güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR - 4

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Lâkin mesele hiç de ümit edildiği gibi netice vermemişti. Hükümet erkânı, işin kuvve-i karibeye geldiğini zannederlerken, isyan harekâtının birden bire genişlediğini görüyoruz. Tuzcu-zâde Memiş Aga’nın harekâtı esnasında olduğu gibi, bunda da, bir dağılma devresinden sonra, yeniden bir canlanma ve hükümet kuvvetlerine karşı mukabil taarruz safhası baş gösterdi. Husrev Paşa, Kalcı-oğlu Osman ve Hacı Salih-oğlu Ali Ağa'larla uzun
müddet uğraşmak mecburiyetinde kaldığından, Babıâli, muvaffakıyetsizliğine binaen kendisini 1236 (1820 21) senesinde Trabzon valiliğinden azletti ve yerine Salih Paşa nasbolundu. Bu suretle mes'elenin suhuletle hâl olunacağı zannediliyordu.

 

Yeni gelen vâli, meseleyi anlaşma yoliyle halletmek istemiş ve bu sebeple eşkiya reislerine, ayandan elan bâzı kimselere ve halka nasihatlerde bulunmuş ise de arzusuna muvaffak olamamıştı. İsyankâr bir ruh iktisap etmiş bulunan ahali Vâli’nin sözlerine ehemmiyet vermediğinden, Salih Paşada eşkıyanın izalesine karar verdi ve üzerlerine hazinedarı vasıtasiyle kuvvet gönderdi. Bu hâl, isyanın daha ziyade inkişafına vesile olduğu için merkezden tekrar yardım talebinde bulunmak icabetti. Lâkin durum bir kaç sene evvelki gibi değildi. Şarkta, iratılılar’la aramızda mücâdeleler başlamıştı. Garpta ise Yunan milli hareketleri baş göstermiş bulunuyordu. İmparatorluğun nâzik bir anında, dahili harpla, müslimanları birbirine kırdırmak siyasetini uygun görmeyen sadrıâzam Ali Paşa, Trabzon Vâlisi’nin bu arzusunu yerine getirmedi. Bu hâdise üzerine, iki taraf arasında bir ihtilâf hâsıl olduğunu görüyoruz. Salih Paşa, Trabzon vilâyetindeki isyan harekâtı tenkil edilmeyecek olursa, kısa zamanda her tarafa sirayet edecek diyor; Vezir-i âzam da Şark hudutları üzerinde yeni yeni hâdiseler vukubulurken, Rize ve Trabzon havalisine asker göndermenin doğru olamayacağını ileri sürüyordu. Bu müzakeratın sonu, şakilerin daha ziyade kuvvet kesbetmesine sebep olmuş ve Tuzcu-zâde Memiş Aga’nın oğlu Ahmed Aga’nın da isyan bayrağını açarak eniştesine iltihakıyle neticelenmişti.

Ahmed Ağa, bir kaç senedir Of havalisinde devlete sâdık bir fert olarak oturup dururken bu havalinin eşrafından olan Büber-oğlu Memiş Ağa’nın kızını aldıktan sonra, kayın pederinin teşvikiyle, babasının intikamını almak üzere, eniştesi Kalcı-zâde Osman Beyle 1821 senesinde birleşti. Zorbaları müteakiben 5 Aralık 1821 tarihinde, taraftarlariyle beraber Rize’nin Karadere köyüne dahil olmuş ve buradaki şakilerle birlikte iki saat mesafedeki Oma köyünü basmışlardı. Karadere kadısı Haşan Efendi'nin nasihatlerine rağmen bunlar, mücâdeleden imtina etmemişler hattâ diğer civar köyleri de hâkimiyetleri altına almaya çalışmışlardı.
Vaziyet birdenbire tehlikeli bir durum arzetmeye ve âsiler lehine hiç ümit edilmedik şekilde inkişafa başlamıştı. Günler geçtikçe müşkilât artıyordu.

 

İşte bu sıralardadır ki BabIâli'nin merkezden, Dergâh-ı âli kapucu-başılarından Mehmed Ağa yı göndererek, Trabzon dâvasını halletmek istediğini görüyoruz. Tam bir salâhiyet ile Şarka hareket eden Mehmed Ağa, Canik havalisine vasıl olunca Çarşamba kazası civarında âsîlerden bir kaç yüz kişilik bir guruba tesadüf etmişti. Bunlara niçin isyan ettiklerini ve neden dağa çıktıklarını sordukta; hepsinin birden vergilerin fazlalığından ve tahsildarların tazyikinden şikâyet ettiklerini gördü, ilk iş olarak vergilerini tenzil ve borçlarını afvetmek suretiyle bunları köylerine geri gönderdi. Bilâhire Polatane civarındaki Vakf-ı Hâtuniye karyesinde de aynı şekilde muamelede bulundu. Bu suretle vaziyeti ıslâh ederek bir çok yolsuz hareketlerin önüne geçen ve şakilerin bir kısmını dağıtan Mehmed Ağa, nihayet Trabzon’a vasıl oldu.

Fakat şehrin önüne geldiği zaman kal’a kapılarını kapalı buldu. Şehir halkı Polatane’deki âsîlerin korkusundan kapıları kapamışlardı. Mehmed Ağa, onları evvelce dağıtmış olduğundan buradakileri temin ederek kapıları açtırdı. Halka, ne vazife ile Trabzon'a geldiğini beyan eyledi. Orada da ahvali teskin ettikten sonra Rize’ye geçti; Rize’de ilk iş olmak üzere, ulemâyı ve halkı toplayarak, getirdiği emr-iâliyi okudu. Daha sonrada Tuzcu-zâde Ahmed Ağa ile Büber-oğlu taraftarlarını iknâ ederek bunları isyandan vazgeçirmeye muvaffak oldu.

Mehmed Ağa bu işte hakikaten büyük bir başarı göstermişti. Köylü, âsî reislerini terk edince, Ahmed Ağa, Büber-oğlu, Kalcı-oğlu ve şâir emsali yalnız kalmış, nihayet bunlarda mecburen ınkıyad eylemişlerdi. Diğer taraftan, bu havaliden külliyetli miktarda asker toplanarak Faş havalisine sevk edilmişti. Tuzcu-zadelerden olan Tahir, Abdülkadir ve Abdülâziz de devlet hizmetine alınmak suretiyle ileride çıkarılması muhtemel gailelerin önüne geçilmiş oluyordu. Nihayet Mehmed Ağa, ahvali teskin ettiğini, bütün bu hâdiselere sebep de Salih Paşa’nın idaresizliği olduğunu Padişah’a bildirmesinden dolayı Salih Paşa azlolunarak, yerine tekrar Husrev Mehmed Paşa Trabzon valililiğine getirildi (Rebiülâhir 1237 - Ocak 1822); kapucu-başı Mehmed Ağa da Trabzon mütesellimi olarak kaldı.

Şatır-zâde Osman Bey'in agahlanması:Kapudan-ı derya Husrev Mehmed Paşa’nın ikinci defa Trabzon valiliği esnasında, mezkûr vilâyette sükûnetin hüküm sürdüğünü görüyoruz. 1825 senesinde, Çeçen-zûde Hasan Paşa’nın bu vazifeye nasbına kadar, Trabzon ve Rize havalisindeki âyândan hiç biri baş kaldırmadılar. Fakat Husrev Mehmed Paşa’nın ayrılması üzerine yerine getirilen Çeçen-zâde ile Şatır-zâde Osman Bey arasında başlıyan imtizacsızlık, yeniden bâzı vak ‘alara sebep olacak gibi göründü. Tuzcu-zâde Memiş Ağa vakasında, hükümet kuvvetleriyle birlikte müştereken hareket eden bu İki Ağa, şimdi birbirlerini çekemiyorlardı. Çeçen.-zâde’nin Vâli olması, Şatır-zâde’yi dilgir etmiş olacak ki Osman Bey, dâima Hasan Paşa'ya muhalefet ediyor ve bu sebebe mebni yeni vali, Şatır-zâde’nin Trabzon’dan çıkarılması hususuru, Babıâli’den talep etmeğe başlamış bulunuyordu. Çeçen-
zâde Haşan Paşa, 25 Ramazan 1240 (13 Mayıs 1825) tarihli bir mektubunda şöyle demektedir:

 

«... Trabzon'da ayanlık, dâiyesinde olan Şatır-oğlu Osman Ağa otuz kırk seneden berü Devlet-i aliyye sayesinde âyân-ı belde bulunup akdema mirâhur-ı evvel payesi ile kadri terfi oluna-
rak dergah-1 âlî kapucu başılığı İhsan-ı şahane buyrulmuş ve rütbesi sebebile eslâfımız vüzeray-ı îzâm hazaratından hakkında riâyet ve hürmet kılınmış olmağın bu suretle vâki' olan umur-ı mühimme-i Devlet-i aliyye ve hıdemat-ı seniyyede sarf-ı mâye-i gayret ve şükranı tediye içün dâima ibraz-ı sadakat ve izhar-ı hüsn-i hıdmet eylemek farizad zimmeti iken maiyetine inayet buyrulan ni’met ve lütfü bilmeyüp îkaz-ı fetret ve nifak vâdilerinde Of ve Rize ve Sürmene eşkiyalarından bir alay şekavetkârı sahabet ve Rizeli Tuzcu-oğulları Tabir ve Abdülkadir ve Abdühaziz nam şekavet - pişeler akrabası bulunup anları dahi sahabet ederek vüzerâ-i izamın kesr-i nüfuzuna sâi ve emval-i fukara ve raiyeti me'kel ve katl-i nüfus il- ülfet ve kâr-ı mefâsidine revaç ile dâima hile-i bedîalar İcad ve Trabzon’ı giriftar-ı ihtilâl ve ifsed ve infaz-ı irâde-i âliye mugayeret ve Trabzon'a vâli olan vulât-ı izam vürûduna kadar mütesellimi olduğu vüzeraya ibtida bir kaç mah muvafakat gösterip hakkında hüsn-i şehadet tahsil ettikten sonra nihayet mecbûl olduğu fi'lini işleyerek vali-i eyâlet olanları ihanet ve hiyaneti müddet'i medidenberü mûtad idüp şirâze-i beldenin fesh-i nizâmına câdi ve sair umur-ı mü hemmenin ifsadı ile erbab-ı hagy-ü şekaveti tahrik ve ihtilâlden hâli almayup otuz seneden berü ülfet ettiği mefsedetini hakkı çâkeranemde dahi icraya ictisarı cezm olundıkta bu sanat-ı keriheden keff-i yed etmesi bi'd-defaat tenbih ve vesaya olundukça suret-i haktan görünüp istikamet suretlerini ifâde ederse de yine ihfâ-i meçhul olduğu tab-ı fesadından fârig olmıyarak ihtilâl i er taraftan tehakkuk ve elli altmış günden berü mintarafillah mizaçsız
bulunduğumuz evanı tamam fırsat ve ganimet addedüp matiub-ı ulya buyrulan merhum Hacı Salih Paşa bekayası ve atufetlû Kapudan-ı derya ve Hafız Ali Faşa hazarait bekayaları ve kalyoncu neferdi hususunu tatil maksadile Sürmene ve Rize taraflarını tahrik ve idlâl ve cemiyet ettirüp tarafımıza suret-i haktan göründüğü yine iğmaz olunarak def'ileri içün gitmeyi iltimasiyle gönderildikte eşkiyaların içerüsüne varıp fesadlarına takviyet vererek nefs-i kal'aya hücum dâiyesinde oldukları teyakkun olundukta tarafımızdan biraz asker gönderilip bir kaç defâ muharebere avn-i bari ve kuvve-i ieveccühatı şehri yâri ve hüsn-i devlet-i veliyyün-mâmîleri ile fesadlarını baş edemiyeceklerini cezm ederek kendi kendilerine mumaileyhin tahrik ve hilesi ile nedamet ve İtaati taahhüd misillû dehalet suretlerini gösterdiklerinde vekt-ü hâl mülâhaza olunup bir defâ Madenlere ve Cenik'e azimet ve bir kere Anapa'ya varılıp emr-i muhafazası bir suret i haseneye rapt ile avdet edeceğimiz zemimesine mebni bâdehu iktizası der-i devlet-medâra niyaz olunarak bir nizamına müsâde isticlâbına kadar şimdilik sükût ile muamele olundu ise de mumaileyh Şatır
oğlu elyevm şehre gelmeyip hâlen Yumra'ya bir kaç mesâfe konağında ikamet ve fesaddan hâli olmayarak bir taraftan Sürmene ve Rize ve Of kazaları ile Gönye sancağını tahrik ve bir fesadı ihtiyar edeceği numûdar olmağla mumaileyhin te'dip ve İslahı içün bilâd-ı ahere nefy ve iclâ olmadıkça Trabzon sancağı çirkâb-ı fesâdından tathir ve rehayap olmayacağı zahir ve bedîdar ve alâ hâlihi kalsa mumaileyhin fesad re ihtilâli hasr-ı evkat etmekten başka bir maslahatın hüsn-i suhuletine muvaffak olunamıyacağı emr-i aşikâr olduğundan suret-i halin derbar-ı mâ'delet-karara inhası ile iktizasının icrası istida olunmak îcab-ı hâlden olmakla iltimas-ı übeydanem muvafık-ı irâde-i seniyye ise mumaileyhin diyâr-ı beldeye nefy ve iclâsile livâ-i mezburu ifsad ve ihlâlinden ve fukarayı raiyeti enva-ı mezâlim ve taaddisin
den tahlis içün ferman-ı katı'ül - burhan isdar ve mahall-i menfasına isâle me'mur-ı mahsus ile tisyar buyrulmak menut-ı irâde-i seniyye idûği arz ve beyânile . . . emr-ü ferman devletlu inayetlû... Efendim Sultanım hazretlerinindir.

Bende

El-hac Hasan

Vâli-i Trabzon ve muhâfız-ı Anapa”

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.