Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması Nedeniyle Boşanma Davası Nedir? BOŞANMA DAVASI AÇARKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR NELERDİR?
Evlilik birliğinin temelden sarsılması, eşler arasında çok ciddi ve şiddetli bir geçimsizlik veya anlamazlık bulunmasını ifade etmektedir.
Eski ismi ile "şiddetli geçimsizlik”, yeni ismi ile "evlilik birliğinin temelden sarsılması “olan bu boşanma sebebi günümüzdeki boşanma sebeplerinin yüzde 90'ına tekamül etmektedir.
TMK Madde 166 gereğince-"Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir."
Davacı tarafın kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı bulunmaktadır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer üstün bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
DAVAYLA İLGİLİ AÇIKLAMALAR Eşler evlilik birliği içerisinde birbirine nazik davranmak, kırıcı olmamak ve hakaret etmemek yükümlülüğü altındadırlar. Eşlerin birbirlerine hakaret etmeleri, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebebiyet verecek boşanma sebeplerinden birini oluşturabilmektedir.
(Y2.HD. 26/06/2018T. ,2016/15484E., 2018/8152K.)
Gerek evlilik sırasında eşlerin sahip olduğu fiziksel özellikler, gerekse de evlendikten sonra oluşan fiziksel özellikler, diğer eş tarafından alay konusu yapılmamalıdır. Bu bakımdan eşinin kiloyla, boyuyla, ten rengiyle vs. alay etmek boşanma sebebi oluşturabilir.
(Y2.HD, 12/12/2016T. ,2016/24925E., 2016/15878K.)
Eşler başta fiziksel şiddet olmak üzere bütün şiddet eylemlerinden kaçınmalıdır. Şiddet eylemi, evlilik birliği içerisinde kesinlikle kabul edilebilecek bir eylem değildir. Uygulamada en çok da karşımıza çıkan boşanma sebeplerinden birisi maalesef ki darp niteliğindeki fiziksel şiddet eylemidir.
Fiziksel şiddet iddiaları, ceza soruşturması dosyasındaki raporlardan, tanık beyanlarından ve diğer delillerden anlaşılabilmektedir. Bu bakımdan olay şayet adli makamlara intikal etmişse, ilgili soruşturma veya kovuşturma dosyası celbedilmelidir.
SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN EVLİLİKTEKİ ROLÜ
Eşlerin evlilik birliği içerisindeki en temel yükümlülüklerinden bir tanesi de sadakat yükümlülüğüdür. Eşler evlenmekle birlikte eşin sahip olduğu birlik yükümlülüklerine tabi olur. Bu bağlamda çalışıp evin giderlerini sağlamak, çocuklarla ilgilenmek, eş ve çocukların hastalıklarında ve zorluklarında yanlarında olmak, onların sorunları ile ilgilenmek en temel birlik görevleri arasındadır. Bu görevlerin ihmali, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebebiyet verecek boyuta ulaştığında boşanma nedeni oluşturur. (Y2HD. 09/03/2020T., 2020/667E., 2020/1956K.)
Eşler evlenmekle birlikte her türlü anlamda eşlerinin yanında yer alırlar. Evlendikten sonra ne geçmiş dönem yaşantılarına dair ne de ileriye dönük yaşantılarında karşı cinsle evlilik birliğini zedeleyecek bir ilişik serdetmek evlilik birliğine zarar verecektir. Örneğin erkeğin gece geç saatlere kadar başka kadınlarla eğlence mekanlarına gitmesi, eski nişanlısıyla görüşmeler yapması gibi eylemler güven sarsıcı niteliktedir. Eşler birbirine güven duymak ve gözleri arkada kalmayacak şekilde huzurlu yaşama hakkına haizdir. Diğer eş bunu zedeleyecek ve eşinde kuşku uyandıracak güven sarsıcı her türlü eylemden kaçınmalıdır.
ORTAK HAYATIN SÜRDÜRÜLMESİNİN EŞLERDEN BEKLENEMEZ OLMASI
Her olumsuz olay az veya çok evliliğe zarar verebilir. Bu olumsuz olayın özelliği ve şiddeti değiştiğinde, söz konusu zarar yani evlilik birliğinin sarsılması şiddeti de doğru orantılı olarak değişir. Örneğin bir eşin diğerine bir iki defa hakaret etmesi evlilik birliğinde hasara sebep olur. Ancak bu durum diğer eş için ortak hayatın sürdürülmesi için sorun yapılmayabilir. Bu husus, eşlerin gelmiş oldukları ve bulundukları sosyal çevreye, eşlerin o dönemki sosyo ekonomik durumlarına, çocuklarının olup olmamasına, mizaç durumuna göre değişebilir. Örneğin maruz kaldığı eylem nedeniyle evliliği sürdürmesi düşünülemeyecek olan eş, sırf çocukları zarar görmesin diye buna katlanma ihtiyacı hissedebilir. Veya Bir eş diğerinin eve sürekli geç gelmesini veya alkol kullanmasını sorun etmezken; bir başka eş için bu durum ortak hayatın çekilmez hale gelmesi sebebi olabilmektedir. İşte tüm bu değişkenler; her somut olaya göre değişiklik arz ettiğinden ortak hayatın sürdürülmesinin diğer eş tarafından beklenip beklenmeyeceği ayrıca değerlendirilmelidir.
AFFEDİLMEMİŞ VAKIALAR ESAS ALINAMAZ: Evlilik birliğinin kurulmasından sonra gerçekleşse bile, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylar boşanma sebebi olamaz. (Y2HD. 24/10/2018T., 2016/25122E., 2018/11891K.) Dolayısıyla affedilmiş veya en azından hoşgörüyle karşılanmış vakıaların boşanmaya esas alınması ve karşı tarafa kusur olarak yüklenmesi mümkün değildir.
BARIŞMA İRADESİ BAŞLI BAŞINA AF İRADESİNİ GÖSTERMEZ: Tarafların fiilen
ayrılmalarından sonra belli bir yerde bir araya gelerek barışma girişiminde bulunulmuş olması; af iradesini kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya koyan başka olgu ve deliller bulunmadıkça, önceki olaylardan dolayı eşini affettiği anlamına gelmez. (Y2HD. ,12/03/2019T. ,2017/5738E. ,2019/2560K.)
DAVACI
Dava, şiddetli geçimsizlikte eşinin kusuru olduğunu ve bu nedenle boşanmayı isteyen eş tarafından açılacaktır.
DAVALI
Evlilik birliğinin temelden sarsılması olayında kusurlu olduğu düşünülen diğer eştir.
GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Boşanma davalarında görevli ve yetkili mahkeme aile mahkemesidir. Eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılabilecektir.
BOŞANMA DAVASI AÇARKEN AMAN DİKKAT DİYECEĞİMİZ DİĞER BİR HUSUS DA
Boşanmanın ferisi niteliğindeki maddi ve manevi tazminat istekleri ile nafaka isteklerine ilişkin (tedbir nafakası hariç) ilamların icrası için "boşanma kararının kesinleşmesi gerekmektedir. “Kesinleşmesi gereken kısım feri'lere ilişkin kısım değil; boşanma kararına ilişkin kısımdır. Boşanma kararı kesinleşmişse ferilere dair kısımların icrası için kesinleşmesi gerekmez.
İlgili yazımıza istinaden sorularınızı beyzaozbek88@hotmail.com adresi ile paylaşabilirsiniz.
Başka bir köşe yazımızda görüşmek dileğiyle...