Şunu da vurgulamak isterim ki 19 Mayıs tarihi kurtuluş harbini teorik olarak başlatan bir tarih olduğu kadar Mustafa Kemal’in doğum tarihi sayılabilecek bir tarihtir. Çünkü Mustafa Kemal yapılan araştırmalar sırasında kendisine doğum tarihi sorulduğunda 19 Mayıs 1919’u işaret etmiş neden bu tarih olmasın demiştir.
Eğer onun işaretinde vurguladığı gibi 19 Mayıs 1919’u doğum tarihi olarak kabul edersek hakikaten Mustafa Kemal’i bu tarihte doğmuş kabul etmekte bir sakınca olmamalıdır. Çünkü Mustafa Kemal’in doğum tarihinin kayıt edildiği Kur’an Nüshası kayıp olup elde olmadığından Mustafa Kemal’in gerçek doğum tarihi meçhuldür. Anne ve babasının beyanlarından Mustafa Kemal’in gerçek doğum tarihini tespitle mümkün olamadığından velev ki tespit edilmeye yakın bir tarih söz konusu olsa bile bu tarih farazi olacağından 19 Mayıs 1919’un daha doğrusu doğum günü olarak 19 Mayıs’ın kabul edilmesini sakıncalı kılacak bir durum olmayacaktır.
Üstelik nasıl Türkiye Cumhuriyeti’ni ortaya çıkaran çalışmaların mücadelelerin başlangıcı 19 Mayıs günü kabul ediliyorsa bu yeni devletin doğum günü olarak kabul edilebilecek bu tarihi Mustafa Kemal’in doğum tarihi kabul edilmesini engelleyecek bir durumda yoktur. 19 Mayıs tarihinin Bandırma açısından da önemi söz konusudur. Çünkü Bandırma bu tarihte İsmini taşıyıp Mustafa Kemal’i Samsun’a ulaştıran Bandırma vapurunun adıyla ismini Cumhuriyet tarihinde duyurmuş ve bu tarihe yazdırmıştır. Yani bandırmamız ülke çapında isminin zikredilmesinde 19 Mayıs tarihinde kavuşmuştur. Ne yazık ki Bandırmamız kendini ülke çapında tanıtan Bandırma vapuruna hiçbir zaman yeterli ilgiyi göstermemiştir. Bandırma vapurunun bu faaliyetlerine Bandırmayı tanıtmasına gereği gibi sahip çıkamamıştır.
Ne tuhaftır ki Mustafa Kemal’i Samsun’a çıkaran Bandırma Vapuruna Türkiye Cumhuriyeti de sahip çıkamamış, bu önemli gemi görev dışı kaldıktan sonra hurdacılar tarafından sökülerek halk arasında dile getirilen tabirle jilet yapılarak ortadan kalkmıştır.
İşin bu yönü bir yana toplam olarak söylemek gerekirse 19 Mayıs tarihi hem kurtuluş nazari başlangıcı olması hem Mustafa Kemal’in kendisine kabul ettiği doğum günü tarihi olması hem de Bandırmamızın isminin Bandırma vapuru nedeniyle tarih sahnesinde görülmeye başlamasının tarihi olması sebebiyle bizler için önemli bir tarihtir. 19 Mayıs tarihini kronolojik açıdan önemli yapan bir olay ise bahar aylarının sona ermeye başlangıç noktası olması dolayısıyla yaza başlangıç noktası sayılabilecek bir tarih oluşturmasıdır. Aynı zamanda bu tarih Mustafa Kemal’e hayatı boyunca karşılaşacağı onu hedef alan suikastlardan ilkine teşebbüs girişiminde bulunulduğu tarih olmasıdır. Çünkü Rumlar Mustafa Kemal’i ortadan kaldırmayı hedefleyen bir suikast planı hazırlayıp bu tarihte gerçekleştirmeye yönelmişler, bunun için hazırlık yapmışlarsa da bunu gerçekleştirme imkanı bulamamış olduklarından sadece nazariyatta kalan bir suikast girişimi planından böyle bir girişim için yapılan çalışmalardan söz edilebilecek bir durum söz konusu olmuştur. İşte bütün bu özellikleriyle 19 Mayıs tarihi öneme haiz bir gün oluşturmaktadır. Ne var ki bugünün bayram oluşturması Mustafa Kemal’i bugüne özel anlam verip milletinin bugüne özel bir değer verip sürekli hatırlamasını istemesinden ortaya çıkmıştır. Hakikaten 19 Mayıs 1919’da yani Anadolu’ya ayak basan Mustafa Kemal akabinde Amasya tamimi ile liderliğini liderliğe talip olduğunu milletine ilan etmiş ve milletini kendi liderliğinde gerçekleştirilecek İstiklal savaşının yapılabilmesi için geçekleştirilmesi gereken faaliyetlerin görüşüleceği kongrelere davet etmiştir.
Nitekim 19 Mayıs’ta dikkat edilmesi gereken özel bir durum bir ilklikte Mustafa Kemal’in asker toplaması, etrafında silahlı kuvvet oluşturması yolunda ilk çalışmayı gerçekleştirdiğini de söylemek mümkündür. Çünkü Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919’da Samsun’da karaya ayak bastığında kendisini karşılayanlar arasında bulunan üzgün ağlayışlı bir durumdaki terhis edilmiş bir askeri görmüş onunla yaptığı konuşmayla kendi fikrinde olduğunu tespit edip onu verdiği emirlerle tekrar silahaltına alarak kendi hizmetine almıştır. Dolayısıyla 19 Mayıs tarihi Mustafa Kemal’in ilk askerini yanına aldığı tarih olmuştur. Samsun’dan Amasya’ya geçen Amasya tamimiyle kurtuluş savaşının önderliğine talipliğini açıklayan Mustafa Kemal Erzurum’a geçmiş oradaki kongreyi müteakip savaşa geçerek kurtuluş harbinin ilk ve tek ulusal kongresi olan Sivas kongresini gerçekleştirmiştir. Erzurum kongresinde manda ve himayeyi Türk milletine reddettiren o kongrenin Heyeti Temsiliye başkanlığını elde eden Mustafa Kemal bu elde ettiklerine dayanarak Sivas kongresine gitmiş orada da direniş yolundaki kurulan bütün ulusal dernekleri Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Derneği adıyla birleştirip Sivas kongresi Heyeti Temsiliye başkanı olarak bu derneğin elindeki silahlı kuvvetlerini de yönetim imkanını elde etmiştir.
Zaten Erzurum kongresinde Erzurum’daki 15. Kolordunun başındaki Kazım Karabekir’in desteğini kazanan İstanbul hükümetinin Mustafa Kemal’i yakalayıp gönderilmesi yolundaki emirlerine rağmen ona uymayıp ona destek veren Kazım Karabekir’in verdiği destekle Sivas’ta elde ettiği imkanlarla Ankara’ya yönelen Mustafa Kemal 19 Mayıs tarihindeki Samsun’a ayak basışında kafasında mevcut planlar uyarınca Ankara’ya ulaşmıştır. Devam edecek…