RAMAZAN DAVULU

Osman o kadar sofuymuş ki her namazdan sonra 99’luk tespihiyle Allah’ın adını 99 kez anarmış; bir gün Bektaşi seslenmiş:

-Osman!..

-Efendim…

Bektaşi yine seslenmiş:

-Osman!..

-Buyur…

-Osman!..

Osman sinirlenmiş:

-Be adam, illet misin ne? Ne söyleyeceksen söyle yahu!..

Bektaşi:

-İmanım, ben üç kez Osman dedim, öfkelendin; sen günde 5 vakit 99 kez hiçbir şey söylemeden Allah diyorsun; Yukarıdaki kim bilir sana ne kadar kızıyordur…

Softalar ramazanın son günlerine doğru mübarek ay bitiyor diye yakınıyorlarmış; bunları dinleyen Bektaşi:

-Erenler, demiş, madem bitecek diye üzülüyorsunuz Bayram gelince neden şenlik yapıyorsunuz?..

Osmanlı döneminde oruç üzerine ramazan öyküleri anlata anlata bitmez…

Ramazanda Bektaşi öğle vakti atıştırırken softanın biri takılmış:

-Baba Erenler ramazan geldi…

Bektaşi:

-Bana ne!..

-Sen müslüman değil misin?

-Sana ne!..

Geçmişinde softalığı bu kadar mizahını yapan bir halkın, bugün dinselliği ayrımcılık olarak kullanması, dinselliği siyasi rant olarak kabullenmesi, hele iftar sofralarının şova dönüştürülmesi, TBMM Başkanın haremlik selamlık ayrımcılığı, Ramazan davulunun çalınış şekli ile gündem yaratması acayipliği…

İslam dini hoşgörü dinidir. Bu görüş ve düşüncelerimle Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını, İslam aleminde savaşların değil, barış ve sevginin egemen olmasını dilerim.