Bu antlaşma iki defa uzatıldıktan sonra ancak 562’de kalıcı bir barış antlaşması haline getirildi. Bu barışın maliyeti haracın tekrar yükseltilmesiyle fazla oldu; fakat Bizans İmparatoru Justinianos, hiç olmazsa Anadolu’nun güneyinin Sasaniler den boşaltılmasını sağlayabildi. Bu tarihten sonra iki devletin sınır bölgelerinde Sasani Devleti’nin etkinliği ve nüfuzu artmış, Bizans ise ikinci planda kalmıştır.
Bizans İmparatoru Justinianos politikasının Bizans halkına yüklediği ağır yükler gittikçe arttı ve büyük askeri teşebbüsler ile imparatorun çok canlı inşaat faaliyeti yüzünden bütün ülke mali bakımdan bitkin bir hale geldi. İmparatoru Justinianos, batıda yaptığı fetihler sebebiyle doğuda ağır tazminatlar karşılığında barış antlaşmaları yaptı. Bizans-Sasani barışı döneminde Anadolu’daki Bizans-Sasani sınırını yapılandırarak sınır bölgesini takviye etti ve bu sınır bölgesi Sasanilere karşı güçlendirildi. Bizans Devleti’nin stratejisi, müstahkem mevkiler ve büyük kaleleri birbirine bağlayarak ön savunma hattını oluşturmasına dayanıyordu. Bu hat sınırın arkasındaki vilayetler boyunca garnizon kasabalarında ve kalelerde bulunan askeri birimlerden oluşan ikinci bir hat tarafından destekleniyordu.
Bu şekilde oluşturulan Anadolu’nun doğusunda Bizans-Sasani sınırı, siyasi ve askeri öncelikler ortaya çıktıkça ve yeni tehditler geliştikçe, V. yüzyılın sonundan Justinianos’un hükümdarlığının başına kadar büyük ölçüde sağlamlaştırıldı. Anadolu’nun doğusunda bu tür çabalara tipik bir örnek Dara Kalesi idi. Türkçe adı “Oğuz Köyü” olan bu kale Bizans İmparatoru I. Anastasios tarafından 505-507 yıllarında Bizans-Sasani sınırında askeri üs olarak inşa edilmiş olan Dara şehri Anastasiopolis olarak da ismlendirildi.
Ayrıca Mezopotamya dukası 527-532 yıllarında burada karargâh kurmuştu. Muhtemelen Magister Militiumper Orientem de (Doğu Komutanlığı) 540’tan, kentin Sasaniler tarafından alındığı 573’e kadar buradaydı. Anadolu’nun doğusundaki savunma yapılarını karakterize eden bunun gibi büyük kaleler, bir askeri yol şebekesiyle birbirine bağlı çok sayıda küçük kalenin ve savunulan ileri karakolların ayakta kalması için inşa edilmişti.
Dara Kalesi Nisibis (Nusaybin) ve Marde (Mardin) yolu üzerinde Nisibis’in 15 km. kadar kuzeybatısındaydı ve kış mevsimlerinde aşağıya daha güneydeki Habur Çayı’na akan kuru bir su yatağının başında bulunuyordu. Büyük bölümü çeşitli sığ kuru su yatakları ve zaman zaman yükseltiler tarafından parçalanan inişli çıkışlı bir ovadan oluşan bölgenin arazisi epeyce verimsizken, Dara’nm stratejik önemi çok büyüktü; çünkü Bizans Mezopotamyası ve ötesine, Kuzey Suriye’ye ya da kuzeybatı yönünde Anadolu’ya giden bir ana güzergâhı kontrole yarıyordu. İmparator Justinianos’ın vefatından sonra yeğeni II. Justin 565 yılında imparator olunca Sasani Devleti’ne her yıl verilen vergiyi vermeyi reddetti. Bunun üzerine Bizans-Sasani Devletleri arasında düşmanlık tekrar başladı.
Bizans İmparatoru II. Justin, 570 yılında Sasani Devleti ile başlayan düşmanlık üzerine doğu orduları komutanına haber göndererek Sasani savaşma hazırlık yapmasını istedi. Sasani Kralı I. Hüsrev, Adharman komutasında Sasani ordusunu Anadolu’ya gönderdi. 573 yılında Bizans-Sasani sınırını aşan Sasani ordusu Anadolu’da hızla ilerleyerek Antakya surlarının önüne geldi. Antakya surlarını aşan Sasani ordusu, şehre girerek meşhur Julian Kilisesi dâhil olmak üzere bütün şehri yakıp yıktı. Sasani istilasını takip eden yıllarda Bizans İmparatoru II. Justin, Sasani saldırılarını durdurmak için gelecekte imparator olacak Tiberos’u ordunun başına getirdi. Tiberios, Bizans ordusunu güçlendirmek için Sasanilerle 575 yılma kadar barış antlaşması yaptı.
Bizans ordu komutanı Tiberios, Bizans İmparatoru II. Justin’in ölümünden sonra 578 yılının Eylül ayında Bizans imparatoru oldu. Tiberios, Bizans imparatoru olduktan sonra II. Justin döneminde devletin uğradığı zararları telafi etmeye çalıştı. Bu doğrultuda Justinian adında bir komutanı doğu orduları komutanlığına getirdi. Doğu ordusu komutanı büyük bir orduyla Dara’ya gitti. Bunu haber alan Sasani Kralı I. Hüsrev, Tomkosroes komutasında Sasani ordusunu Bizans ordusunun Anadolu’nun doğusunda ilerlemesini durdurmak için gönderdi. Bu şekilde başlayan Bizans-Sasani savaşı üç yıl devam etti. Üç yıl süren karşılıklı akınlara barış yapılarak bir süreliğine ara verildi. Bizans ordu komutanı Mavrikios, barış sürecini değerlendirerek Bizans ordusunu yeniden güçlendirdi.
581 yılında Bizans ordusu komutanı Mavrikios, 15 000 askerden oluşan Bizans ordusu ile Bizans- Sasani barışını sona erdirerek Sasani sınırına saldırdı ve Sasani ordusuna ağır bir darbe vurduktan sonra zafer kazanmış ordu komutanı olarak İstanbul’a geldi. Bizans senato üyeleri 582 yılında Tiberios’u imparatorluktan indirerek Mavrikios’u Bizans imparatoru yaptılar. Mavrikios’un Bizans imparatoru olmasından sonra imparator II. Justin döneminde başlayan ve 20 yıl boyunca çeşitli aralıklarla devam eden Bizans-Sasani savaşı geçici de olsa bir süre durdu. Sasani kralı, 590 yılında generallerinden olan Bahram’ı azletti. General Bahram I. Hüsrev (Anuşirvan)’ın torunu II. Hüsrev’in hamisi konumundaydı. Bunun üzerine genç prens II. Hüsrev Bizans’a sığındı. Genç Prens Hüsrev, Bizans imparatoru Mavrikios’un yanma gelerek tahtını almak için yardım istedi. Devam edecek…