güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Yakınlarını Zehirle Ortadan Kaldıran Osmanlı Halifeleri

Yazının Giriş Tarihi: 03.11.2021 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.11.2021 00:03

Bende;

-Valide eğer böyle bir şey yaparsan hem ona hem kendine fenalık etmiş olursun dedim. Lakin beni dinlememiş, iftardan evvel hünkarın huzuruna girmiş ve;

-Arslanım, ben bu gece neye geldim bilir misin? Bu kadar vakittir kardeşine vekâlet ediyorsun… Artık hakkını ver de biraz vakit de o saltanat etsin. Demiş. Sultan Hamit ise hiç bozuntuya vermeden;

-Pek doğru söylüyorsun valide… Bende esasen bunu düşünüyordum. Cevabını vermiş. İftardan sonra kendisine bir bardak şerbet sunulmuş, Servetefza kadın bunu içince hastalanmış. Bir arabaya koyarak dairesine götürmüşler. Ertesi günü vefat ettiğini duyduk.

Bu ifadeden anlıyoruz ki halifede olsa evliyada olsa 2. Abdülhamit’te aynı yukarıda bahsettiğim ataları gibi üvey annesini aynı usulle zehirleterek öldürmüştür. Onu tahta geçmesini tavsiye ettiği 5. Muradın tahta geçirilmesi yolunda teşvikler yapacağı kendini zor durumda bırakacağı korkusuyla yapsa da bu icraat masum bir insanın zehirlenerek öldürülmesinden başka bir şey değildir.

Bütün bunlardan sonra şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Osmanlı sarayı da Osmanlı saltanatı da Osmanlı hanedanı da yerini aldığı Bizans sarayı, Bizans hanedanları gibi zehir kullanma yoluyla insan öldürmeyi hatta bunu en yakınlarına kardeş ve babalarına bile uygulamayı gerçekleştirmiş bundan kaçınmamış bir sülale bir hanedandır.

Velev ki bugün Osmanlı hayranlarının eski rejim yanlılarının yeni Osmanlıcıların Osmanlıyı methetmek halka sevdirmek için en çok övdükleri ve kendilerine evliyalık yakıştırdıkları Yavuz Sultan Selim de, 2.Abdülhamitte yukarıda belirttiğim üzere en yakınlarını zehirletmeyi gerçekleştirebilmiş kişilerdir.

Bu nedenle bu iki şahıs başta olmak üzere Osmanlı halifeleri de Osmanlı hanedanı da Osmanlı padişahları da hiç de idealleştirilecek dinsel açıdan kutsallaştırılıp, makam ve mertebe sahibi yapılabilecek kişiler değildirler. Ki 2.  Abdülhamit ve Yavuz Sultan Selim burada zikredilen davranışı nedeniyle bu fikrimi çok iyi destekleyecek birer örnek sergilemeyi gerçekleştirmiş kişiler olarak görünmektedirler.

Burada şunu vurgulayarak yazımı nihayet vermek istiyorum. Aslında zaten Osmanlı halifelerinin halifeliği tartışma konusu olabilecek bir durum arz ettiği halde Yavuz Sultan Selim ve 2. Abdülhamit gibi en çok tanınan iki halifenin bu tür davranışları Osmanlı halifelerinin gerçekten halife olup olmama özelliğinin tartışılmasının doğru olduğunu gözler önüne serebilecek bir durum oluşturmaktadır.

Yavuz Sultan Selim ve 2. Abdülhamit han yakınlarını zehirleten halifeler olarak tarihe geçmiş Osmanlı halifelerinin en önemli iki temsilcisi olarak bilinen şahsiyetler olmalı ve toplumumuz onları birde bu yönüyle değerlendirilmelidir diye düşünmekteyim.

Yazının başından beri dile getirmeye çalıştığım meselenin özü Osmanlı padişahlarını ki aynı zamanda yavuz ve yavuzdan sonrası Osmanlı halifesi yani Sünni İslam dünyasının halifesi olarak karşımıza çıksalar da onlar da bizler gibi insani zaafları, hırsları, kinleri, öç alma duygularıyla birer insandırlar. Zaten Osmanlı padişahlarının halife olmaları İslami usullere İslam hukuk ve örfüne göre imkansızdır. Çünkü İslami gelenek halife olacak kişinin Araf ve Kureyş kabilesinden olması gerekliliğini ve akılbali olması gerektiğini esas almaktadır. Oysa Osmanlı padişahları ve halifeleri Arap ve Kureyş’ten olmadıkları gibi bazıları çocuk bazıları akıl hastası olmalarına karşılık halife unvanına layık kılınmışlardır.

İşin bu yönü bir tarafa kutsallaştırılan Osmanlı padişahlarının halifelerinin en önemlileri yakınlarının ölümünü zehirle sağladıkları gibi bizzat verdikleri fermanlarla da yakınlarının katlini gerçekleştirtmişlerdir. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.