım tamamsa ikinci adıma geçme ve ön gördüğüm hızda ön gördüğüm level de mıyım sürekli gözümü hedefte tutma..

Bakın %50 istemek değil istediğinize emin olduktan sonra olayın %70'i 80'i çaba, irade, istikrar, kontrol, organizasyon, yani sürecin başında neyi istediğinize gerçekten emin olup ve bunun kendi değerlerinize hizmet edeceğine emin olup karar vermek yeterli. %50'si başarmanın yarısı falan değil bakın bana inanın değil ve asla değil. Bu bence bizi çok yanıltan, bu bence bizi çok yavaşlatan, bu bence züğürt tesellisi. Ee %50 istiyorum, tamam ne olacak sonu ne olacak yani geri kalan %50 çabaysa o çok kolay bir oran olmaz mıydı? Çünkü gerçek istikrarlı başarılar %50 istemekten fazlasıyla oluyor. Danışanlarımıza konuşuruz "hocam çok istiyorum" der, baktığınızda %50'den fazla ister 0 İster, deli bir tutkuyla ister, gece gündüz bu hedefi ile bu hayaliyle yatar kalkar, her yerde bu hedefini görür, bu hayalini görür...

Peki niye başaramaz, niye aynı yerde duruyordur sizce? Neden? Çünkü harekete geçmedi, çünkü çabalamadı, çünkü organizasyonu planlamadı, çünkü adım atmadı, sadece istiyor ve çok istiyor. Hatta dediğim gibi %50'den çok istiyor. O yüzden olanlara, matematiksel planlamalara, hesaplamalara asla kapılmayın. Bir şey istediniz mi önce emin olun, sizin isteğiniz mi yoksa toplumunuz sizden beklentisi mi yoksa olması gereken mi? Eminsiniz ki hayır, bunu siz istiyorsunuz ve bu sizin için gerçekten sizin değerlerinize hizmet edecek bir şey tamam, kalkın. Bu kadar. Harekete geçeceksiniz başka yapacağınız hiçbir şey yok, "o kadar yarısını istedim gerisini bekleyeyim" diye bir şey yok. Bu benim gördüğüm en büyük yanıltıcı metaforlardan birisidir ve buna inananlara zarar verdiğine emin olun.

İyi haftalar dilerim. Sevgilerimle...