güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Dünya Nereye … Biz Nereye…

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

 

İlk İşimiz Milleti Çalışkan Yapmak!

Corona Virüsünün Türkiye & Dünya Ekonomisine Etkileri

Türkiye İçin Fırsatlar Küresel markaların pek çoğu Çin’deki faaliyetlerini kısmen ya da tamamen askıya aldılar ve Asya piyasalarında daralmaya gittiler.

Bu noktada Türkiye için hem yeni doğrudan yatırım fırsatlarının ortaya çıktığı hem Çin’in üretiminde gerçekleşen daralma sebebiyle petrol talebinin azalması ve buna bağlı olarak petrol/doğalgaz fiyatlarında düşüşlerin meydana gelmesi Türk imalatçısının üretim maliyetlerini de düşürecek bir gelişme olacaktır.

Bütün bu fırsatların en önemlisi, Çin’in üretim kapasitesinin azalması sonucunda artan küresel talebin kısa vadede geçici, orta ve uzun vadede ise kalıcı olarak aşağıdaki sektörlerde küresel ithalatçıları Türkiye’ye çekebilecek çalışmalarda bulunulması Türk ihracatçıları için yeni fırsatlar doğurabilir. Hazır Giyim ve tekstil sektöründe Çin’de imal edilen ürünlerin corona virüsü sebebiyle zamanında teslim edilmemesi riskine karşılık küresel ithalatçıların Türkiye ve Vietnam gibi ülkelerdeki üreticilerle görüşmelere başlaması, Türkiye’nin geleneksel olarak üretiminde uzmanlaştığı tekstil sektöründe de çeşitli fırsatların var olduğunu gösteriyor.

Bunun yanında otomotiv sektöründe Hyundai Motor, corona virüsü etkisiyle tedarik zincirinde yaşanan aksaklıkları sebep göstererek Güney Kore’de bulunan fabrikasını kademeli olarak askıya almayı planlıyor. Türk ihracatında otomotiv endüstrisinin mevcut payı düşünüldüğünde kapasite kullanım oranlarının yükselmesi ve hatta otomotiv sektöründe Türkiye’ye uzun vadede gelecek doğrudan yabancı yatırımların da artmasını, corona virüsünün gelecekte göstereceği etkilere göre mümkün.

Dünya’nın en büyük sebze ve meyve üreticilerinden olan Çin’den gıda ithalatı (özellikle meyve ve sebze) yapan ülkelerde corona virüsü sebebiyle yeni tedarikçiler aramaktadır. Bu duruma en yakın örnek olarak sınırlarını Çin’e kapatan Rusya’nın Türkiye’ye uyguladığı meyve ve sebze kotalarında artışa gitmesi gösterilebilir ve ithalatta rotayı Türkiye’ye kırması gösterilebilir.

Önümüzdeki aylarda Çin’de gerçekleşmesi planlanan fuarların bir kısmı ertelenmiş ve bir kısmının ise ertelenmesi gündemdedir. Planlanan etkinlikler gerçekleşse bile, katılımcı seviyesinin hastalık endişesiyle düşük seviyelerde olması beklenmektedir.

Fuarcılık alanında Çin’de gerçekleşmesi muhtemel olası boşlukları Türkiye’nin doldurması ve bu alanlarda ithalatçıları kendi Milli fuarlarına davet ederek Türk ürünlerinin tanıtımının yapılması, Çin’de corona virüsü sebebiyle yeni tedarikçiler arayan firmalar için alternatif olunması; Türk ihracatının geleceği için altın bir fırsattır.

Haydi Ege İhracatçı Birlikleri

İlk Cumhurbaşkanımız, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK İzmir'e yaptığı bir ziyarette, ihracatın çağdaş ülkelerdeki gibi istikrarlı bir biçimde geliştirilmesi, ihracatçının korunması gibi çeşitli önerileri dinledikten sonra Hükümete verdiği direktifte, ihracatla ilgili önlemler alınmasını istemiştir. Bu doğrultuda 04 Mart 1937 tarihinde yayımlanan ve ATATÜRK'ün Cumhurbaşkanı olarak onayladığı 6107 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile İhracatçı Birlikleri'nin kurulmasına olanak tanınmıştır.

Ege İhracatçı Birlikleri başta olmak üzere, Türkiye'deki tüm Birliklerinin temeli 1939 yılında atılmış ve "İzmir Kuru Meyveler İhracatçıları Birliği" 29.09.1939 tarihinde kurulmuştur.

Türkiye'de halen, 26 ayrı sektör/alt sektörde faaliyet gösteren bölgesel ve sektörel 60 İhracatçı Birliği bulunmaktadır.

Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere rehber olan 20 sözü

Atatürk'ün fazlasıyla vizyon sahibi olduğunu gösteren sözleri hala bugün bile yolumuzu aydınlatıyor.

FacebookTwitterE-Posta ile paylaş

“Millî hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temel olarak bundan başka, bundan önemli bir hastalık keşfedemeyiz; hastalık budur.

O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır”

Başka Türkiye yok, yok, yok. Bu dumanlı havayı fırsata çevirmek ve kaliteli iş gücümüzü “mezun olan Üniversiteli gençlerimizi hayata küstürmeden” Beyin göçü, eğitimli ve nitelikli işgücünün ülke dışına çıkması, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru hareket etmesi olarak tanımlanabilir. Bilim insanları, mühendisler, mimarlar ve doktorlar gibi eğitimli kişiler bu kategoriye girmektedirler. Ülkeler açısından beyin göçünün en önemli sonucu, göç veren ülkelerin gelişmeleri yavaşlarken, göç alan ülkelerin de gelişimleri ivme kazanması olarak ortaya çıkmaktadır.

Bunun yanı sıra doğa olayları ve iklimsel sorunlardan kaynaklanan işsizlik, diğer ülkelerdeki daha iyi ve kaliteli eğitim olanaklarını kullanarak iş imkânlarının gelişmesi, politik huzursuzluklar ve savaş ortamında insanların işlerini kaybetmesi de uluslar arası işgücü göçünün nedenleri arasında sıralanabilir. Olmayalım ayrı gayrı,Gelin dostlar bir olalım. Yoktur birin birden farkı, Gelin dostlar bir olalım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.