DEPREM KONUSUNDA DUYARLI BİR MİLLETMİYİZ İLGİSİZ BİR MİLLETMİYİZ

Bu nedenledir ki gerek ülke dışında, gerek ülke içinde ister su baskınına uğransın, ister depreme uğransın, ister yangın gerçekleşsin, birileri yardıma muhtaç duruma düştüğünde Anadolu halkımız, Türk halkımız o sahadakilerin nelere ihtiyacı olduğunu değerlendirmeden,  elinin altında ki eline geçecek gerekliymiş, gereksizmiş düşünmeden toplayıp o sahalara göndermeye çalışır. İşte bu nedenledir ki halkımızın deprem sahalarına yaptığı yardım, depreme duyarlılıktan ziyade, ihtiyaçlı gördüğü aç açık, evsiz gördüğü kişilere karşı, asırlardan beri alıştırıldığı yardım etme görevine karşı mutat alışkanlığı yerine getirmekten öte bir davranış değerlendirilememesi düşüncesindeyim. Bu durum yukarı da sözünü ettiğim sebep yanın da İslam’ın ve onun önderi Hz. Muhammed’in komşun açken tok yatan bizden değildir hadisinin yarattığı etkilenme ile de tetiklenen bir davranış olduğunu söyleyebiliriz. Düşüncesindeyim. Bütün bunlardan sonra yardım gönderen halkın davranışını depreme karşı duyarlılık değerlendirmesi yapanların, yanılgı içerisinde oldukları düşüncesindeyim. Çünkü halkımız depremlere duyarlı olsaydı. Depremlerin getireceği felaketleri düşünseydi. Fay hatlarına kurulan evleri satın almaması bozuk malzeme ile yapılan binaları satın almaması, aldığı mesken veya iş yerlerini depreme dayanıklılık açısından kontrol ettirmesi, teste tabi tutturması ondan sonra satın alamaya yönelmesi gerekir düşüncesindeyim. Deprem konusun da kendisini düşünmeyen, kendisini depreme hazırlamayan bir toplumun depreme karşı duyarlılığından söz etmek, bence hakikaten imkansızdır. İçin de oturduğumuz evlerimizi, iş yerlerimizi depreme karşı sigortalatmayan, DASK dediğimiz, sigorta işlemlerini yaptırmayan bireylerin çoğunlukta olduğu bir toplumun depreme duyarlı olduğundan bahsetmek ne mümkündür. Doğrusu tartışmalıdır. İçinde yaşadığımız yerleşim yerlerinin afetlere karşı oluşturulan arama kurtarma ekiplerine, katkıda bulunmayan bu konular da çalışmalara bedensel ve maddesel katkıda bulunmayan deprem anın da tahsis edilen toplanma yerlerini bilmeyen buraların işgal ve yok edilmesine direnmeyen, bireylerin oluşturduğu toplulukların, deprem duyarlılığından söz etmek ne derece geçerli olacaktır. Yerleşim yeri yerel yönetiminin elinde ki teknik araçların böyle durumlar da yetersiz olduğunu bilen bireylerden oluşan rahat toplulukların, rahatça yaşayıp eğlenmeleri karşısında toplumumuzun depreme duyarlılığından söz etmenin toplumumuza karşı yapılan haksızlık olduğu düşüncesindeyim bu yüzdendir ki toplum olarak, gösterdiğimiz deprem sahalarına yardım çalışmalarına, toplumun depreme duyarlılığı olarak değerlendirmekten vazgeçip, toplumumuzun veren el, alan elden değerlidir. Fikri uyarınca, şartlanmışlarının devamlığının başka bir şey olmadığı düşüncesindeyim. Halkımız depreme duyarlı olsa, sadece yardım, göndermekte kalmayıp, kendisini de depremlere karşı hazırlanmaya bu faaliyet göstermesi Kanaatındayım.