güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

26 Ağustos Tarihli Türk Zaferlerinin Benzer ve Farklı Özellikleri

Yazının Giriş Tarihi: 26.08.2024 08:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.08.2024 08:22

Ancak Kürtlerin topluluk olarak Malazgirt meydan muharebesinde iştirakleri olsa bile bu zaferin kazanılmasında önemli hiçbir payları olması mümkün değildir. Ne var ki Kürtlerin asker olarak bu savaşa iştirakleri Kürtlerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu topraklarında daha sonraki dönemlerde kuracakları yarı bağımlı beyliklerin oluşmasında büyük payı olduğunu düşünmek mümkündür.

Aynı savaşın Bizanslılar zamanında baskı altına alınmış şekilde yaşayan Ermeni beyliklerini de hatta Doğu Anadolu’da o dönemlerde toprak sahibi olan Gürcü beyliklerini de rahatlatmış müsamahakar Selçuklu idaresinde bu sahalara Selçuklulara bağımlı olarak yerleşmelerini temin etmiştir demenin de yerinde olacağını düşünmekteyim. Bu nedenle bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşamında görülen Kürt ve Ermeni sorunlarının temelinin atılmış olmasında Malazgirt savaşının payının da olduğunu düşünmek mümkündür.

Bu arada şunu da belirtmek isterim ki Bizans ordusuyla birlikte gelip savaş esnasında Selçuklu ordusuna yardım eden oğuz ve Peçenek Türklerinin önemli bir kısmının da Anadolu’ya yerleşmesi hatta Konya, Aksaray çevresinde yerleşmesi de büyük ihtimalle Malazgirt savaşının neticesidir.

Bu bölgelere yerleşip Hristiyan olarak yaşamlarını sürdüren bu Türklerin Anadolu Selçuklu Karaman beyliği Osmanlı döneminde burada yaşamaya devam ettiklerini düşünmek mümkündür.

Hatta Fatih Sultan Mehmet Karaman fethinden sonra bu Türklerden bir kısmını İstanbul’a Aksaray semtine yerleştirmiştir. Ne var ki kurtuluş savaşı sonun da Yunanistan’la yapılan mübadele antlaşması uyarınca Konya Karaman civarındaki bu Hristiyan Türkler de yanlış uygulama neticesinde Yunanistan’a gönderilmişler yerlerine Osmanlı döneminde Müslüman olan Türk olmayan unsurlar alınıp bu sahaya yerleştirilmişlerdir.

Şunu da belirtmek isterim ki Malazgirt savaşını zaferle neticelendiren Sultan Alparslan bu zaferi kendi kumandanlığının başarılı olmasından daha ziyade Bizans ordusu baş komutanı Romen Diyojen’in başarısızlığından dolayı çok rahat kazanabilmiştir demenin de yanlış olmayacağı da ortadadır.

Bu arada şunu da vurgulamak gerekir ki Alparslan zeki ve ileri görüşlü bir Türk sultanı demekten ziyade tam teşkilatlı Selçuklu Devleti bünyesinde orta kapasitede bir sultandır demek daha yerinde olacaktır görüşündeyim. Üstelik Sultan Alparslan Selçuklu tahtına zorla oturmuş, kendisiyle aynı haklara sahip kardeşlerini ve yeğenlerini acımasızca ortadan kaldırmış, bir oranda despot özellikler gösteren bir sultan olmuştur.

Her ne kadar Malazgirt harbi sırasında yanında bulunmasa da Sultan Alparslan’ı Selçuklu tahtına oturtmuştur diyebileceğimiz Nizamülmülk isimli hocası ve baş veziri olan vezirin payı da bence büyüktür. Bu arada şunu da vurgulamak gerekir ki Anadolu’yu Türk yurdu yapan sultan Alparslan değil Malazgirt harbinden sonra Sultan Alparslan’ın emriyle Anadolu’yu fethe girişen komutanlarından Mengücek gazi, danişment gazi, Saltuk Bey, Artuk Bey ve Afşin Gazi gibi Türk komutanlarıdır. Anadolu’nun Türk yurdu olması konusunda Anadolu Selçuklu hanedanının preslerinin ve sultanlarının da payı oldukça büyüktür.

Sultan Alparslan hakkında Malazgirt harbi sonunda söyleyebileceğimiz bu savaştan sonra pek fazla başarılar ve icraat gösterememiş atalarının bıraktığı topraklarda hakimiyetini pekiştirmesinden başka icraat görmek mümkün olmamıştır. Zaten ölümü de onun dirayetli, ileri görüşlü, temkinli bir padişah olmadığını ortaya koyacak bir şekilde gerçekleşmiştir. İtaatsizliği nedeniyle huzuruna çağırdığı Yusuf isimli bir kale komutanını tahtında oturduğu halde atacağı bir okla cezalandırmak istemesi sırasında attığı oku isabet ettirememesi neticesinde öldürmek istediği kale komutanının atılıp hançeriyle onu vurup yaralanması neticesinde olmuştur. Bence Alparslan’ın bu davranışı Selçuklu sultanına yakışmayacak bir davranış oluştururken onun hayatının sonunu da getirmiştir. Onun ölümünden sonra devletin birliğini koruması büyük vezir Nizamülmülk’ün onun yerine oğlu Melikşah’ı oturtabilme başarısından gerçekleşebilmiştir.

26 Ağustos tarihinde yer alan iki önemli tarihi olayda da Türk tarihi açısından büyük bir önem mevcuttur. Çünkü 1922 yılının 26 Ağustos tarihinde başlayan, Büyük Taarruz Harekatıyla Anadolu Türklüğü, Anadolu Yarımadasının bir Türk yurdu olduğunu ve ilelebet bir Türk yurdu olarak kalacağını bunu ortadan kaldırmaya çalışan Yunan kuvvetlerini yenerek tüm dünyaya kabul ettirmiştir. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.