Zerdüşt’ün Yaşadığı Dönem
Avesta’nın ilkyazı dili Pehlevice’den hareketle Zerdüşt’ün, M.Ö. 551–479 yılları arasında yaşadığı ve doğu İran(Arya) kabilelerinden birine mensup olduğu ve bugünkü İran’ın doğu ya da kuzey doğusundaki Harezm ile Belh yakınlarında doğduğu tahmin edenler de bulunmaktadır. Haşim Razi ise, Taberi’den naklen, onun Filistin asıllı olduğunu, daha sonra Belh yakınlarında bir yere yerleştiğini ileri sürmektedir . Hatta Haşim Razi, onun doğumu ile ilgili olarak detay derecesinde şu bilgileri aktarmaktadır: “Zerdüştilere göre o birinci ayın altısında ( İran güneş takviminin 1. ayı 21 Mart – 20 Nisan ) doğmuştur. Zerdüşt’ün doğumuyla ilgili şöyle bir öyküden söz edilmektedir. O, gülerek dünyaya gelmiş ve bu gülüşü herkesi hayrete düşürmüştür. Zerdüşt’ün gülerek dünyaya gelmesi pek çok şaire ilham kaynağı olmuştur. Örneğin onun için yazılan şiirlerden birinde şöyle denmektedir :
O zaman ki sabah güneşi yüzünü gösterdi
Güzel yüzlü Zerdüşt annesinden doğdu
Annesinden ayrıldığı an gülmeye başladı
Onun gülüşü ile her taraf aydınlandı
Babası hayretler içinde kaldı
Onun o güzel gülüşünden
Babası, içinden: bu tanrının sevdiği kuludur
Çünkü herkes ağlamalarla dünya ya gelir”.
Zerdüşt’ün yaşadığı dönemle ilgili tarihi malumatın, bazıları biri birleriyle çelişmekle birlikte, Yunan tarihçilerinin eserlerinde konu ile ilgili bilgileri bulmak mümkündür. Yunanlı yazar Xantus ( M.Ö.450–500 ) Zerdüşt’ün yaşadığı dönemin Hişaryar Şah’ın M.Ö.480 yılında Yunanistan üzerine yaptığı baskından 6000 yıl önce yaşadığını belirtmektedir. Eflatun’un( m.ö.427–347) “ Alkibiades ” isimli eserindeki notları inceleyen öğrencileri, Zerdüşt’ün Eflatun”un ölümünden 6000 yıl önce yaşadığını nakletmektedir. Ağırlıklı olarak Yunanlı bilim adamlarına ait olan Zerdüşt ile ilgili bu ileri tarihli bilgiler başka bilim adamları tarafından da desteklenmektedir. Alman bilim adamı Baron- Bunsen “ Tarihte Mısırın Yeri ” isimli eserinde, Zerdüşt’ün yaşadığı dönemin, İsa’nın doğumundan 6500 yıl önce olduğunu ifade etmektedir. Hint kökenli kaynaklarda Zerdüşt’ün İsa’ya daha yakın dönemlerde yaşadığı yönünde bilgiler bulunmaktadır. Nitekim bunlardan bazılarında onun m.ö. 2000 yılında doğduğu ve Veda’larda adının Garadashti olarak verildiği söylenmektedir. Dolayısıyla Zerdüşt’ün doğum tarihi üzerinde her kültür ve yöreye göre farklı bilgilere rastlamak mümkün olmakta ve bunlar arasında her hangi tercih yapmak zorlaşmaktadır. Avesta’da bu konuda bilgi bulunmaması dolayısıyla belirtilen abartılı tarihleri kuşkuyla karşılamak ve verilen tarihlere ihtiyatla yaklaşmak gerekmektedir. Bu fikir ve görüşlerin farklı zaman dilimlerinde ve farklı mekânlarda, çeşitli şekilde doğması ve yayılması neticesinde farklı görüşler ortaya çıkmaktadır. Yukarıda verilen bu bilgilerin, kaynaklarda nakledilen bazı bilgiler karşısında mitolojik bir karakter arz ettiği görünmekte ve çok da inandırıcı bulunmamaktadır.
Büyük ilim adamı Ebu Reyhan el-Biruni, Zerdüşt hakkında yazdığı bir eserinde, onun Büyük İskender’den 258 yıl önce yaşadığını belirtmektedir . Bu durumda Zerdüşt’ün milattan önce 660 ile 583 yılları arasında yaşadığı tahmin edilmektedir. Fakat bu konularda araştırmalarda bulunan bilim adamları, Zerdüşt’ün yaşadığı dönem ile ilgili bilgileri ihtiyatla karşılamakta, Gata’ların metin araştırmalarından elde edilen sonuçları baz alarak, onun yaşadığı dönemin milattan önce 1080’lere kadar inebileceğini iddia etmektedirler. Annemarıe Schımmel, İsveç asıllı müsteşrik H. S. Nyberg’in verdiği bilgilere de dayanarak Zerdüşt’ün yaşadığı dönem ve coğrafya ile ilgili olarak şu bilgileri nakletmektedir :
“Zerdüşt’ün faaliyetlerinin ne zaman vuku bulduğunu kesin olarak tespit etmek mümkün değildir. Bazı kayıtlardan kendisinin m.ö. 6.asırdan önce ortaya çıktığı anlaşılabilir, bazıları da onun m.ö. 560 senesinde doğduğunu belirtmektedir. Onun dünyaya geldiği yer Harezm ve Maveraünnehir yakınlarında hayvan yetiştiren bir kabilenin yaşadığı topraklardır. Oraya akın eden, memleketinin yakınlarında yayılmış olan Mitra dinine mensup olanlarla münakaşalarda bulunmasından dolayı Zerdüşt’ün Sirderya dolaylarında oturan bir aşiretin ülkesine gidip orada dava ve dini telkinlerini yaydığı ve oranın hükümdarı Viştaspa’nın kendisinden etkilendiği muhtemeldir.”