SON DAKİKA
Hava Durumu

TOPLUM ÜZERİNE BİRAZ “NANİK” YAPALIM MI?

Yazının Giriş Tarihi: 04.11.2022 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.11.2022 20:18

Kimseleri tavuğuna “kışt”, kimsenin köpeğine “hoşt” diyecek halimiz yok. Zaten her konuda sansürlü bir yaşamın içindeyiz. Bu nedenle, biraz işgüzarlık da olsa, sizlerle dostum kalemle birlikte toplumumuz üzerine “NANİK!” yapalım istedik. Bana göre Türk toplumu şakayla karışık şöyle:

TEMBEL: Kahvehane bulduğuna bakın ne demek İstediğimi anlarsınız.

DUYGUSAL: Dramatik filmlerde bile ağlayan.

UNUTKAN: Eskiden yaşadıklarını değil de yakın zamanda yaşadıkları veya yaşayacakları ile meşgul olunması…

KANAN: Bu sıralar en önemli özelliğimiz. İkna gücü kuvvetli olanların karşısında yorum yapmadan, doğru ile yanlışı ayırt etmeyip söylenenlere inanmamız…

KADERCİ: Tevekkülü bildiğimiz halde her şeyi kadere bağlama alışkanlığımız…

Bunlara vurdumduymazlığı, menfaatçiliği, kısa yoldan köşe dönmeciliği de eklersek, ortaya çıkan insan tiplemelerini görürüz.

Öbür tarafta yalancı, dolandırıcı, rüşvetçi, bencil, “Ben varsam olur, ben yoksam olmaz” tiplemeleri… Bütün bunların yanında, “Ticaret, tarikat siyaset” üçgenini çok iyi kullananlar…

Bugün piyasada görünenlerin sayısal çoğunluğu bu bölümlerde yer almaktadır. Unutkan ve hümanist oluşumuz; Ticaret, siyaset, tarikat üçgenin içindekiler tarafından çok çabuk kandırılabiliyorlar.

Benim, insan tiplemeleri diye tanımlamaya çalıştığım örneklemeler bugün için aynada gördüklerimizdir. Yoksa tüm halkımızı bu tiplemelerin içine sokma gibi bir iddiamız yoktur.

Anlatmak istediğim konu, bu tiplemelerin çoğunlukta olduğu toplumlarda, antidemokratik davranış modelli ülkeler sınıfında olması kaçınılmazdır.

“Nanik!” yapacağımıza, yine ciddileşmeye başladık. Haydi gelin, bir fıkra ile konumuza tat verelim:

Bir Bektaşi dedesi, yakası geniş kürklü bir cübbe yaptırmış. Yolda giderken arkasından sert bir rüzgâr esmiş ve geniş yakalı kürkünün yakasını kaldırmış. Yanında görmekte olan biri:

“Dedem, kürklü yakan çok geniş, rüzgâr sana vız gelir” demiş.

“Öyledir erenler”

“Peki ama ya bu sert rüzgâr, arkandan değil de önünden eserse ne yaparsın?”

“Rüzgâra karşı yürümeye yemin etmedim ya! Geri dönerim!”

Esen kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.