güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Anneler Günü Uygulaması Konusundaki Düşüncelerimiz

Yazının Giriş Tarihi: 10.05.2024 08:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.05.2024 08:07

Hepimiz biliyoruz ki hemen hemen Türkiye Cumhuriyeti’nin oluşumundan bugüne mayıs ayının ikinci haftasının Pazar gününü anneler günü olarak kutlamaktayız. Anne mefhumu biz Türklerde ve İslam toplumlarında önemli yeri olan bir mefhumdur. Bu önemlilik Türk milletinin kadınına toplumun temeli saydığı ailenin temeli olarak anneyi görmesine dayandığı gibi İslam dininin anneye özel önem vermesinden de kaynaklandığı şüphesizdir.

Gerçi İslam dininin yozlaştırılmış uygulamaları nedeniyle kadın İslam dininin kendisine verdiği önem ve ağırlıktan erkekler lehine daha sonraları kayıplara uğratılmıştır. Ama asrısaadet devrindeki İslami kaide ve uygulamalara baktığımızda daha sonraki dönemlerden toplumsal hayat açısından ve değer açısından daha fazla ağırlık taşıdığını görmek mümkündür. Hz. Ömer ve Osman devirlerinden başlayarak özellikle Emeviler devrinde erkekler yanında ikinci sınıf vatandaşlığa itildiğini gördüğümüz kadının anne olmasına rağmen toplum içerisinde olması gereken yeri çoğunlukla koruyamadığını görmekteyiz.

Hele hele İslam erkeklere tanınan daha doğrusu tanındığı söylenen birden fazla kadınla evlenme hakkı ve uygulaması İslam kadınını da buna bağlı olarak İslam anneleri de hak ettiği önem ve değerden mahrum eden bir faktör durumunu oluşturmuştur. Erkeğe çok eşli evlilik hakkını veren İslam din adamlarının kendilerine örnek ve dayanak kabul ettikleri Hz. Muhammed’in birden çok kadınla evlenmiş olması bence aslında yanlış değerlendirme neticesi ortaya çıkmış bir durum ve uygulamadır. Onlar Hz. Muhammed’i çok eşli evliliğe taraftar göstermeye çalışsalar da biliyoruz ki Hz. Muhammed tek eşle evliliği ideal kabul eden bir Peygamberdir. Bu neticeye varmamızı sağlayan durum ise onun kızı Fatma’yı amcasının oğlu Hz. Ali’ye verirken kızıyla evli olduğu sürece başka bir kadınla evlenmeyeceğine şart koşup söz verdirmesidir.

İslam kadınını ve dolayısıyla Türk İslam kadınını haliyle anneleri değerden düşüren ikinci bir İslami uygulama olarak onun tesettürü uygulamasının ifrata götürülmesiyle peçe ve kafes arkasına itilmesi dolayısıyla toplumsal yaşamın dışına itilip ev içine hapsedilmesi oluşturmuştur. Kadının İslami uygulamada miras dışı denilecek derecede en fazla erkeğe oranla erkeğin yarısı hakka sahip kılınması da toplumda kadınların haliyle annelerin değerine darbe vurulmasını getirdiğini söylemek mümkündür. Şurası da önemle vurgulanması gereken bir gerçektir ki İslam kadınını ve annelerimizi İslam’ın kendisine tanıdığı haklı değerden mevkiden mahrum eden bir diğer uygulamada nikah konusundaki kadın erkek eşitsizliğidir.

İslam din adamlarımızın nikahta İslam dininin kadına tanıdığı bir hak olan, erkekten istediği anda şartlar oluştuğunda boşanabilme eşini boşayabilme hakkını gasp eden bir uygulama ortaya koymalarıdır. İslam dini nikah kıyılırken nikah kıyan şahısa kadın gerektiğinde eşinden boşanabilme hakkının kendisine saklı kalmasını istediğinde kadın istediği anda boşanma şartları oluştuğunda erkek hayır dese de eşini boşayıp ondan ayrılmak hakkına da sahip olmaktadır.

Ama nedense imam nikahı denilen nikahı kıyanlar hiçbir zaman daha doğrusu çoğunlukla evlenecek kadınlara bu hakkı kullanıp kullanmayacaklarını sormamayı tercih etmişler kadını boşanma hakkından ebediyen mahrum ederek istediği anda eşini boşama hakkını sadece İslam erkeğine kazandırmak yoluna gitmişlerdir. İşte bu yüzden İslam kadını, sözünü ettiğim diğer şartlarında etkisiyle İslam erkeğinin kölesi durumuna gelmiştir. Onun bu aciz durumu anne olsa dahi, toplum karşısında hatta evlatları karşısında hak ettiği değeri korumasını engellemiştir düşüncesindeyim. Ama bütün bunlara rağmen Türk kadını Türk İslam kadını yine de vefakârlığıyla kendini sevdirmeyi taktir ettirmeyi başarmış anne olarak toplumda önemli yer işgal ederek annelik mefhumunun değer ve gururunu ortaya koyabilmiştir. Öyle ki toplumuzda babalar kadar saygı duyulan anneler görülebilmiş bu nedenle bu saygın annelerin saygısı nedeniyle vatanımıza Anadolu denmiştir.

Peygamberimizin hanımlarına ona saygıya binaen anne diyen İslam toplumu özellikle Türk İslam toplumu annelerimize özel bir gün tahsis edip kutlama cihetine gitmemiştir. “Cennet annelerin ayağı altındadır” sözünün Peygamber sözü olarak kabul gördüğü toplumumuzda annelere saygı tavsiye edilip istense de belirli bir gün tahsis edilip onlara özel önem verilerek kutlandığı görülmeyen toplumumuzda annelere özel gün tahsis edilmesi Amerika kökenli olup batı üzerinden bize intikal eden anneler gününün bugünkü kutlama uygulamasının kabulüyle söz konusu olduğunu görmekteyiz. Batı medeniyetini kendimize örnek kabul eden bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşam bulmasıyla batıdan ve Amerika’dan aldığımız pek çok kutlama günlerinden birisi olan anneler günü kutlaması da önce ağır ağır olsa da sonra hızla kendini kabul ettirmiş ve bugün kırsalıyla kentseliyle ülkemizde uygulanır hale gelmiştir.

Ne var ki biz millet olarak aldığımız ülkelerdeki uygulamayı farklı şekle dönüştüren kendimize haslaştıran bir millet olduğumuzda anneler günü kutlamasını da kendimizleştirmiş Amerika'da ortaya çıkış amacından saptırmayı başarmış bir millet durumuna gelmişizdir düşüncesindeyim. Çünkü Amerika ve batı bugünü kutlarken bizdeki uygulamayı göstermemektedir. Oralarda bugünün kutlanması sektörler oluşturmamakta hiç değilse belirli sektörlere dayanak olmamaktadır kanaatindeyim. Bizde anneler günü kutlamasının esası ille annelere hediye almaya dayanmaktadır. Oysa Amerika ve Avrupa’da farklı usullerle farklı uygulamalarla anneler memnun edilmekte hatırlanmakta mutlu edilmeye özellikle önem gösterilmektedir. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.