Türk silahlı kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Fırat Kalkanı Harekatı bilerek veya bilmeyerek yıllar önce aynı sahada kazanılan bir zaferin yıldönümüne denk gelecek bir tarihlenme ortaya koymaktadır.
Çünkü bundan 500 sene önce büyük çoğunlukla tarihçelerimizin Türk devleti saydığı Osmanlı devletinin önemli padişahlarından Yavuz Sultan Selim komutasındaki Osmanlı ordusu 1516 senesinde Suriye toprağına girmiş Kansu Gavri yönetimindeki Memlük İmparatorluğu ordusuyla Halep yakınlarındaki Mercidabık sahasında karşı karşıya gelip savaşmışlar Kansu Gavri yenilip Suriye ve Filistin sahası Osmanlıların eline geçmiştir.
Bu zafer 24 Ağustos 1516 tarihinde kazanılmıştır. Bu savaşın tarafları İslam olup aynı zamanda devletleri de Türk devleti sayılmaktadır. Sayılmaktadır diyorum çünkü Memlüklüler de Osmanlılarda imparatorluktu. İmparatorluk olan devletlerde milliyetten söz etmek oldukça zordur.
Mesela Memlük İmparatorluğu’nun yöneticileri Kafkas ağırlıklı yahut kuzey Türkleri ağırlıklı Türk kökenli kişiler olup ordularında da Türk kökenli kişiler ön planda yer alıp önemli yer işgal etmektedir. Ama halkının büyük çoğunluğu İslam Araplardır. Aynı şekilde Osmanlıların da yönetici kadrosu Türk kökenli sayılmakta (sayılmakta diyorum çünkü padişahların hemen hemen hepsinin annesi devşirme olup Türk olmadığı gibi kapı kulu askerlerinin devletin yönetimini elinde tutan sadrazam başta olmak üzere diğer yöneticilerin pek çoğu da devşirme olup Hıristiyan kökenlidir.)
Buna mukabil imparatorluğu oluşturan halkta Türk ve Hristiyan Avrupalı pek çok farklı milletten oluşmaktadır. Bu yüzdendir ki bu zaferi Osmanlı devletini Türk sayan çoğunluklu Türk tarihçileri Memlük Devleti’nin nedense bir türlü Türk görmeyip bu zaferin aynı zamanda bir Türk yenilgisi olduğundan bahsetmezler. Bu nedenledir ki Mercidabık Zaferi’ni Türk zaferi değil de Osmanlı zaferi demek daha doğru bir anlatım olur diye düşünmekteyim.
Osmanlı devletinin hükümdarı 1. Selim bu zaferle hakimiyetini Suriye sahasına kabul ettirmek imkanını elde etmiştir. Ne tesadüftür ki 1. Selim’in 24 Ağustos harekatı öncesi Suriye, Mısır merkezli Memlükler’in elinde olduğu gibi İran’daki saferi devleti ile bu devlet arasında sıkı bir dostluk mevcuttur. Orta doğudaki bu hakimiyet kavgasına yeni karışan bu Osmanlı bu hakimiyet savaşında kendine yardımcı olarak hem Memlüklülerin hem de Saferiler’in ihanet eden gruplarını seçmişlerdir.
Nitekim birinci Selim Mercidabık öncesi Saferiler’le yaptığı savaşta Saferiler’e ihanet eden eskiden onlara bağlı yerel Kürt beylerinin yardımlarını aldığı gibi Mercidabık’ta da Kansu Gavri’ye ihanet eden Memlüklüler’in Şam ve Halep beylerbeyi Hayırbay ve Canberdi Gazali gibi devletlerine ihanet eden Suriyeli Memlük yöneticilerinin yardımını temin etmiştir. Mercidabık zaferinin kazanılmasın da Osmanlıların ateşli silahlarının sağladığı üstünlük kadar Kansu Gavri’ye ihanet eden Suriyeli yöneticilerin de payı ve katkısı büyüktür.
Fakat ne acıdır ki 1. Selim’e kendi devletlerine yaptıkları ihanetle Mercidabık Zaferi’nin kazanılmasına yardımcı olan bu hainler 1. Selim ölünce fırsattan istifade etmek amacıyla Selim’in oğlu 2. Süleyman’a isyan edip Suriye de yeni bir devlet kurmaya kalkışmaktan çekinmemişlerdir. Nitekim kanunu Sultan Süleyman zamanının iç isyanlarından birisi olan Suriye’deki Canberdi Gazali İsyanı böyle bir isyandı.
Bu yüzdendir ki İslam öncesi dönemde de İslam devletleri döneminde de Suriye ve Irak bölgesi hainlerin ve hainliklerin yaşandığı bölge olmuştur. Bu yüzden de bu bölge halkı kendileri huzur görmediği gibi Mısır, Anadolu ve İran kültür bölgeleri içinde sürekli huzursuzluk kaynağı olmuşlardır. Sümerler döneminden başlayıp İslam Türk dönemine kadar bir sürü ihanetler bu bölgede yaşanmıştır.
İlk çağlarda Samiler, emirlerinde yaşadıkları Sümer şehir devletlerine sürekli ihanet ettikleri gibi hatta kendi kurdukları devletlerde de bir sürü ihanetler Gerçekleştirmişlerdir. Suriye ve Filistin bölgesi Pers devletinde olsun İskender roma, Bizans devletlerinde olsun sık sık isyan bölgesi olmuş Samiler ve onların bir kolu olan Yahudiler bağlı oldukları devletlere karşı bir takım ihanet ve isyanlar gerçekleştirmeyi hiçbir zaman ihmal etmemişlerdir. Devam edecek…