Değerli Okurlarım,
Hepimizin bildiği gibi önümüzde çok yakın zamanda gerçekleşecek genel seçimle ülkemizde sadece görev yapacak yöneticilerimizi veya meclisimizde yer alacak vekillerimizi belirlemekle kalmayacağız. Yaşayacağımız önümüzdeki seçimin geçmişteki seçimlerden farklı kılan en önemli yönü bu seçimle mevcut rejimimizi bırakıp yeni bir rejime ayak atacağımız bir seçim olmasıdır. Ülke ve millet olarak daha önceki seçimlerde bizler ya yerel yöneticilerimizi seçip görevlendirmiş veyahutta ülkeyi yöneten Türkiye Büyük Millet Meclisini oluşturacak milletvekillerimizi seçip görevlendirmişizdir. Bu yüzden geçmiş seçimlerde ülkeyi yönetecek kadroları direkt olarak yaptığımız seçimle bizler görevlendirmemiş, yaptığımız seçimle tespit ettiğimiz milletvekillerimiz kendi seçimleriyle ulusal yöneticilerimizi belirleyip görevlendirmişlerdir. Tabi bunun istisnası daha önce de belirttiğim gibi bizler ancak yerel yöneticilerimizi seçebilmişizdir. Ama bu önümüzdeki seçimle seçmen olarak bizler ülkeyi yönetecek kişiyi ve ona yardımcı olacak kişileri bizzat tespit etmiş olmak durumuyla karşı karşıya bulunmaktayız. Bütün bunlardan sonra özetle vurgulamak isterim ki karşımıza gelen seçim yönetici seçimi gibi gözükse de aslında bu seçim öncesi gerçekleşen referandumla tespit edilen geleceğe yönelik tespit edilmiş Cumhurbaşkanlığı adıyla belirtilse de başkanlık rejimi diyebileceğimiz rejimin uygulanmasına onay vermek olacaktır. Bu yüzdendir ki bu seçimde seçmen olarak seçimde ön planda tutacağımız konu cumhurbaşkanı olarak seçilecek olan kişinin rejim değişikliğine taraf olup rejimi değiştirmeye çalışıp çalışmayacağı veyahut cumhurbaşkanı seçilecek kişinin cumhurbaşkanlığı sistemini değiştirip tekrar terk etmek üzere olduğumuz parlamenter rejime geri dönmeyi gerçekleştirmeye yönelik çalışma yapıp yapmayacağı olmalıdır kanaatindeyim. Bir başka tabirle biz seçmen olarak eğer parlamenter rejim taraftarıysak seçeceğimiz cumhurbaşkanının bizi son referandumla ortaya çıkardığımız fiili rejim durumuna gelen cumhurbaşkanlığı rejiminde tekrar Atatürk’ün mirası parlamenter rejime döndürecek kişiyi seçmemiz şarttır. Bunun aksi davrandığımızda yani cumhurbaşkanlığı rejimini uygulamayı ve sürdürmeyi devam ettirecek bir adaya rey verdiğimizde kendi fikir ve arzumuza ihanet etmiş olacağımızı aklımızdan çıkarmamalıyız. Şayet cumhurbaşkanlığı rejimine meyilli ve taraftar isek haliyle bu rejimi sürdürmeyecek bir kişiye oy vermemiz de yine kendi fikrimize ve arzumuza ihanet olacaktır. İşte seçimde seçmen olarak ana kaide olarak bu düşünceleri ön planda tutmamız, reyimizi ona göre vermemiz gerekir düşüncesindeyim.
Yine şunu da hatırlatmak isterim ki önümüzdeki seçime has olmak üzere partilerin meydana getirdiği ittifak sistemini de iyice kavrayıp vereceğimiz reylerde ittifak sistemini ön planda tutacaksak reyimizi ona göre kullanmamız gerekir düşüncesindeyim. İttifakın kendi partimizi desteklemekten bizi caydırmaması gerektiği kanaatindeyim. Bence seçmen olarak kendi partimizin seçim pusulasındaki kendisine ait yere EVET mührünü basmalıyız.
Şunu bir kez daha hatırlatmak isterim ki bir partili seçmen olarak ittifaka uymak uğruna partimizin ana ilkelerine,tüzük hükümlerine ve kuruluş amaçlarına aykırı icraatten kaçınmalı, bu hükümlere aykırı olarak bizi oy kullanmaya sevk eden, sevk etmeye çalışan parti liderimize veya diğer parti yöneticilerimize itaat etmek maksadıyla partimizin kuruluş ilkelerine, tüzük ve yönetmelik ilkelerine uymayan şahısları desteklemek maksadıyla rey vermeye yönelmemeliyiz düşüncesindeyim.
Şunu bir kez daha hatırlatmayı yerinde bulmaktayım. Önümüzdeki seçimin yönetici seçiminden daha ziyade rejim seçme seçimi olduğunu hiçbir zaman unutmayalım. Kurtuluş harbinin müteakip kurulan Cumhuriyet rejimimizi, parlamenter sistemimizi TBMM’ni temel alan laik yönetim sistemimizi yaşatmayı arzuluyorsak cumhurbaşkanlığı sistemi denilen henüz daha teşkilatı oluşturulmamış tam manasıyla ne üdüğü ortada olmayan rejimi uygulamayı sürdürmeyi desteklemeyi bir kenara bırakmalı ülkemizi en kısa zamanda tekrar parlamenter sisteme dönmeyi vaat eden kişilere destek vermeyi, onları görevlendirmeyi ön planda tutmalıyız. Bazı siyasilerimizin bizzat söylediği gibi eski Türkiye diye isimlendirdikleri parlamenter sistemimizi öldürüp tabuta koyacak, tabutuna son çiviyi çakmak demek olan yeni rejimi uygulayacak ve sürdürecek kişilere rey vermekten uzak durmalıyız. Yok eğer bizzat kendimizde eski sistemin, parlamenter sistemin yaklaşık 100 senedir süren parlamenter Cumhuriyet sisteminin sona ermesini istiyorsak haliyle bu rejimi uygulayacak, sürdürecek adaylara rey vermeyi, onları görevlendirmeyi gerçekleştireceğimizden yukarıdaki tavsiyelerimize zaten gerek kalmayacağı ortadadır.
Son olarak vurgulamak isterim ki ülkenin kaderi seçmenin ve seçmenlerin tercihine bağlıdır. Tabi seçmenin gerçek kararını yansıtacak gerçek bir seçim toplum olarak arzumuzdur. Umarım seçim hileleriyle seçmenin gerçek kararını yansıtacak ortam bozulmaz. Bu konuda başta iktidar olmak üzere bütün siyasi partilerimize görev düştüğü ortadadır. Temiz ve hilesiz bir seçimle milletimiz seçimde kararını ortaya koymayı başarır, ülkemizin ve toplumumuzun geleceği umarım bu karara göre şekillenir.