güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Trabzon Havalisinde Yaşayanlar Öz ve Öz Türktür – 6

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Kuruluşundan günümüze gelene kadar pek çok medeniyetleri barındırmış, birçok işgale, yıkıma ve yangınlara tanıklık etmiş olan Trabzon, pek çok acıların da yaşandığı yurt olmuştur. Bu kanlı sayfalardan sonuncusu şüphesiz 1916-1918 yıllarında yazılmıştır. Söz konusu tarihlerde gerçek anlamda bir milletin var ya da yok oluşunun kaderi belirlenmiş; azim, gayret, inanç ve büyük fedakârlıklarla emperyalist güçlere karşı yapılan kutsal mücadelenin bedeli çok ağır olmuştur. Buna eklenen açlık, yoksulluk ve salgın hastalıklar facianın boyutunu daha da zorlu kılar. Çarlık Rusya'sının I. Dünya Savaşı karışıklığından yararlanma düşüncesiyle 1916¬1918 yıllarında Karadeniz bölgesinde başlattığı işgal hareketinin kilit noktası Trabzon olmuştur . Ruslar bu işgali gerçekleştirirken uzun zaman boyunca kışkırttığı Ermenileri de bu olaya dâhil etmekten kaçınmamıştır.

Savaş yılları boyunca Rus donanması Karadeniz sahillerini, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Zonguldak, Rize ve dolaylarını ardı arkası kesilmeyen top ateşine tuttular. Seferberlik ilan edilince eli silah tutan Trabzonlular asker oldular. Yüksek tahsil öğrencisi veya mezunu olanlar ile idadi veya sultani (Lise) diploması almış olanlar, medrese mezunları ve öğrencileri yedek subay yetiştirilmek üzere ya İstanbul'a veya Erzincan yedek subay okuluna çağrılmışlardı. Sahil bölgesi kumandanı Trabzon'un kahraman evladı Pirselimoğlu Kurmay Albay Hacı Hamdi Bey idi. Trabzon'un silahşörleri ile memleketin başka taraflarından seçilmiş cesur yiğitlerden meydana getirilmiş olan taburlar Batum istihkamlarına kadar sokulabilmişti. 1914-1917 yılları Rize-Trabzon-Giresun'dan İstanbul boğazına kadar bütün sahil halkları Rus savaş gemilerinin bombardımanları altında yaşamak zorunda kalmışlardı .

Ermeni tarih miti, barışsever Ermenilerin ortada hiçbir kışkırtma olmaksızın Türklerin saldırılarına maruz kaldıklarını öne sürmektedir. Gerçek, bundan oldukça farklıydı. 1915'te, Anadolu'daki Rus istilasına hem Osmanlı Anadolu'sundan hem de Rusya'dan gelen Ermeni birlikleri öncülük ettiler. Ermeniler Rusların rehberliğini yaptılar. En önemlisi, Ermeni çeteleri ulaşımı engelleyerek Doğu'daki askeri haberleşmeyi kesti. Ermeni milliyetçileri ayaklanmaları örgütlemeye başlamadan hiçbir Ermeni sürgün edilmemiş, hiçbir Ermeni politikacı idam edilmemiş, hiçbir Ermeni, Osmanlı askerleri tarafından öldürülmemiş, hatta resmi olarak savaş ilan edilmemişti.

Osmanlı Hükümeti, savaş öncesinde, 1914 Ağustos'unda Erzurum'da Taşnak yöneticileriyle bir toplantı yapmış ve bu toplantıda Taşnaklar, Osmanlı Devleti'nin savaşa girmesi halinde sadık vatandaşlar olarak Osmanlı orduları safında görev yapacakları vaadinde bulunmuşlardır. Ancak bu vaatlerini yerine getirmemişler, tam aksine Osmanlı birliklerini arkadan vurmuşlardır .

Van'daki ve Rus sınır bölgelerindeki Ermeni güçleri de potansiyel stratejik etkiye sahipti. Ruslar, Batı İran'ı istila etmişlerdi. Osmanlıların Doğu'daki varlığını tehdit ederek Irak'a saldırıp İngilizlerle birleşmeyi planlıyorlardı. Rusların ilerlemesini durdurmak için Osmanlılar Doğu'ya hareket etmeliydi. Anadolu'dan İran'a muhtemel iki yol vardı; kuzeyde Beyazıt'tan geçen yol veya güneyde Van'dan geçen yol. Bu iki yolun Ermeni ayaklanmasının ana merkezleri olması tesadüf olmasa gerektir. Osmanlılar, ayaklanmaları bastırmak mecburiyetindeydiler, çünkü Ermeni çeteler Müslümanları katlediyordu; fakat Osmanlılar, bunu askeri sebeplerden dolayı yapmak zorundaydılar. Ermeni isyancılar, Osmanlıların yenilmesi için Ruslara yardım etmekteydi. Ermenilerin, Ruslara en önemli katkısı Osmanlı askerini ayaklanmaklarla meşgul ederek Osmanlı'nın savaş gücünü büyük oranda zayıflatmaktı. Fakat olaya insanlık açısından bakılırsa, Ermeni ayaklanmasının en vahim sonucu, masum Müslüman halkının Ermeni çeteleri tarafından öldürülmesidir.

Ermeniler, Osmanlı topraklarının genelinde meydana getirdikleri komitecilik faaliyetlerini Trabzon şehrinde de sistemli bir şekilde gerçekleştirmişlerdir. Arşiv belgelerindeki kayıtlar bu yapılanmayla ilgili detaylı bilgileri gözler önüne sermektedir. Aşağıdaki tabloda Ermeni komitecilerinin 1900 yılında Trabzon'da oluşturdukları örgütten Trabzon Ermeni halkından Dülger Minas'ın verdiği bilgilere göre hazırlanmıştır .

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.