güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

EOLYA VE MEZYA BÖLGESİ ESKİ YERLERİNİ TANIYALIM

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

ANTANDROS

Anadolu’da İda Dağı ( Kaz Dağı) Güneyindeki eteklerde kurulmuştur. Bir Eol kenti olan bu şehrin, Edremit kentinin ve Edremit Körfezinin Kuzeyinde yer aldığı sanılmakta, söylenmektedir. Bir Eol Sitesi’dir. Heinrich Kleperth’e göre, Avcılar’ın batısındaki 215 metre yükseklikteki tepe üzerindedir, Tepenin üst kısmında kale, batı yamacında mezarlık vardır. Antandros Kenti; Antandros kenti batıdan Gargara Dağı, doğudan Adramytteion ile sınırlanır.

İllias ( İlyada) destanındaki Troas ( Truva)lı Paris’in hükmü buradaki Aleksandreia isimli dağda verilmiştir. Bu kentin kurucusu olarak Piasglar gösterilse de, buradan Leleg ve Kilikyalıların kenti olarak bahsedilirdi. Kurucusu hangi halk veya gurup olursa olsun, bizce şehir bir Eol hâkimiyeti geçirmiştir. Ancak bizce şehrin bir Eolisli, Eollalı hakimeyit geçirmesi önemlidir. İlliada-İlias destanında Lyrnessos’un burası olması muhtemel görülmektedir. Assos kentine giden yol üzerinde olması şehrin önemini arttırmıştır. VL yüzyıl sonlarına kadar bağımsız yaşayan Antandros kenti, Myteienelilerin egemenliğine girip, koloni haline gelmiştir. Daha sonra Pers hâkimiyetini yaşamış, M.Ö. 546’da tekrar Mytelene hâkimiyetine girmiştir. Bir ara M.Ö. 427’de Atine egemenliğini görmüş, sonra tekrar Pers egemenliğine girmiştir. Pers Devletine son veren İskender, burasını da hâkimiyeti altına almıştır. İskender’in ölümü üzerine Perkas, Antigonas, Lüzimakhas ve en nihayet Selevkos gibi generallerin idaresinde kalmıştır. Selevkosların zayıflaması üzerine onun topraklarıyla birlikte Roma Hâkimiyetine gelmiştir. Roma’nın parçalanmasıyla Doğu Roma sahasında kalmış ve Bizans dönemini yaşamış, bu dönemde önemini yitirmiştir. Bölgenin Anadolu’yla birlikte Türk hâkimiyetine girdiğini görmekteyiz. Bizans ve Türk hâkimiyeti de terk edilmiştir. Bu kentten günümüze, üzerinde şehrin koruyucu Artemis’in başı bulunan değişik devirlere ait paralar kalmıştır.

ARİSBA

Lesbos Adasında altı kentten birisidir. Bu Eol kenti, aynı kandan olmalarına karşı Methymnalı Eoller tarafından koloni yapılmış, halkı köleleştirilmiştir.

Arisba, Çanakkale’de Musaköy ile Yapıldak Çayı (Selleis) arasında, deniz kıyısında bulunuyordu. Heredotos Lsbos (Midilli) adasında aynı isimde bir kent daha olduğunu belirtmiştir. Strabon bu kentten şöyle bahseder:

“ Perkote ve ve Praktios’da oturanlar ve Sestos,Abydos ve kutsal Arisbe’yi zapt edenler,Selleis nehrinden,Arisbe’den onun iri kızıl atları tarafından getirilmiş Hyrtakos’un oğlu Asios tarafından yönetiliyordu.”

Arisba, Luwi-Pelasg dilinde bir sözcük olup, ne anlama geldiği anlaşılamamıştır.
Miletoslu göçmenler tarafından Dor göçünden sonra kurulmuş, ancak hemen yanı başındaki Abydos’dan dolayı gelişememiştir. M.Ö.V. yüzyılda Delos Birliğine para ödemiştir. Büyük İskender de seferi sırasında bu kentin yakınında konaklamıştır.
Roma hakimiyeti sırasında Sezar ile Pompeius arasındaki iç savaşta Pompeius’un tarafını tutarak ona yardımcı kuvvetler göndermiştir. Abydos gibi bu kentin de çevresinde yüzey araştırması ve kazı yapılmamış, günümüze de hiçbir kalıntı ulaşamamıştır.

ARTAKE ( ERDEK)

Bu yerleşim yeri de ilk çağda Eoller bölgesinde kalan bir yerleşim yeridir. Ancak Kyzikos gölgesinde onun yedek limanı gibi kaldığından parlaması onun harap olmasıyla başlamıştır. Kyzikos’un girdiği tüm hâkimiyetleri yaşamıştır. Önem kazanması karesi beyliği öncesi dönemde başlamış Bizans zamanında parlayan yıldızı kareli beyliği ve kenti ondan alan Osmanlılar zamanında önem kazanmıştır. Bir ara Bandırma’nın bile bağladığı idari merkez olan Erdek ilk sağa ait beldelerce fakirdir. Çünkü bugünkü kentteki Artake üzerindedir. Bu nedenle tarihi daha ziyade Cumhuriyet tarihi döneminde belirgindir. Buna rağmen Kyzikos’tan gelen taş eserlerle ve turistik özelliği ile dikkat çeker. Bilhassa Zeytinli Adadaki kazılarda gün ışığına çıkartmaya çalışılan bir eski çağa yerleşmiştir. Kyzikos’un mirasçısı olarak bilinen Roma Bizans hatta Eol ve İon eserleriyle tanınan bir ilk çağ yerleşimidir. Açık hava müzesi varken bile tarihine yeteri kadar sahip çıkamayan Erdek deniz ve plaj yerleşimi olarak önemlidir.

ARTEMEA

Bölgenin kim tarafından kurulduğu belli olamayan kentlerinden birisidir. Adı Artems- Artemea şeklinde olması güzellik tanrıçası Artemis’tan kaynaklandığını çağrıştırmaktadır. Bu nedenle ismini Grek kökenli olduğu düşünülmektedir. İsminin Grek kökenli olması ve kentin Eol bölgesinde olması nedeniyle kentin Eollerce kurulduğunu rahatlıkla söylebiliriz. Gerçi kurucularını Doilonlar, Misyalılar hatta Frigyalılar veya Traklar olarak göstermekte olanlarda mevcuttur. Ancak yukarıda belirttiğimiz nedenle kurucuları olarak Tesalyadan göçle gelen Eollardır diyoruz. Sıcak suyun bilhassa kaplıca suyunun güzellikle olan cilt güzelliği ile olan ilgilisi herkesçe bilenen bir gerçektir. Kentin bu nedenle Artemis ile isimsel benzerliği yadırganmamalıdır. Kıyıdan oldukça içlerde kalması Eol etnik yapısını ve kültürel niteliğini kaybetmesine neden olmuştur. İç sahadaki bütün imparatorlukların yani sırasıyla Hititlerin, Friglerin, Lidyalıların egemenliklerini görmüştür. Bunu bölgede bulunan eserlerle açıkça anlamaktayız. Bunun en kesin delili Anadolu kökenli en eski tanrı olan Kibele kültürünü burada görünüp açık hava müzesinde yer almasıdır. Bu durum kentin Eol kimliği kısa zamanda kaybolmuş olmasına rağmen Grek dünyasıyla ilgisi sürmüştür. Kent İon uygarlığı ile de temas ve ilişki kurmuş bir kenttir. Hitit imparatorluğu egemenliğini müteakip Frigya egemenliğini yaşamıştır. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.