güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

ULUSAL DEVLETİMİZ İÇİN BİRİNCİ TEHLİKE ÜMMETÇİLİKTİR

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Çünkü Osmanlı devletinin kuruluş ve yükselme devirlerine baktığımız da devleti yönetenlerin milli şuurla hareket ettiğini ve bu şuurla söğüt dolaylarında ki bir ufacık uç beyliğinden tarih akışı içerisin de kısa bir zaman da kocaman bir imparatorluk oluşturduğunu görmekteyiz. Bu dönem yöneticileri hakanlar vezirler, beyler biyolojik açıdan Türk olsun olmasın Türk olduklarını dile getirmekte Türklük için çalışmaktadırlar Türk milletini oluşturan halkın her türlü fedakarlıkla desteklemesi uğurların da canlarını feda etmesi milliyetçilik anlayışı sayesin de gerçekleşmiştir. Ne var ki Osmanlı yöneticileri özellikle Yavuz Sultan selimden itibaren milli şuurdan uzaklaşmış dini anlayışla ümmetçilik zihniyeti ile hareket etmeye başlamışlardır. Nitekim halifeliği Osmanlılara kazandırıldığı söyleyen yavuz sultan selim belki de bu anlayışı sebebi ile adeta Türk düşmanı bir görünüm arz etmişti. Yavuz sultan selim, Türk dünyasının iki büyük imparatorluğunu hedef almış memluk imparatorluğunu ortadan kaldırarak safari devletini de hırpalayarak İran’a çekilmek zorun da bırakmıştır. Bu arada güney doğu Anadolu da halk tabiri ile Demokles’in kılıcı gibi federal Kürt beylerinin tepesin de dikilen Dülkadir beyliğini ortadan kaldırarak Kürtlere verdiği yönetsel haklarla onları bu sahada ki, Türklere karşı organize edip kuvvetlendirmeyi de gerçekleştirmiştir. Bu yüzdendir ki nasıl Altınordu devletini yıkıp Rusya sahasın da ki kuzey Türklerine Timur zarar vermişse bir oran da yavuz da Anadolu Türklerine aynı zararı vermiştir. Yavuzun o günden bu güne biz Anadolu Türklerine sorun olarak bıraktığı iki meseleden biri hilafet meselesi bir diğeri Kürt meselesi düşüncesindeyim. Bu nedenle Yavuz sonrası Osmanlı devletin de milli şuur yerine milliyetçilik anlayışı yerine, ümmetçilik hakim olmuştur. bu anlayış ile de iç huzursuzluk artmış Osmanlı dağılması kolaylaşmıştır. Hemen şunu belirtmek isterim ki İslam dini kurucusu tarafından birleştirici bir din olarak getirilmiş insanlığa arman edilmişe de onun ölümünden sonra bu din İslam kitleyi yönetecek kişiler eliyle bölünmüş ve bölünmelere açık hale getirmiştir. İslamiyet önce halifeciler ile imamcılar arasın da, yani Sünniler ile Şiiler arasın da bölünmüş akabinde her iki tarafa ait kitle mezheplere, tarikatlara, cemaatlere bölünerek İslam’daki birlik ve beraberlik ortadan kaldırılmıştır. Bu nedenle bugün için ümmetçilik fikrini benimseyen bir milletin veya bir devletin birlik beraberliğini tüm bireylerin fikir birliği olduğunu söylemek mümkün değildir. Sünni bir devletin hakim olduğu bir ümmetçi millet de şii veya diğer dini gruplar kendilerini azınlık hissedecekler. Şii bir yönetimin hakim olduğu devlette suni ve diğer gruplar kendini azınlık da hissedecekler. Azınlık olduğunu düşünen gruplar yöneten grupla çarpışmaya yönelecektir. Bu durum ulusal bir devletin oluşmasına imkan vermeyecek, mevcut ulusal devleti de parçalayıp, ortadan kaldırabilir. Nitekim bunun en bariz örneği Suriye de görmek mümkündür. Esad’ın yönettiği ülke de onun mezhebinin söz sahibi olması   o mezhebe dahil olmayan suni kesimin ve diğer kitlenin Suriye’nin bugün ki duruma düşmesin de payı muhakkaktır.  Bu yüzdendir ki ülkemiz de her geçen gün sayısı artan ümmetçilik zihniyetinin sahipleri, ülkemizin ulusal devlet olmasını milli şuurunu birlik ve beraberliğini riske sokacak potansiyel tehlikeler oluştuğunu bilmeniz şarttır düşüncesindeyim. Bu durumu ortadan kaldırmak için bu zihniyeti bertaraf edecek bu tehlikeyi ortadan kaldıracak milliyetçilik şuurumuzu kuvvetlendirmeli bireylerimize, Türk olmanın her şeyden önemli olduğunu benimsetmeli dinci ve kinci bir nesil yetiştirmek yerine milliyetçi ve Türkçü bir nesil yetiştirmeliyiz. Arapça ve Arap alfabesini yaygınlaştırmak yerine bugün kullandığımız alfabeyi ve Türk dilini kullanmayı yaygınlaştırmalıyız. Bireylerimize kimsin sorusuna nesin sorusuna Türküm cevabını vermeyi benimsetmeli ümmetçilik zihniyeti yerine Türkçülük milliyetçilik zihniyetini kavratmalıyız. Ulusal kimliğe en büyük tehlikenin ulusal devletimize en büyük tehlikenin ümmetçilik olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.