'Yaşla bağlantılı demans (bunama) yüksek oranda ileri glikasyon son ürünleriyle bağlantılı olabilir'
ABD’de yapılan bir araştırma, kırmızı eti fırında, ızgarada veya tavada fazla kızartmanın demans, daha genel
adıyla, bunama hastalığına yakalanma riskini artıran kimyasal maddeler ürettiğini ortaya koydu.
2014 yılında BBC Türkçe'de yer alan habere gör, şekerlerin proteinle etkileşimi sonucu oluşan ileri glikasyon son
ürünlerinin (AGE), daha önce yapılan incelemelerde Tip 2 diyabet hastalığıyla bağlantılı olduğu ifade ediliyordu. AGE ürünlerinin ağırlıkta olduğu
bir beslenme programı uygulanan farelerin beyninde protein seviyesinin tehlikeli oranda arttığı
ve bilişsel işleve zarar verdiği görüldü.
uzmanlar, sonuçların ‘ikna edici’ olduğunu ancak ‘kesin yanıtlar’ vermediğini söyledi. İleri glikasyon son ürünleri (AGE), protein veya yağların şekerle
etkileşimi sonucu oluşuyor. Bu etkileşim doğal yollarla veya pişirme sürecinde oluşabiliyor. New York’taki İcahn Tıp
Fakültesi’ndeki araştırmacılar bu ürünlerin fareler ve insanlar üzerindeki etkilerini inceledi. Hayvanlar üzerinde yapılan
deneyin sonuçları, ülusal Bilim Akademisi dergisinde yayımlandı.
Sonuçlar, ileri glikasyon son ürünlerinin beynin kimyasını etkilediğini ortaya koydu.
Bu da hafıza kaybıyla etkisini gösteren Alzheimer hastalığına neden olan beta amiloid proteinlerinin artmasına yol açıyor.
AGE ürünlerinin az olduğu bir beslenme programı uygulanan fareler ise hastalığı tetikleyen amiloid proteini oluşumunu
engelleyebildi. AGE ürünleri ağırlıkta beslenen fareler fiziksel ve zihinsel faaliyetlerde daha zayıf bir performans sergiledi.
Yaşları 60’ı geçkin bireylerde yapılan kısa dönem incelemede de kanda AGE ürünlerinin yüksek
olması ve bilişsel işlevler arasında bir bağ olduğu görüldü. Araştırma sonuçlarında şu ifadeler yer aldı: “Yaşla bağlantılı demans
(bunama) yüksek oranda ileri glikasyon son ürünleriyle bağlantılı olabilir.”
Londra üniversitesi Tıp Profesörü Derek Hill, sonuçların ‘ikna edici’ olduğunu belirtip kesin yanıtlar için
araştırmalara devam edilmesi gerektiğini söyledi.