Helenler’ın Karadeniz kolonileri vasıtası ile bölgeden yoğun bir şekilde buğday ve
diğer kuru tahıl ürünlerinin ithal ettiği antik kaynaklarda açıkça belirtilmiştir246.
Bununla beraber Hellenler’in Karadeniz Bölgesi ile yoğun tahıl ticaretinin olduğunu
bilmemize rağmen kaynaklarda bu ticaretlerle ilgili sınırlı bilgi bulunmaktadır.
Yunanlıların Karadeniz de koloni kurma nedeninin en çok hammadde, özellikle de
maden elde etmek olduğu artık en çok kabul gören görüştür247. Maden ve madencilik
halkaları ile ünlü Karadeniz sahillerinde kuvvetli bir devletin olmamasının bu sahillerde
Helen kentlerinin koloni kurmasını kolaylaştırdığını söyleyebiliriz248. Antik kaynaklar
özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nin maden bakımından ne kadar zengin olduğunu
açıkça göstermektedir. Slattery249 bölgede yaptığı araştırmalarda maden rezervleri ile
ilgili olarak şu tespitlerde bulunmuştur:
“Ordu bölgesi: Hisarbaşı’nda bakır madenleri, Fındıklı tarafında altın rezervleri.
Rize bölgesi: Madenlerin büyük bir bölümü Latum bölgesindedir. Latum; demir, altın, gümüş,
bakır gibi maden kaynaklarının hepsini içerir.
Amasya Bölgesi: Burada da maden kaynaklarının hepsi tek bir bölgede yer almaktadır.
Gümüşhacıköy’ü maden bakımından en önemli bölgedir.
Giresun bölgesi: Gümüş ve kalayın yanı sıra demir madeni bakımından oldukça zengin olduğu
tespit edilmiştir. Giresun ile of arasında 53 den fazla demir yatakları olduğu tespit edilmiştir250.
Trabzon bölgesi: Sahil boyunca yer alan demir kumları Trabzon Bölgesi’nde önemli bir alan
oluşturuyordu. Bununla birlikte Gümüş madenleri ile ünlü Gümüşhane bölgesi ile de ulaşımı
sağlıyordu”.
Xenophon özellikle Trabzon ve çevresinde yer alan Mossynoikler’in geçimini
tamamen maden işletmesinden sağladıklarını bildirmektedir251. Mossynoikler’in bakır
ve sarı pirinç üretiminde oldukça ünlü olduğunu ve bazı araştırmacılara göre; Avrupa
dillerine giren pirincin karşılı olan “Messing” kelimesinin Mossiyonik adından
Strabon, Atinalılar’ın Karadeniz Bölgesi’nde yaptığı tahıl ticaretini şöyle anlatır: Leucon bir defasında
Theodosia’dan Atina’ya iki milyon yüz bin medimnoi (buğday) gönderdi. Demosthenes ise Leucon’a
türediğini öne sürmektedirler. Ayrıca yine Trabzon ve çevresindeki yerel halklardan
olan Khalybler, demir madenlerinde çalıştıkları ve madencilik de çok ileri seviyede
oldukları kaynaklarda bildirilmektedir253
Yunanlıların Karadeniz’de koloni kurmalarının bir diğer nedeni de köle ticaretidir.
Karadeniz’de çok sayıda yerli halkın bulunduğunu göz önüne getirirsek Yunan dünyası
için başlıca köle kaynağı olan Pontus’la düzenli bir köle ticareti yapmış olduğu
düşünülebilir254.
Strabon, Karadeniz’in önemli bir miktarda köle sağladığını kaynaklarında açıkça
bildirmiştir. Karadeniz’de köle pazarı olarak kaynaklarda sadece bir yerin adı geçer,
“Tanais”, burası Helenistik döneme kadar kurulmamıştı255. Karadeniz özellikle köle
ticareti ile ilgilenen korsanların barındığı bir bölgeydi. Yunanlılara düşman olan yerel
kabileler sık sık Yunan kolonilerine saldırmaktaydılar256. Pek çok kabile, denizde
yaptıkları soygunlar ve fidye için adam kaçırma eylemine girmişlerdir. Yunan
ticaretinde önemli rol oynayan kölelerin, isimleri getirildikleri ülkenin isimlerinden
hemen sonra yazılması âdeti, ticarette kölelerin önemli bir unsur olduğunun ve yoğun
bir şekilde yapıldığının açık göstergesidir.
M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllara arasında Doğu Karadeniz Bölgesi’nde köle ticaretinin
yaygın olduğunu gösteren en büyük kanıt, Xenophon’un “Onbinler” adlı eserinde açıkça
belirtilmiştir. Xenophon Trabzon Bölgesi’nde yer alan Makronlar’ın topraklarına
girdiğinde bu kabile halkı ile karşılaşmış ve Atina’da esir olarak hizmet etmiş bir paralı
asker Makronlar’ın dilinden anladığını söyleyerek: “Zannedersem burası benim memleketim
olacak, eğer bir engel yoksa onlarla konuşayım”ifadesini kullanmıştır. Ksenophon’un bu
cümleleri Doğu Karadeniz Bölgesi’nde köle ticaretinin ne kadar yaygın olduğunun en
büyük kanıtıdır.
Kolonilerin Karadeniz Bölgesi ile yaptığı ticaretin son önemli unsurunu da
şüphesiz balıkçılık oluşturuyordu258. Balık bölge için her zaman en erken kolonilerde
bile önemli olduğundan Milotoslu kolonicilerin bölgede balıkçılık istasyonları bile
oluşturmuş olma ihtimalleri yüksektir259. Yine kolonilerin özellikle Doğu Karadeniz ile
balık ticareti yaptığının en önemli kanıtlarını Ksenophon’da bulmaktayız. Ksenophon
ve ordusu yine Trabzon ve çevresinde yaşayan kabilelerden Mossynoikler’in
başşehirlerinde yağmalanan ambarlarda, küplerde tuzlanmış yunus balığı eti ile kaplar
içinde balık yağı bulmuştur260. Bu bize Mossynoikler’in açık deniz balıkçılığı yapıp
avlandıklarını gösterir. Yunus balığından tuzlanmış balık konserve ve balık yağı
yapmaları, balıkçılıkta ileri bir seviyede olduklarını gösterir. Bu durumda da onların
deniz aşırı ticaret yaptıklarını söylemek çok abartılı bir görüş olmaz261.
Bütün bu saydığımız ticari ürünlerin, Yunan kolonilerinin Karadeniz Bölgesi’nde
koloni kurmalarının en önemli sebepleri olmuştur. Karadeniz’in verimli ticari yapısı
giderek kolonilerin iştahını kabartmıştır. Koloni döneminde Milotoslular Karadeniz
çevresinde 90 dan fazla koloni kurmuş oldukları antik kaynaklarda bildirilmiştir262.
Kolonilerin M.Ö VIII. yüzyıldan itibaren bu bölgeye gelmesi ile Karadeniz bölgesinin
Eskiçağ Tarihi’de aydınlanmış oldu.__