güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Kıbrıs Adasının Türk Milleti Açısından Dünü Bugünü

Yazının Giriş Tarihi: 19.08.2022 00:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.08.2022 17:36

Fakat akşam karanlığı çökünce askerlerimiz yalnız kalmaya başlamıştı. Çünkü her iki bölgedeki kuvvetler Beşparmak Dağlarını aşarak kıskacı kapatamamış ve gece çökmüştü. Çatışmalar tüm hızıyla sürerken gece olduğu için hava kuvvetleri ve donanmadan destek alınamıyordu. Korkulan büyük bir faciaydı, donanma veya hava kuvvetleri gece karanlığında Türk askerlerini vurabilirdi. Fakat Türk askeri sabaha kadar gözünü kırpmadan çarpışmaya devam etti ve sabahın ilk saatlerinde hava kuvvetleri askerlerin imdadına yetişti. Gece Rumlar Gönyeli ve Boğaz bölgelerini ele geçirmek için Hilarion, Bozdağ, Dikmen Tepe ve Gönyeli bölgelerinde gece boyunca amansızca çarpıştılar.

21 Temmuzun ardından Türk birlikleri Rumların üzerinde üstünlük kurarak ilerlemelerini sürdürdüler. Ada’daki ilerleyiş doğu ve batı yönünde 22 Temmuzda birleşen Türk birlikleri tarafından sürdürülerek Girne-Lefkoşa yolu tamamen ele geçirildi. 22 Temmuz 1974 tarihinde BM tarafından Rumlara karşı verilen ateş kararı Türk Devleti tarafından uygulamaya kondu.

Ateş kararının alındığı günün ertesi 29 araçlık Rum konvoyu Türk Hava Kuvvetleri tarafından imha edildi. Rumlar adım adım yenilgiye giderken Yunanistan’da cunta ve Kıbrıs da bulunan EOKA Lideri Sampson istifa etti. İstifaların ardından BM Güvenlik Konseyi’nin 1974 20 Temmuzunda aldığı 353 sayılı kararla adanın üç garantör devleti olan İngiltere, Türkiye ve Yunanistan arasında bir mutabakat sağlanmaya çalışıldı. 25 Temmuz tarihinde Cenevre’de başlayan görüşmeler 30 Temmuz tarihine kadar sürdü. Sonunda taraflar 8 Ağustos da aldıkları bir kararla adada bulunan Rum-Türk taraflarının devamlılığı ve adanın federal devlet statüsünde kalmasında mutabakata vardılar. Ateşkesin ardından adada bulunan 40.000 Türk askeri beklemeye geçmişti. Fakat Rumlar etrafını çevirdikleri Türk köylerinde genç-yaşlı, çoluk-çocuk demeden insanları katletmeye devam ettiler.

Birinci Cenevre Konferansında adeta zaman kazanmak için anlaşmaya uyan Rum tarafı II. Cenevre Konferansında alınan kararlara itiraz etmeye başladı. Cenevre Konferansının ikinci yarısında beklenen başarı alınmayınca TSK II. Harekata başladı. 14 Ağustos günü sabah saatlerinde 28. ve 29’uncu Tümenler Magosa ve Boğaz Deniz üssünü ele geçirmek için doğuya doğru taarruza geçtiler.

39. Tümen Rumlar için hayati önem taşıyan İngiliz Tepe ve Kara Tepe’ye saldırıyorlardı. 39. Tümen saldırının ilk gününde 11:30 sularında İngiliz Tepe ve Kara Tepe’yi geçirdi. Diğer taraftan 28. Tümen ise 12:00 sularında Mia Milia’yı ele geçirdi. Saatler 15:00’ı gösterdiğinde 28. Tümen Timbu Havaalanını 39. Tümen ise Değirmenlik’i ele geçirir. Rumlar Türk ordusunun önünde kaçarken Taşkent, Terazi, Atlılar, Muratağa ve Sandallar köyünde bulunan çoluk-çocuk, genç-yaşlı demeden adeta katliam yaptılar.

Fakat 14 Ağustos tarihinde Türk ordusu bütün mezalime karşı koyarak Paşaköy ve Serdarlı’da vatandaşlarıyla kucaklaştı. Ordu hareketine devam ederken 14 ve 15 Ağustos tarihlerinde Doğu ve Batı hattında ilerleyerek Magosa, Lefkoşa ve Lefke hattının kuzeyindeki bölgenin hepsi ele geçirildi.

Kıbrıs Harekatı ile adada yaşayan Türklerin katledilmesinin önüne geçildi. İkinci harekatın ardından Yunanistan’ın “Enosis” hayali adeta Akdeniz’in soğuk sularına gömülmüştür. 415 Kara, 65 Deniz, 5 Havacı ve 13 Jandarma olmak üzere toplam 498 Türk askeri şehit olmuş ve 1200 asker ise yaralanmıştır. Ayrıca askerlerin dışında 70 ada vatandaşı mücahit ve 270 Kıbrıs Türkü hayatını kaybetmiştir. Rumlarla girişilen savaş sırasında BM Barış Gücü askeri olan 3 Avusturyalı asker hayatını kaybederken 24 Avusturyalı, 17 Finlandiyalı, 4 İngiliz ve 3 Amerikalı asker yaralanmıştır. Harekat Türk milletinin kendi vatandaşının canı için savaşacağını bütün dünyaya göstermiştir.”

Bu özellikleriyle bu harekatlar Türk milletinin bir iç mücadelesi, bir iktidar mücadelesi olmayıp bir vatan mücadelesi, bir bağımsızlık mücadelesi vatanın işgalinden kurtuluş mücadelesi diyebileceğimiz mücadelelerdir. Bu yüzdendir ki Kıbrıs Barış Harekatlarının tarihleri biz Türkler için milli bayram olarak kutlanması gereken zafer tarihleridir.

Bundan sonra gelişen siyasi olaylar önce Kıbrıs Türk Federe Devletini daha sonra da Kıbrıs Türk Cumhuriyetini doğurmuş. Yukarıda anlattığımız olaylar üzerine temel bulmuş, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler camiası ve dünya kamuoyu çerçevesinde tanınmak bağımsız bir devlet olarak varlığını kabul ettirmek yolunda çalışmalarını sürdürmektedir. Bu konuda her zaman olduğu destek ve yardımcısı Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ordusu olmaktadır. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yöneticileri Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri ve siyasileri önderliği ve yönlendirmesiyle başarı yolunda gelişme kaydetmektedirler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.