güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

LİBYA’NIN TEMEL MEZHEBİ SİNUSİ’Yİ TANIYALIM

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Değerli okurlarım, son günlerde yapılan meclis oylaması ile hava, deniz, kara kuvveti göndereceğimiz, kararlaştırılan Libya’ya askerimizin gönderilme sebepleri arasın da yer alan sebeplerden biriside bu sahada ki, İslam kitlenin mezhepsel olarak bize duyduğu, yakınlığında yer aldığını düşünmekteyim. Bu bölge halkını bize yakınlaştırdığını düşündüğüm. Mezhepsel kitlenin Sinusiler olduğunu düşünmekteyim. Bu nedenle Sinusi mezhebini Sinusi topluluğunu, tanımanın, Libyanın geçmişini ve bugününü tanımakta faydalı olacağını düşünmekteyim. Bu amaçla genel kaynaklara baktığımız da Sinüsi mezhebinin veya tarikatının  şu şekilde tanıtıldığını görmekteyiz;

Senûsiyye tarikatının merkez zâviyesinin bulunduğu Cağbûb’da doğdu. Tarikatın kurucusu Seyyid Muhammed b. Ali es-Senûsî’nin torunu, Muhammed Şerîf es-Senûsî’nin oğludur. Cağbûb’da babası ve amcası Muhammed Mehdî es-Senûsî’nin yanı sıra Seyyid Ahmed er-Rîfî, Muhammed Mustafa et-Tilimsânî ve İmrân b. Bereke gibi Senûsî tarikatına mensup âlimlerden dinî ilimleri tahsil etti. Senûsiyye tarikatının lideri olan amcası Muhammed Mehdî ve babasının gözetiminde yetişti. Amcası tarikatın merkez zâviyesini Cağbûb’dan Kufra’ya taşırken ona önemli sorumluluklar yükledi. Sahrâ bölgesinde Fransızlar’a karşı yürütülen cihad hareketi içinde yer aldı. Amcasının 1902 yılında vefatı üzerine tarikatın üçüncü şeyhi olarak cihad hareketinin sorumluluğunu üstlendi. 

Ahmed Şerîf es-Senûsî, Kânim’in Fransızlar tarafından işgal edilmesi yüzünden tekrar Senûsî saflarına katılan Vedây sultanı ile birlikte önce Fransızlar’a karşı büyük başarılar kazandı. Ancak Fransızlar’ın 1906-1907 yıllarında Kavar, Bilma, Ayn Kelek’te gerçekleştirdikleri saldırılar Ahmed Şerîf’in Vedây’daki etkinliğini giderek azalttı. Fransız işgalinin yayılmasıyla bölgedeki zâviyeler yakılıp yıkıldı. Ağır kayıplar veren Ahmed Şerîf liderliğindeki Senûsî kuvvetleri siyasî güçlerini kaybettiler. Fransızlar’ın bu hareketinin Senûsîler’e değil aslında İslâm’a yapılan bir saldırı olduğu konusunda Osmanlı hükümetini bilgilendiren Ahmed Şerîf’in teşebbüsleri sonucu Kufra kaymakamının liderliğinde Borku’da düzenli bir ordu oluşturuldu. Ahmed Şerîf, Eylül 1911’de Trablusgarp’ın İtalya tarafından işgal edilmeye başlanması üzerine Fransızlar’a karşı dokuz yıldan beri sürdürdüğü mücadelenin ardından İtalyanlar’a karşı cihada ağırlık verdi.

Tobruk, Derne, Bingazi ekim ayında işgal edildi. Bu ilk saldırılar sırasında sahil kesimindeki Osmanlı garnizonları iç bölgelere çekildi. Bu sırada Ahmed Şerîf liderliğinde Banino’da direnişi örgütlemek üzere bir toplantı yapıldı. Oluşturulan kuvvetlerin başına Bingazi Senûsî Zâviyesi şeyhi Ahmed el-Îsevî getirildi. Senûsî ihvanı ve yerli halk, iki ay sonra Mısır’dan Derne bölgesine gelen Enver Bey (Paşa) ve aralarında Mustafa Kemal’in de bulunduğu Osmanlı subayları tarafından askerî eğitime tâbi tutuldu. Mart 1912’de Senûsî ihvanı Bingazi’ye saldırarak İtalyanlar’ı zor duruma düşürdü.

Öte yandan Enver Bey kumandasındaki birlikler Derne’ye büyük bir saldırı düzenledi. Balkan Savaşı’nın patlak vermesi sebebiyle zor durumda kalan Osmanlı Devleti’nin Eylül 1912’de İtalya ile müzareke masasına oturması ve Ekim 1912’de Uşi (Ouchy) Antlaşması’yla Libya’dan çekilmeyi kabul etmesi, 1912 yılının başlarından beri kendisine yapılan anlaşma tekliflerini ısrarla reddeden ve Osmanlı yetkililerini sürekli uyararak işgal ettikleri topraklardan çekilmedikleri sürece İtalyanlar’la barış görüşmesi yapılmamasını isteyen Ahmed Şerîf üzerinde büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Enver Bey, Cağbûb Zâviyesi’ne gelip Ahmed Şerîf’e Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’tan çekilme sebeplerini anlatmaya çalıştıysa da Ahmed Şerîf gerekçeler ne olursa olsun anlaşmanın kendisini bağlamayacağını, bu durumu kabullenemediğini söyledi. Devam Edecek

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.