SON DAKİKA
Hava Durumu

PEYGAMBERLER TARİHİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48

Açıklama:

Bu hadisin senedi sağlamdır. İsnâddaki Fıtr b. Hânife’yi Ahmet b. Hanbel, Yahya b. Saîd el-Kettân, Yahya b. Maîn, Nesaî, î, İbn Sa'ad ve Sâcî sika kabul etmişlerdir.

Bu hadis, yukarıda geçen hadisle aynı mânâdadır. Rasûlullah'ın söz konusu ettiği şahıs Mehdî'dir. Yukarıda gerekli malumat verilmiştir.[13]

Ümmü seleme (r.a) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a)'i şöyle buyururken işittim:

"Mehdî[14] benim ailemden, Fatima'nın oğullarındandır."

Abdullah b. Cafer şöyle demiştir: Ebûl Melhyi, Ali b. Nüfeyl'i överken ve onun iyiliğini söylerken dinledim.[15]

Açıklama:

Hadisin İbn Mâce'deki rivâyetinde "benim ailemden" cümlesi mevcut değildir. "Benim ailem" diye tercüme ettiğimiz (...) kelimesi birkaç mânâya gelmektedir. Hattabî, bu kelime ile ilgili olarak şu mânâlara işâret etmektedir.

a) Kişinin, kendi sulbünden gelen oğlu,

b) Kişinin akrabaları,

c) Kişinin amcaoğullan Hz. Ebu Bekir Sakîfe gününde, "Biz, Rasûlullah'ın amca oğullarıyız" demiştir.

İbnü'l Esîr, En-Nihâye adındaki eserinde bu kelimeyi şöyle izah etmiş­tir: Kişinin en yakın akrabasıdır. Hz. Peygamber'in ailesi Abdû'l Muttalip oğullandır. Kureyş olduğu da söylenmiştir. Meşhur olan, onların, kendilerine zekat verilmesi caiz olmalayanlar (Haşimoğulları) olduğudur.

Hadisin devamında Efendimiz (s.a), Mehdî'nin Hz. Fâtıma'nın evlâdından olacağını beyan buyurmuştur. Hafız İmâduddin, bu ifadeyi göz önüne alarak Mehdî'nin Abbasilerden sonra çıkacağını söylemiştir.

Bu hadis, Mehdî'nin Hz. Fatıma'nın oğulları arasından çıkacağı konusunda açıktır. Ama hangi oğlunun neslinden geleceği konusunda bir açıklık yoktur. Bu konu daha önceki hadisin şerhinde açıklanmıştır.

Hadisin sonunda Abdullah b. Cafer, Râvîlerden Ali b. Nüfeyl'in güvenli bir râvî olduğuna dikkat çekmek istemiştir. Onu böyle bir izaha gerek duyduran sebep Ali b. Nüfeyl hakkındaki bazı söylentilerdir. Ulema ge­nelde bu zat hakkında (Lâ be se bih) tâbirini kullanmaktadır.[16]

Ebû Saîd El Hudrî (r.a)'dan rivâyt edildiğine göre, Rasûlullah (s.a) şöyle buyurmuştur:

"Mehdî ben (im neslim) dendir. O açık alınlı ve ince burunludur. Dünyayı zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracak ve yedi sene hüküm sürecektir."[17]

Açıklama:

"Açık alınlı" diye tercüme ettiğimiz (...) terkibi, aslında, "başının ön tarafının saçı dökül­müş veya saçının yarısı dökülmüş" mânâlarındandır. "İnce burunlu" diye tercüme ettiğimiz (...) terkibinin de ayrıca, uzun burunlu, yumru burunlu mânâlarına gelmesi ihtimal vardır.

Bu hadiste Efendimiz, yukarıdakilerden farklı olarak Mehdî'nin şekli­ni tarif etmiş, kalacağı müddeti söylemiştir. El Münâvî bir rivayette yedi senenin yanı sıra "Veya dokuz" sene ilâvesinin, başka bir rivayette de "Allah ona üç yüz bin melekle yardım edecektir." ilâvesinin yer aldığını söyler.[18]

[1] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/393-394.

[2] Tirmizî, Fiten, 46. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/394.

[3] Müslîm. İmare 7; Ahmed b. Hanbel V-90,93. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/395.

[4] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/395.

[5] Müslim, İmare 6.

[6] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/395-399.

[7] Bu işaret değişik senetleri delirtmek için konulur. Bu hadis Müellife beş ayrı isnâdla gelmiş ve bunların ara sun harfi İle ayırmıştır. "Tahvil" anlamındadır.

[8] Buradaki şek râvî'dendir,

[9] Şek râvîdendir.

[10] Tirmizî, Fiten 52. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/399-400.

[11] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/400-401.

[12] İbn. Mâce, Fiten 34 Ahmed b. Hanbel 1-299, III -28,37. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/401-402.

[13] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/402.

[14] "Mühdi" şeklinde okumak mümkündür.

[15] İbn Mâce, Fiten 34. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/402.

[16] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/402-403.

[17] Ahmed b. Hanbel II-291, 111-17. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/403-404.

[18] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/404.

 Bu hadislerin mevcutluğu ille de mehdi denilen ve beklenilen kişini geleceğine işaret sayılmaya bilir. Çünkü hadislerin derlenmesi peygamberimizin ölümünden çok sonra gerçekleştirile bilmiş kaynak olan kişiler birkaç nesil değiştirerek kaynaklık mevkiine ulaşa bilmişlerdir. Mesela peygamberden duyduğunu söyleyen sahabe ölmüş hadis derleyen kişi söz konusu hadis’i o kişinin torunundan yahut torunun arkadaşından derleme durumuna düşe bilmiştir. Bu yüzden hadislerin sahihliği her zaman mümkün olamamaktadır. Üstelik hadislerin kesin doğruluğu Ayet ve Sure hükümlerinde yer alan bilgilerle uyuşmasına onlar tarafından tamamlanmasına ve ya onları izah eder İzah eder durumda olmasına göre değerlendirilmektedir. Mehdi konusunda ayetler olmadığına göre mehdi konusunda ki hadisler hangi kuran hükümlerine göre değerlendirilip İslam hükümlerine uyup uymadığı kabul edilebilecektir. Bütün bunlara rağmen İslami kaideler ölçüsünde mehdinin varlığını mehdinin geleceğini kabul etmek oldukça zordur. Ancak mehdi ile birlikte buluşup yardımlaşarak Deccal’a karşı harekete geçeceği söylenilen Mesih yani dirilecek İsa ile ilgili kutsal kitap metinlerinin mehdi konusun da bilgiler verebileceğini düşünmek mümkündür kanaatindeyim. Mehdi konusunda bu yolda bilgiler vere bilmek için Mesih konusunun da irdelenip incelenmesi gerekir. Ondan sonra her 2’ si hakkında yeni den yorumlamaya gidilmesi daha doğru olacaktır düşüncesindeyim.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.