Bir an için düşünelim farklı ülkelerde çıkan karışıklıklar nedeniyle ülkemize gelen Kafkasyalı İran Afganistanları Iraklıları Suriyelileri hatta Afrika kıtasından getirilen zenci ile zencilerin ülkemizde vatandaşlarımızla yaşadığı medeni ve beşeri ilişkiler neticesinde yeni doğan melez nesli ülkemiz halkının ırksal ve milli özelliklerini bozmayacağını kim iddia edebilir?
Bugün 10 Milyon civarında olan göçmen ve sığınmacının her geçen gün artan doğumlar sonucu oluşturduğu melez nesli giderek artan nüfusu ülkemiz içerisinde Türk nüfusun yüzde oranını düşürmeyeceğini söylemek mümkün müdür? Bu nedenledir ki ülkemiz yöneticileri ve ülkemiz halkı dışarıdan alınan göçlere ve bu göçlerle gelenlerle, medeni ve sosyal ilişkilerine dikkat edip ırkımızın ulusal özelliklerini yitirilmemesine özen göstermesi şarttır düşüncesindeyim.
Göçlerin sadece devletlerin tebaalarının özelliklerini niteliklerini yitirmesine hizmet etmemektedir. Yöreler, yerleşim yerleri birbirinden aldığı göçlerle yöresel ve yerel özelliklerini de yitirebilmektedirler. Nitekim büyükşehirlerimiz Anadolu’nun her sahasından aldığı göçlerle gelen göçmenlerle yerel özelliklerini yöresel özelliklerini yitirmişler, kozmopolit bir hale gelmişlerdir. Bundan 50 sene öncesi İstanbul’a İzmir’e Adana’ya Ankara’ya baktığımızda bugünkü özelliklerinden daha sade beşeri unsur etiklerini görebiliriz.
Eskiden bu büyükşehirlerde herkes birbirinin hemşerisi iken bugün artık büyükşehirlerimizde farklı hemşerilerin yaşadığı kozmopolit bir hemşeriler toplumu yaşamaktadır. Nitekim İstanbul belediye seçimlerinde belediye başkan adayları farklı şehirlere gidip oralara İstanbul’daki hemşerilerine hitaben oy istemekle bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.
Sadece büyükşehirlerimizde değil illerimizde hatta Bandırma gibi büyük ilçelerimizin pek çoğunda da bu durum yaşanmıştır. Nitekim Bandırmamızda bundan 30 sene önceki beşeri görüntüsünü kaybetmiş daha kozmopolit bir yapıya kavuşmuştur. Eskiden Bandırma’nın beşeri unsuru Osmanlı döneminde Türkiye ve Türkiye cumhuriyeti döneminde aldığımız dış göçlerle gelen kişiler ve Manyas, Gönen, Susurluk gibi ilçelere Bandırmaya verdiği göçlerle oluşturduğu bir kitle iken bugün artık bu özelliğini yitilmiştir. Eskiden Manyas, Gönen, Susurluk hatta Erdek bölgesinden alınan göçler birbirine yabancı kitleler değildir.
Halbuki bugünkü göçlerle Bandırmaya katılanlar Göçlerle İl dışından yabancı illerden yahut Bandırma ile yakınlığı olmayan ilçelerden gelen kitleler durumundadırlar. Nitekim bugün Bandırma’da Niğdeliler Erzurumlular Malatyalılar Urfalılar Karslılar Sivaslılar yakın veya uzak ilçeler olarak Bigalılar Kemalpaşalılar Karacabeyliler Yeniceliler hatta ve hatta Dursunbeyliler bugün Bandırma nüfusunda önemli kitleler durumuna gelmişlerdir.
Nitekim düşünceme göre Niğdeliler hurdacılığı Sivaslılar sarraflığı Malatyalılar halı kilim ve beyaz eşya satıcılığını Karslılar Trabzonlar inşaat sektörünü yürütürken Dursunbeyliler kapıcılığı Karacabeyliler ve Kemalpaşalılar pazarcılığı yürütürken yerel halkın bu gibi sektörlerde daha doğrusu eski Bandırmalıların bu gibi sektörlerde faaliyet oranı oldukça azalmıştır.
İşin garibi artık yerel siyasette de bu yöneticilik nedeni ile yerel yönetimlerin seçimleri sırasında Siyasal partiler destek almak amacıyla bu gibi kitlelere taviz vermeyi vaat etmeleri sonucu yerel yönetimlere bu kitlelere ve Bandırma’nın yönetiminde yeteri kadar söz sahibi olma denetim ve kontrol etme imkanı oldukça azalmaktadır.
Bütün bunlar göstermektedir ki ülkemizde artan hemşericilik, aldığı göçlerle ülkeleri ülkelerin ırksal özelliklerini, yöresel özelliklerini değiştirebilmektedir. Ülkenin yerel yöneticileri bu özelliklerden istifade edebilmek için rant kazanabilmek için ellerinden geleni yapmakta, ülkelerin ve yörelerin kitlesel kimliklerinin bozulmasına göz yumabilmektedirler düşüncesindeyim. Sözün kısası göçler ülkelerin ulusal kimliklerini yörelerin ve şehirlerin yerel kimliklerini kimlik görüntülerini bozabilmekte, değiştirebilmektedir.