Değişen iktidarlar siyasal mücadeleler yüksek ve orta eğitimde farklı tip okullar oluşturmanın kapısını açmışlardır. Anadolu liseleri, Fen liseleri gibi yeni lise oluşumları doğarken özel okullar ilkokuldan yüksekokul üniversiteye kadar açılım ve kabul görmeye başlamışlardır. İmam hatipler ve sanat okulları da bu yenileşmeden pay alırken Anadolu imam hatip liseleri Anadolu sanat liseleri gibi liselerde başta öğretmen liseleri ve ziraat okulları gibi farklı amaca yönelik liselerde açılmaya başlamıştır.
Hele son dönemde yüksekokulda ortaya çıkan açık öğretim kurumları gece okulları mektupla TV ile eğitim gibi eğitim sistemleri de ortalığı daha da karıştırmıştır. İlköğretim okulları taşımalı eğitim kurumları derken kırsal yerleşimler okulsuz ve öğretmensiz bırakılmış buralar da etkinlik din görevlerine imamlara terk edilmiştir.
Bununla da kalınmamış halka hatta kadınlara yönelik Kur’an Kurslarıyla toplum dini eğitim lehine aşırı teşvike mecbur bırakılmıştır. Son olarak ülkemizde uygulamaya sokulan 4 + 4 + 4 olarak isimlendirilen eğitim sistemi devreye sokulup düz liseler dediğimiz klasik liseler tamamen ortadan kaldırılıp Anadolu ve Fen liseleri İmam hatip Liseleri sanat liseleri diyeceğimiz teknik okullar geçerli kılınınca hele birde İslam dini konusunda ki bilgileri içeren dersler zorunlu veya seçmeli ders olarak okullara maal edilince durum iyice Laiklik aleyhine bir görünüş kazanmıştır kanaatindeyim.
İslam enstitüleri ve ilahiyat fakültelerini rakip görerek eğitim sürdürmeye başlayınca özel yüksek okullar ve üniversiteler vakıf üniversiteleri devlet üniversitelerine rakip olunca ve hepsinden önemlisi üniversite seçme ve yerleştirme sınavlarına hazırlayan dershaneler faaliyetlerini artırınca eğitim sistemimiz tam bir keşmekeşe dönüşmüştür düşüncesindeyim. Daha da önemlisi söz konusu sınavlarda yolsuzluklar yapılınca keşmekeş daha da artmıştır.
Bütün bunlardan sonra ülkemizdeki eğitim sitemi iktidarda kim varsa onun istediğini yapabileceği bir sisteme dönüşmüş tabiri caizse görünüşte milli eğitimin hakim olduğu bir eğitim sistemi var gibi gözükse de aslında yapancı okullarıyla meslek okullarıyla imam hatibiyle fen liseleriyle Anadolu liseleriyle özel okullarıyla özel ve devlet üniversiteleriyle de tevhidi tedrisat kanuna uygun bir eğitim sisteminin ülkemizde varlığından devam ettiğinden söz etmek oldukça zordur düşüncesindeyim.
Hele ülkemizde son yıllarda laiklik karşıtları Osmanlıcılar, yeni Osmanlıcılar, hilafetçiler, Osmanlıca diye tanıtılan dil peşinde koşanlar toplumda etkinliklerini arttırıp siyasal hakimiyetlere erişmeye başlayınca, etkin olmaya başlatınca tevhidi tedrisat kanununun uygulanmasında suiistimaller daha da artmıştır.
Cumhuriyet yönetiminin ortaya koyduğu Milli Eğitimin temel amaçları bir kenara itildiği gibi Cumhuriyet yönetiminin oluşturduğu ve ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim şeklinde bölümlere ayırarak bu bölümlenmeye uygun olarak kurduğu ilkokullar, ortaokullar, klasik liseler, üniversite ve yüksekokullar, meslek okulları, askeri okullar kuruluşlarındaki sistemlerini kaybedip bir kısmı ortadan kalkarken yerlerine dönemin yöneticilerinin siyasi arzu ve amaçlarına göre oluşturup sistemleştirerek kurdukları okullar yeni eğitim kurumları ortaya konulunca adeta Tevhid-i Tedrisat Kanunu ortadan kaldırılmış gibi bir görünüş ortaya çıkmıştır.
Hele bir de özel okullar, vakıf okulları hatta açıkça belirtilmese bile tarikat ve cemaat kuruluş veya destekli özel okullar ortaya çıkınca bence Tevhid-i Tedrisat Kanunu tamamen kağıt üzerinde kalmıştır. Bu yüzden bence Türk Eğitim sistemi kurucu dönemin ortaya koyduğu ilk eğitim inkılabını düzenleyen Tevhid-i Tedrisat Kanunu yeni baştan düzenlenerek onun amaçlarına ve ilkelerine sadık kalınarak Türk Eğitim sistemine ve camiasına yeniden kazandırılmalı yeniden etkili hale dönüştürülmelidir.
Böyle yapılmakla Türk eğitim sistemi yeniden kuruluş döneminin atılımcı, inkılapçı hatta katılımcı felsefesine kavuşturulacak ortadan kaldırılmaya çalışılan laik sistem toplumumuza ve devletimize yeniden kazandırılabilecektir düşüncesindeyim. Böyle yapılmadığı taktirde eğitim sistemimiz Osmanlının son dönemindeki duruma düşecek toplum geleceği olan gençlerinin topluma faydalı halde yetiştirilmesinden kabaca söylemek gerekirse laik, cumhuriyetçi, parlamenter sistemine sadık bekçileri olan, olması gereken gençlerin yetişmesinden uzak kalacak gençliğini kaybedebilecektir.