güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Yazının Giriş Tarihi: 30.11.2021 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.11.2021 00:03

Almanların Türklerle birlikteliklerinden köken ayniliğinden bahsettiğimiz sırada tarihsel yapı içerisinde bir başka Alman Türk benzerliğine daha dikkat çekmek isterim. Tarihi olaylara dinler tarihi çerçevesi içerisinde baktığımızda her iki milletin de kabul ettikleri dinin yahut dinlerin en ateşli savunucuları en can siperane müdafileri olmuşlardır. Almanlar kabul ettikleri Katolik Hıristiyanlığın Türkler ise ( Oğuz Türkleri) İslamiyet’in en ateşli savunucuları uğruna asırlarca can vermekten, kan vermekten çekinmeyen birer millet olmuşlardır.

Katolik Hıristiyan dinine karşı girişilen saldırılara en ön safta Almanlar göğüs germiş, Hıristiyanlık adına yapılan saldırıların en ön safında Almanlar yer almıştır. Ne tuhaftır ki aynı şeyi İslam dini açısından bilhassa Orta Doğu’da Türkler için rahatlıkla söyleyebiliriz. Hıristiyanlarca Islama ve İslam ülkelerine yapılan saldırılara ön safta Türkler göğüs gererken İslam adına Hıristiyanlara karşı girişilen seferlerde cihatlarda yine Türkler yer almışlardır. Bu konuda tuhaf bi nokta daha mevcuttur. O da Almanlar olsun Türkler olsun o dini kabul eden milletler içerisinde en son kabul eden milletler olmalarıdır. Tarih akışı içerisinde baktığımızda Avrupa’da Hıristiyanlığı en son kabul edenler Almanlar olurken Orta Doğuda bir başka deyişle yakın doğuda İslam dinini en son kabul eden millet Türklerdir.

Yine dikkat çeken bir nokta da şurasıdır. Her iki millet de kabul edip daha sonra en kanlı en ateşli savunucuları oldukları bu dinlere önce direnmişler, kabul etmemek için uzun kanlı mücadeleler vermişler. Daha sonra direndikleri bu dinleri topluca kabul edip en ateşli savunucuları olmuşlardır. Bu iki milletin sahip oldukları dinler konusundaki tarihsel davranışları arasındaki benzerlik yani huy ve karakter benzerliği bence bu iki milletin ana kökende ayniliğin yahut tarihin ilk çağlarında birlikteliklerinin işareti ve delili olarak değerlendirilebilecek bir durumdur.

Almanlar ve Türklerin mensubu bulundukları dinleri kabulden sonraki davranışları da o dinlerin işlerliği konusundaki katkıları değişiklikleri ortaya koymaları da benzerlik arz eder. Hatırlayalım Almanlar ilk Hıristiyan olduklarında Katolik mezhebine dâhildirler. Bu mezhebin kaidelerini dini lideri olan papayı ciddi bir şekilde benimsemelerine karşılık zamanla Papa ve çevresinin dini kaidelere uymayan davranışları Hz. İsa’ya ve Hıristiyan kaidelerine gerekli özeni göstermemeleri bil hassa Haçlı seferlerinde Papaların vaatlerinin din adamlarının sözlerinin aksine neticeler ortaya çıkması Almanları Katoliklikten soğutmuştur. Yeni dinsel arayışlar içerisine giren Alman toplumu kendi karakterine uygun yeni bir mezhep olan Protestanlığı ortaya çıkarmışlardır.

Aynı durumu Türkler için de söyleyebiliriz. İslamiyet’i kabul ettiklerinde mevcut olan tek tip İslamiyet’e Şii mezhebi gibi bir mezhebi ağırlık vererek onlar kazandırmışlardır. Gerçi bu mezhebin ilk çıkışında başka İslam grupların da katkısı mevcutsa da Şii mezhebini geliştirip ondan yeni alt mezhepler türeten Türkler olmuştur. Bugün İslam dünyasının en geniş grubunu Şii olarak Türkler oluşturmaktadır. Almanlar nasıl bir Martin Luter çıkarmışlarsa Türklerde Hacı Bektaş Veliler, Mevlanalar çıkarmayı bilmişlerdir. Bütün bu izahlardan sonra şunu açıklıkla söyleyebiliriz.

Almanlar Hıristiyanlığın savunuculuğunu yapmakla Hıristiyanlığa kültürel katkıda bulunmakta İslamiyet’in savunuculuğunu yapan ona kültürel katkılarda bulunan Türklerle karakter bakımından ayniliği ortaya koymaktadırlar. Öyleyse neden kitlesel huy ve karakterleri benzeyen bu iki millet geçmişte aynı köktendir? Geçmiş dönemlerde uzun müddet birlikte yaşamışlardır dersek yanlış söylemiş olalım. Bu arada şu yöne değinmek isterim Almanlar Avrupa’da etkin ve söz sahibi olabilmek için, Avrupa halkları tarafından kabul görebilmek için Hıristiyan olmanın şart olduğunu görmüşler. Bu düşünce yapısıyla Hıristiyan olmuşlardır.

Oğuz Türkleri ise ön Asya’da bir başka tabirle Orta Doğu’da söz sahibi olabilmek için bu bölgedeki milletler tarafından kabul görebilmek için İslamiyet’i kabul etmenin yerinde olacağını tespit etmişler ve öyle İslamiyet’i kabul etmişlerdir. Her iki milletin mensubu oldukları dinleri kabullerinde aynı temel düşünce yattığına göre bu iki milletin kafa yapıları birbirlerine benzer birbirlerinin aynı özelliktedir. Bence bu durumda temize destek verir bir özelliktir.

Almanların Hıristiyan dininin kabulünden sonra bu dini benimseyişlerinden sonra din uğruna mücadele etme konusunda Türklerle aynı özelliği gösterdiğini belirtmiştik. Bu konuda en güzel örneği Almanlar açısından Haçlı seferlerine katkıları ortaya koyar. Devam edecek…

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.