güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

MİLLİYETÇİLİK VE ÜMMETÇİLİK AYNI ŞEY DEĞİLDİR

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Değerli okurlarım,

Daha önce geçirdiğimiz genel seçim ve 31 Mart’ta geçireceğimiz yerel seçim nedeniyle ülkemizde oluşturulan parti ittifaklarına baktığımızda ümmetçi ve milliyetçi partilerin aynı safta buluşup aynı amaçlara yönelik ittifak oluşturduklarını görmekteyiz. Oysa bu durum eşyanın ve konumun tabiatına aykırı bir durumdur. Çünkü ümmetçiler ve milliyetçiler birbirini reddeden, başarıya ulaştıklarında karşısındakini ortadan kaldırmayı amaçlayan inanış ve kitlelerdir. Bu nedenledir ki yerel seçim öncesinde ümmetçilerle ittifak oluşturan milliyetçi partileri neden böyle bir yanlışlığa veya hataya düştüklerini anlamamızın zorluğunu açıkça belirtmek isterim. Bence ümmetçiler ve Türk milliyetçilerinin aynı ittifak grubunda buluşmalarının sebebi İslam dininin etkisinde kalarak Türk milliyetçiliğiyle ümmetçiliği aynı görüp aralarındaki farkı göz ardı etmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle bu grupların hatalarını özellikle Türk milliyetçilerinin hatalarını düzeltebilmek amacıyla ümmetçilikle Türk milliyetçiliğini aynı olmadığını irdelemek ve anlamak açısında uyarmak maksadıyla neden ümmetçiliğin Türk milliyetçiliğiyle aynı olmadığını ortaya koymak maksadıyla bilgi vermek, yorumlamak istediğimde şu bilgilerin dile getirilmesi gerektiğini düşünmekteyim:

Ülkemiz halkının yaptığı en büyük hatalarının başında Ümmet kavramı ile Millet kavramını karıştırması bunun neticesinde her iki kavramı aynı kavram kabul etmesi gelmektedir.

Kanaatimce bu hatalı davranışın temelinde geçmişten günümüze milletimizin kurduğu ve ya içine dahil olduğu devletlerin yöneticilerinin tebaalarının yani vatandaşlarımızın bu hatalı düşünce hatasını benimsemek için büyük çaba göstermeleri oluşturmaktadır. Bunun en basit göstergesi tarih sahnesinde görülmüş bir oranda İslam ve ya Türk İslam devletleri diye bileceğimiz devletlerin tebaasını oluşturan kitleler büyük oranda hatta Türklerin miktarından daha büyük oranda farklı milletler ihtiva etmesine rağmen bu devletlerin halklarına ve etrafındaki milletlere Türk milleti olarak lanse etmeleri açıkça ortaya koymaktadır. Diye bilirim ki milletimiz Araplardan acemlerden zencilerden dönme Avrupa halkalarından oluşmasına rağmen bütün bu yabancılara rağmen yöneticilerinin başında bulundukları devletleri Türk devleti kabul etmesi öyle lanse etmesi bu hatalı davranışın tarih boyunca Türk halkını aldatmayı sürdür düklerini göstermektedir. Selçuklu devletinin Osmanlı devletinin ve ondan önceki Türk devletlerinin sadece Türk ırkından oluşmamasına karşın hatta hanedan üyelerinin biyolojik açıdan Türk olmamalarına karşılık devletlerini Türk devleti olarak kabul ettirme ve bu yolda lanse etmelerini anlamak oldukça zordur. İşte tarihin ilk devrelerinden bu yana süre gelen bu hatalı düşünce ve kabul sisteminin bu gün dahi sürmesinin sebebi bir oranda Türk halkının yöneticileri tarafından kasıtlı olarak bu hatalı davranışa yönlendirilmesi devam ettirmektedir. Dün nasıl Osmanlı sultanı hanedan devleti olan Osmanlı İmparatorluğunun tebaasının tamamını daha doğrusu tebaasının İslam dinini kabul etmiş olanları Türk kabul etmişse bu günkü devletimiz dede yöneticilerimiz başta olmak üzere Tüm vatandaşlarımız da İslam vatandaş kitlesinin tamamını Türk kabul etmek düşüncesindeyim. oysa bu telakki bilimsel verilere sosyolojik ve etnik verilere aykırı bir kabul oluşturmaktadır. Çünkü İslam olmalarına karşılık Ülkemiz tebaasını oluşturan Araplar, Acemler, Zenciler, Arnavutlar gibi guruplar hatta kendi iddialarına göre Türk ten ayrı bir ırk olduklarını bazı gruplarının iddia ettiği Gürcüler, Çerkezler, Kürtler dahi kabullerine göre İslam olmalarına karşılık Türk değildirler. Ancak buna rağmen ülkemizde yaşayan bütün İslam gruplarını kendilerine destek olmak üzere kendilerine oy vermelerini sağlamak maksadı. Tüm bu İslam kitlesini Türk milleti olarak kabul edip İslam ümmetini Türk saymaya yönelen yöneticilerimiz ve onlara uyan bazı vatandaş kitlelerimiz İslam olan herkesi tek bir millet hatta adını söylemeseler bile Türk milleti kabul eden bireylerimiz mevcuttur. Ne tuhaftır ki İslam ümmetini Türk milleti kabul ettiklerini hissettirmeye çalışan yöneticilerimiz ve bazı bireylerimiz aslında Türk olmayı bir oranda reddedip Adeta Türk lükten nefret edercesine Türk kimliğini ve ismini kendileri için kabul etmemeyi sürdürmeyi tercih etmektedirler düşüncesindeyim. Bu gibiler topluma ve ya bireylere yaptıkları hitaplarında millet ile ilgili beyanlarında Türk milleti tabirini kullanmayıp onun yerine bu millet kelimesini kullanmayı özellikle tercih etmeleri bir oranda onların Türklüğü kabul etmeyip İslam ümmeti kitlesini millet kabul ettiklerini açık ve bariz bir ifadesidir. Bu gibilere Türk milleti mensuplarının sorması gereken soru siz bu millet dediğiniz kitlenin gerçek adını ne olarak kabul ediyorsunuz. Bu millet adı ile dile getirdiğiniz milletin gerçek adı nedir, hangi milleti kastetmektesiniz yoksa millet dediğiniz kitlenin adı İslam ümmetimidir, doğrusu verecekleri cevap ne olacaktır milletçe öğrenmemiz gerekir düşüncesindeyim. Bu millet tabirinin siyasi ve sosyal yaşamda kullanılması son dönemde özellikle görülmesine karşılık tarih sahnesinde görülmesi yeni değildir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.