3.Kuğuzade Süleyman Paşa’nın Vali Oluş Hadisesi ve Ölümü
Canikli Ali Paşa’nın vefatından sonra gerektiği zaman önemli işlerde kullanılmak üzere oğulları Battal Hüseyin Paşa, Mikdat Paşa ve kethüdası Sarı Abdullah Paşa’ya Erzurum ve Trabzon eyaletleri tevcih edilmiştir (Ahmet Cevdet Paşa, 1984: 1369). Bu sıfatlardan ötürü Battal Hüseyin Paşa, Ruslara karşı savaşmak amacıyla Kafkasya bölgesine görevlendirilmiştir. Ancak Rus savaşlarında Battal Hüseyin Paşa’nın Ruslara iltica etmesinden dolayı, kuzey Kafkasya’da lidersiz kalan bölgeye Canikli Ali Paşa’nın kölelerinden olup, onun dairesinde yetişmiş, Erzurum ve Trabzon valiliği görevlerinde bulunmuş olan Sarı Abdullah Paşa, Anapa’ya memur tayin edilmişti. Abdullah Paşa ise Trabzon’da derebeylerini temizlemekle uğraştığından ötürü bir takım özürlerle Anapa’ya gidişini geciktirmişti.
Bölgenin başsız kaldığını görüp bu fırsatı kaçırmayan Ruslar Anapa’yı kuşatıp kaleyi almışlardı (Uzunçarşılı, 1956: 584). Anapa’nın Rusların eline geçmesinden sorumlu tutulan Sarı Abdullah Paşa, görevinden azledilerek yerine Kuğuzade Süleyman Paşa atanmış ve Sarı Abdullah Paşa’nın idam edilmesi emredilmiştir. Süleyman Paşa’nın Trabzon’a hareket ettiğini haber alan Abdullah Paşa Trabzon kalesine kapanarak savunmaya geçmiştir (Goloğlu, 2000: 91-92; BOA., C. DH., 9395).
Kuğuzade Süleyman Paşa, sadrazama yazdığı bir mektupta, Trabzon Sancağı mutasarrıflığına ve Sohum muhafızlık ve başbuğluğuna tayini üzerine Trabzon’a gittiğini; ancak burada kaleye kapanan eski Trabzon valisi Abdullah Paşa tarafından şehre alınmadığını, bu yüzden Sohum ve havalisine kardeşi Ömer Bey’i göndererek, kendisinin de ortaya çıkan bu asayişsizlik ortamını düzelteceğini belirtmiştir (BOA., C. AS., 30596). Buna benzer bir başka olay ilerleyen yıllarda, Yaş antlaşmasının ardından, Anapa’ya tayin edilen Kuğuzade Süleyman Ağa’nın görev bölgesine gitmeyerek yerine Mustafa Paşa’yı göndermesiyle vuku bulmuştur (Gökçe, 1979: 176-177).
Durumu merkeze bildirdikten sonra Trabzon’a doğru hareket eden Süleyman Paşa, Trabzon kalesine geldiğinde Sarı Abdullah Paşa’nın kaleye kapanıp kendisine karşı savunmaya geçtiğini gördü. Süleyman Paşa Abdullah Paşa’ya haber göndererek Trabzon valisinin kendisi olduğunu bu yüzden kaleden çıkmasını, isterse valiliği üzerinde bulunan Erzurum’a gidebileceğini bildirdi (Goloğlu, 2000: 91-92; BOA., C. DH., 9395). Buna inanan Abdullah Paşa, Kalcıoğlu Ömer Ağa ile birlikte yola çıktı. Ancak Trabzon’a bir saat mesafede bulunan Tirzik mevkiinde Rizeli Tuzcuzade Memiş Ağa tarafından yakalanan Abdullah Paşa ve Kalcıoğlu Ömer Ağa idam edildiler (Şakir Şevket, 2013, 158).206 İdam edilen Kalcıoğlu Ömer Ağa’nın muhallefatının düzenlenmesi hususunda görevlendirilmiştir. Sarı Abdullah Paşa ve Kuğuzade Süleyman Paşa arasında cereyan eden bu silahlı mücadelede Abdullah Paşa, Anapa kalesine gönderilmek üzere Trabzon kalesine emaneten bırakılan mühimmatı Süleyman Paşa’ya karşı kullandığı ortaya çıkmıştır. Bu sebepten ötürü Abdullah Paşa tarafından kullanılmış olan mühimmatın Kuğuzade Süleyman Paşa tarafından belirlenerek kayda geçirilmesi istenmiştir (BOA., C. AS., 27649).
Kuğuzade Süleyman Paşa valiliği süresince bölge halkıylaiyi ilişkiler içinde olmaya gayret göstermiştir. Trabzon ve çevresinde yürüttüğü faaliyetler onu halkın nazarında önemini artırmıştır. Tevcihat vakti gelince Trabzon’da bulunan bir takım ileri gelenleri bir mazbata hazırlayarak kadının ilamıyla valiye göndermişlerdir. Buna göre; tevcihat vakti dolayısıyla Kuğuzade Süleyman Paşa’nın yerinden ayrılacağını düşünen bir takım kişilerin eşkıyalık faaliyetlerinde bulunduklarından bahsetmişlerdir. Özellikle Hatuniye Vakfı ve Gümüşhane civarında ortaya çıkan bu eşkıyaların cezalandırılması konusunda Süleyman Paşa özen göstermiş ve bunları bertaraf etmiştir. Bu gelişmeler üzerine Trabzon eyaletinin bir takım ileri gelenleri Trabzon ve çevresindeki asayiş sorununu Süleyman Paşa’nın çözebileceğinden bahisle yerinin değiştirilmemesini İstanbul hükümetinden talep etmişlerdir (BOA., C. DH., 12543).210 Buradan Kuğuzade Süleyman Paşa’nın sevilen ve saygı gören bir kişi, görevini layıkıyla yapan bir yönetici olduğu ortaya çıkarmak mümkündür.
Kuğuzade Süleyman Paşa 19 Mayıs 1794 tarihinde “…ecel-i mev’ud…” ile etkinlik sahası olan Görele kazasında vefat etmiştir (BOA., C. DH., 17096).211 Süleyman Paşa’nın ölümünden sonra devlete olan borcundan dolayı bütün muhallefatının devlet için zapt ve tahriri konusunda kapıcıbaşı Çelebi Mehmed Ağa görevlendirilmiş ise de zapt edilen bu eşyalardan kayda değer bir mal olmadığı tespit edilmiştir.
Ancak ahalinin verdiği bilgi neticesinde, kayıt dışında kalan emvalin Paşa’nın oğlu Mehmed Emin Ağa tarafından saklandığı ihtimali üzerinde durulmuş ve ortaya çıkarılması emredilmiştir. Bunun dışında ahalinin verdiği bir diğer bilgi ise Kuğuzade Süleyman Ağa’ya ait olan malların, Tirebolu voyvodası Reşidoğlu Süleyman ve Rize ayanı Tuzcuoğlu Memiş Ağa zimmetlerinde olduğu yönünde olmuştur.
Fakat yapılan tahkikat sonucunda Paşa’nın herhangi bir emvali olmaması yanı sıra 30-40.000 guruş da borcu ortaya çıkarılmıştır. Üstelik bu borcun ödenmesinin mümkün olmadığı da beyan edilmiştir (BOA.,C. ADL., 4515).
Ancak bu belgeden yaklaşık 2 ay sonra Trabzon valisinin tahriratında Trabzon Mütesellimi olan Kuğuzade Süleyman Paşa’nın ahaliyle iyi ilişkiler kuramadığından bahisle “ahali-yi sekine ve fukarasının emin ve rahadları meslub ve bi-huzur oldukları” belirtilmiştir. Bu gerekçeden ötürü Kuğuzade Süleyman Paşa’nın mütesellimlik görevinden azledilerek yerine Gönye sancağı sakinlerinden Mehmed Bey Trabzon’a mütesellim olarak tayin edildiği bildirilmiştir (BOA., C. DH., 13257).Trabzon valisi vezir Osman Paşa’ya gönderilen hükümde, Firari Canikli Battal Paşa’nın kırlangıç türü bir gemisinin Trabzon mutasarrıfı Kuğuzade Süleyman Paşa tarafından zapt edildiği, ancak içinde 8 adet top bulunan geminin battığı ve batmadan önce bu topların gemiden çıkartıldığı bildirilmiştir. Süleyman Paşa’nın elinde bulunan bu topların teslim alınarak hızlı bir şekilde tersaneye gönderilmesi emredilmiştir (BOA., C. AS., 27117). Kuğuzade Süleyman Ağa hakkında ortaya atılan bir başka iddia ise Abdullah Paşa ve Hayreddin Paşalara ait malları haksız bir şekilde zimmetine geçirdiğiyle ilgiliydi. Bu iddiaların araştırılması için Trabzon ve Sivas valisi Osman Paşa Trabzon ve Görele kadılarına hüküm gönderilmiştir (BOA., C. ML., 31243).
Ancak Kuğuzade Süleyman Ağa’nın vefatından sonra miriye olan borcu oğlu Mehmed Emin Ağa’ya intikal etmiş ve o da 3.500 guruş tutarında bir meblağı Asitane’de Baltacı Hanında sakin Selim Alemdar adlı kişiye havale etmiştir. Ancak Kuğuzade Süleyman’ın geriye kalan 45.000 guruşluk borcunu ödeyemeyeceğinden “ahval-i pürmelâllerine merhâmet ve şefkat-i seniye-yi şâhâne erzâni” ricasıyla babasına ait olan bu borcun affedilmesini istemiştir (BOA., C. ML., 12932). Kuğuzade Süleyman Paşa’nın valiliğiyle birlikte Kuğuzade ailesi gücünü arttırmış ve Süleyman Paşa’nın oğlu Mehmed Emin Ağa çok geçmeden Trabzon mütesellimi olarak görev almıştır. Kuğuzade Süleyman Paşa’nın devlete sadık, Rus savaşlarında ve Trabzon bölgesindeki eşkıyaların kontrol altına alınması konusunda başvurulan önemli şahsiyetlerden biri olmuştur. Kuğuzade Süleyman Paşa hakkında iki kez idam kararı çıkartılmasına rağmen, gerek bölge halkı gerekse yöneticiler tarafından merkeze gönderilen arzlarda affedilmesi istenmiş ve eceliyle vefat etmiştir. Halk tarafından çok sevilen bir kişi olan Kuğuzade Süleyman Paşa’nın tutulan terekesinde de pek fazla bir malı olmaması onun görevini kötüye kullanmayıp zimmetine mal geçirmediği şeklinde yorum yapmaya sevk etmektedir.