Kendini Yenilemek

İnsanın kendini yenileyerek değişmesi keşke kolay bir şey olsaydı. Beynimizi gereksiz meşgul eden bir sürü ıvır zıvırdan, yeni icat virüslerden kurtulmak, komplekslerden sıyrılmak, gereksiz korkulardan kurtulmak, yaşama daha güzel gözlerle bakabilmek, yarınlardan umutlu olmak, daha enerjik ve başarılı olmak, daha pozitif olabilmek. Bütün bunları bir çırpıda gerçekleştirmek zor iş gibi görünüyor. Çokta kolay olduğu da söylenemez tabi ki ama kendimizi yenilememiz de şart. Aslına bakarsanız bu sıradanlığımızdan, monotonluğumuzdan kendimiz bile sıkılıyoruz.

Bir insan herhangi bir şeyin mesela başarının, mutluluğun, zenginliğin, şöhretin zirvesini yaşıyorsa,  işte bu zirvesinde olduğu olgunun hep zirvesinde kalmak için ve/veya zirvesini hedeflediği olgulara ulaşmak için kendini sürekli yenilemelidir, kendini yenilemeyen hiç kimse zirveye de ulaşamaz zirvede de kalamaz; bunun zıttı durum zaten işin doğasına aykırıdır.

Yunus Emre ne diyor: “Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası.” işte bu söz insanın sürekli kendini yenilemesi gerekliliğine olan ihtiyacı ve heyecanı en iyi anlatan sözlerdendir.

Her dem yeniden doğanlar, varlık yasasıyla çelişmezler; çünkü varlıktaki her şey hareket halindedir ve kendini yenilemektedir. Bunu başardığınızda hem mutluluğun, hem de başarının yolunu yakalamış olursunuz. Hayat, derenin akışına benzer; su hep aynı yerde durur sanılır, ama sürekli taze akar.

Kendimizi yenilemek içinde yapmamız gereken şeyler var. En temel motivasyon ne istediğini bilmek, kendine neyi layık gördüğünü ve nasıl yaşamayı seçtiğini bilmek olmalı. Kişi kendi içinde bulamadığı motivasyonu dışarıda hiçbir yerde bulamaz. Kendine yapacağı yatırımların başında bence kişinin kendine samimi olması geliyor. “Ne istiyorum, neyi istemeyi öğrendim, hangi duygum bana ait, hangisi ebeveynlerimden bana geçti, yaşadığım ne bana iyi geliyor, ne iyi gelmiyor, hangisine razıyım, hangisine değilim ama öyleymiş gibi davranıyorum...” bu soruların samimi ve çarpıtılmamış yanıtı, en güzel yatırım. İnsanının kendisine bu ve buna benzer soruları bıkmadan usanmadan sorarak kendi ihtiyaçlarına göre kendini yenilemesi, bu yenilemeden de kaçınmamalıdır.

Kendimizi yenilemek için birkaç noktaya dikkat çekmek istiyorum. Yenilenmek için;

Hedefler belirleyin; hedefler koymak, onlar için mücadele etmek ve onları başarmak kendini güçlü hissetmenin en güzel yoludur. Burada bahsettiğim kocaman hedefler değil, başarabileceğiniz küçük hedefler. Onlara ulaştıkça motivasyonunuz artacak ve yeni hedefler belirlemeye başlayacaksınız. Başarısızda olabilirsiniz, bu hiç denememekten çok daha iyidir. Asla vazgeçmeyin, başarmak için farklı yollar keşfedin ve kendinizi geliştirin.

Sosyal çevrelerinizi temizleyin; sürekli bir şeylerden şikâyet edenler size ne katabilirler?,  Veya hayallerinizin ulaşılmaz olduğunu söyleyenler?, Veya o iş için yeterince iyi olmadığınızı ima edenler?, Sizi kanadı kırık hale getirenler? Bu soruları kendinize sormaktan çekinmeyin, cevabını bulduğunuz anda ise gereğini yapın ve hem günlük hayatta sürekli görüştüğünüz hem de sosyal medyadaki çevrenizi bu bakış açısıyla temizleyin.

Dinlemeyi öğrenin;  bu en basit gibi görünen ama aslında hem en zor olan, hem de en büyük fark yaratacak olan. Karşınızdakini cevap yetiştirmek için dinlemeyin. Zihninizde yargılarken dinlemeyi kaçırmayın. Karşınızdakini onu gerçekten anlamak için dinleyin. Asıl derdi ne anlarsanız belki çok daha kolay çözümlere gidebilirsiniz. Bu duruma başka bir bakış açısı da getirmek istiyorum ki, karşımızdakini dinlerken onun anlattığı şeyleri belki bizde yaşıyoruz veya ilerde yaşayacağız. İşte bu durumların kendimizde de olduğunu veya olabileceğini düşünerek dinlemeliyiz ve gerek kendimize gerekse sorunu yaşayan kişilere yeni stratejiler oluşturmalıyız.

İlgi alanınız için dertlenmekten vazgeçin. Kendi davranışlarımız etki alanımız ama başkalarının davranışları da ilgi alanımız. İlgi alanınız için hayatınızı zehir etmeyi bırakın, ilgi alanınızı olduğu gibi kabullenip bu durumda ne yapabileceğinize odaklanın. Tabii bunu yapabilmek için de esnek olun.

Keşke bir sihirli değnek olsa ve bir anda her şeyin olumlu tarafını görsek…  Ama bu imkânsız tabii… Küçük sorunları deyim yerindeyse “kafaya takmamak”, geleceğe olumlu bakmak için kendimize nasıl bir yol haritası çizmeliyiz?

Her şeyin olumlu tarafını görsek, olumsuzun içindeki büyüme fırsatlarını ıskalatmış olacağız. Yani bu ne mümkün, ne de anlamlı. Hayatta her şey zıddı ile mevcut. İyi ve kötü, doğru ve yanlış bir diğeri olduğu için var. Bu yüzden de her şey var hayatta. Sadece olumluya odaklanamayız. Önemli olan her ne yaşarsak yaşayalım duyguya sahip çıkmak, onu hissetmeye hakkımız olduğunu bilmek ve bu bilinç ile yaşadığımız şeyin içindeki dersi görmeye niyet etmek.

Duygular bulaşıcı mıdır?

Hem de nasıl! Kimlerle vakit geçiriyorsak onlara dönüşüyor, onların duygu ve düşüncelerini benimsiyor, onlara uyumlanıyoruz. Ve sistem kuramına göre de parçada ne varsa sistemde daha fazlası, bütünde ne varsa parçada hepsi var. Buna göre, biri değişirse ailede, kurumda, organizasyonda iletişimde olduğu herkes ve her şey değişir. Yani, duygular hem olumlu hem olumsuz olarak bulaşıcıdır. Birlikte zaman geçirdiğimiz insanların duygularını özümsüyor ve yansıtıyoruz.

Değişime açık olun; güçlü olmanın ilk koşullarından biride insanın kendine esnek olmasıdır. Farklı yönlerinizi keşfetmeyi deneyin. Değişimden korkmayın. Değişmeye başladığınızda ve kendinizde farkettiğiniz özelliklerinizi sevdiğinizde kendinizi daha güçlü, özgüvenli ve özgür hissedeceksiniz.

Unutmayın, değişmeyen insan gelişmeyen insandır.

Sevgiyle kalın.