TARİHİ ESER Mİ, O DA NE?

            Eskiden bir “zühtü hikayesi” vardı…

            Karı, koca otomobilleriyle evlerine gidiyorlarmış. Yolda birkaç kişi önlerini kesmiş, adam kaçmak istemiş, kaçamamış. Zorbalar karı kocayı arabadan indirmişler, birinde keman, birinde zurna, birinde dümbelek varmış…

            “Korkmayın!” demişler.

            “Size kötülük yapacak değiliz. Biz çalacağız, yenge oynayacak…”

            Ve başlamışlar “zühtü” yü çalmaya:

            “Aman da Zühtü Zühtü

             Ben sana yandım Zühtü”

            Onlar çalmış, kadıncağız oynamış, adamcağız da eli, ayağı bağlı seyretmiş…

            Bu hikayeye eski desek de günümüzde geçerli olmaya başladı.

            Halkın şaşmaz bir kuralı var. Her olayın mizahını, yergisini, hoşgörüsünü hemen yaratıyor.

            Anarşinin yöresel olmaktan çıkıp, genel coğrafyamıza dağılması, Fetö belasının tüm kesimlere sıçraması toplumu şaşkına çevirdi.

            Günümüzde Bandırma halkı da şaşkın. Balıkesir Büyükşehir Başkanı, eski dekanlık binasını “çorbacı dükkanı” yapacakmış…

            Bina, 30 milyon muhammen bedelle 30 yıllığına ihaleye çıkacakmış…

            Binayı ihaleye girip Bandırma Belediyesi almalıyış…

            Herkes anlatıyor, herkes konuşuyor, gelin görün ki kendilerine “Demokratik kitle örgütü!” denilen kitlelerden ses seda yok…

            İnternet sayfalarında da kimisi yorum yapıyor, kimisi beğeni tıklaması yapıyor. İşin önemi üçbeş kişi haricinde , kimsenin umrunda değil.

            Testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur. Yalnız biz yol gösterenlerden değiliz. Biz testi kırılıyor diye önceden haber verenlerdeniz. Zira bizim yazar olarak görevimiz, bazı yanlışları halkımıza haber vermektir.

            Dünya bu işte, herkesin derdi bir başka…

            Bizim derdimizi tarihi binaların korunması, kimilerinin derdi “Zühtü hikayesi” gibi , kimilerinin derdi para, para…

            Ne demiş Şair Eşref:

            -Karhane-i alemde herkesin bir kavgası var, Kırkağaçlı Ahmed’ in de bir kenef davası var.”

            Yalnız, bizim davamız o kadar basit değil. Bizim davamız Bandırma.

            Sizler, “Zühtü hikayesini” boş verin, lütfen Büyükşehir’in talanına “dur!” deyin…