SON DAKİKA
Hava Durumu

Türklerde hükümdarlık alameti sayılan büyük resmi ziyafetler

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:50

Türklerde hükümdarlık alameti sayılan büyük resmi ziyafetler (Doğu Türkleri Toy, Bulgar Türkleri lçme-d(y)eme diyorlar. Şölen, şulen kelimesi Moğolca’dır) ve umumiyetle hakan sofrasının halka açık tutulması bunun sembolik ifadesidir. “Halka,aç mısın, tok musun, diye sor... Elini açık tut... Bir hükümdar kuldan fakir adını kaldıramazsa nasıl hükümdar olur?...” (Kutadgu-Bilig, bab 38, 54-55). Kutadgu-Bilig halkın hükümdardan istediklerini: a-İktisadi iktidar, b-Adi 1 kanun, c- asayiş, olarak sıraladıktan sonra şöyle der: “Ey hükümdar sen halkın bu haklarını öde, sonra

kendi hakkını isteyebilirsin!” (Beyit:2983,5578). “Bey, iyi kanun yapın, kanuna kendin riayet et ki halk ta sana itaat etsin!” (1458-2111). Türk hükümdarı bu vazifelerini yapamazsa kut’unun tanrı tarafından geri alındığı düşüncesi ile iktidardan düşerdi. Gök Türk tarihinde genç hükümdar İnak Kağana karşı yapılan 716 yılı ihtilali bu gerekçeye dayanıyordu. Diğer tarafta hakanlık tahtına çıkışta da daima töre hükümleri göz önünde tutulmakta idi. 581 de ölen Gök Türk hakanı Ta-po yerine onun vasiyet ettiği Ta-lo-Pien’in hakanlığını, töreye uymadığı için devlet meclisi red etmişti. Demek başlangıçtaki bütün karizmatik görüntüsüne rağmen, Türk hükümranlık telakkisi kanuna dayanan meşruiyetçi tipi temsil etmekte idi, ancak siyasi iktidarın kaynağını tanrıya bağlamakla, yani hakanı Tanrı huzurunda sorumlu tutmakla Türkler, bugün “milli irade” diye ifade edilen, hükümdar üstü “yüksek otorite” (Souverainete, Sovereignty) meselesini, üstün siyasi kültürleri sayesinde daha o çağlarda halletmiş ve insanları hükümdarın şahsi insaf duygusuna sığınmaktan kurtarmıştı. Bu tarzda bir hükümdarlık düşüncesi, yukarıda da söylediğimiz gibi, benzeri eski Roma’da görülen ve hükümdarın icraatının millet tarafından kontrolüne imkan veren, “imperium” şeklinde tecelli etmekte idi. Bu kontroller meclis aracılığı ile yapılıyordu. Asya Hun devletinde bir daimi meclis (Danışma kurulu veya Devlet meclisi) bir de her yılın 9. ayında güney sınırı civarındaki Ma-yi sahrasında yapılan umumi halk toplantısı vardı ki, bunda memleket meseleleri hakkında umumi müzarekeler açılırdı. Bu toplantı De Groot, L. Wieger, P.W.Schmidt ve B. Szasz taraflarından “Reichstag”, “Rat” ve “Assemblee national” (Millet Meclisi) olarak tavsif edilmiştir. Avrupa Hun imparatorluğundaki benzer bir kuruluşa Priskos “seçkinler” veya “seçilmişler” meclisi adını vermektedir. Gök-Türkler’de devlet meclisi ihtimal daimi idi. Çünkü yalnız askeri ve siyasi meselelerin değil, iktisat ve kültür işlerinin de burada konuşulup karara bağlandığı anlaşılıyor. Bilge Kagan’ın kurula getirdiği iki mesele: Türk ülkesinde şehirlerin, Çin’deki gibi, sularla çevrilmesi ve Budizm ile Taoizm’in yurtta yayılmasının teşviki teklifleri, ünlü “aygucı” (devlet müşaviri) Tonyokuk’un muhalefeti neticesinde red edilmişti.Bu meclis, Uygurlar’da görüldüğü üzere gerektiğinde, hanedan dışından dahi han seçebiliyordu. Hazarlarda bir “ihtiyarlar meclisi” (A council of elders) vardı ( hakan Yasef’in mektubu ve Belazuri). Tuna Bulgarlarında bir “millet meclisi” bulunmakta idi. Oğuz Hakan’da, maiyeti ve davet ettiği halk ile bir toplantı yaparak “kengeştiler” . DLT’de “kengeş” tabirinin”Hakan’ın teklifleri milletin tasvibine sunması” olarak açıklanması, aynı geleneğin Oğuzlar arasında da devem ettiğini gösterir.

c- Türk İl’inde Teşkilat :

1- Hükümdar :

Bozkır Türk devletlerinde başkanlar çeşitli unvanlar taşımışlardır.Tan-hu (veya Şan- yii), kağan, kan (han), yabgu, il-teber vb. Bunlar arasında Türk tarihinde en yaygın olanları han (kral) ve kağan (imparator) idi. Bunların Moğol Juan-juan devletinden Gök-Türk’Iere geçtiği hakkındaki iddia eskimiş görünüyor, çünkü “han” unvanının 3. asırdan beri Türklerce bilindiği gösterilmiş olduğu gibi, Avrupa Hun hükümdarı Atilla’nın hanımının adından da “han” unvanı mevcut idi: Arıg-kan. Yabgu unvanı Hunlardan beri mevcuttu. Hükümdarın törenle unvanını alırken, zevcesinin de resmen aldığı katun (hatun) unvanı da Hunlar’dan beri Türklerce tanınmakta idi. Devlette hatunlar da söz sahibiydiler. Devlet meclislerine katılırlar, bir dereceye kadar formalite olsa da, elçileri ayrıca kabul ederlerdi. 585 ve 726 yıllarında Çin elçilerinin kabulünde Gök-Türk hatunları hazır bulunmuşlardı. Hatunların gelecek hakanların anneleri olmaları sebebiyle ilk zevce ve asil (yani Türk) olmalarına dikkat edilirdi.Umumiyetle en büyük evlat veliaht tayin edilirdi. Veliaht durumundakiler küçük yaşta iseler, amcaların tahta geçmeleri töreye uygundur. Devlet başkanlarının oturduğu başkente “ordu” deniyordu.

 2-İkili Teşkilat :

Eski Türk devletinde arazi iki idari bölgeye ayrılırdı: Sağ-Sol, Kuzey-Güney, Doğu- Batı, Ak (sarı)-Kara (Ak-Hun, Sarı Türgiş- Kara Türgiş, Sarı Uygur, San (Ak) Oğur, Kara Bulgar, Kara Hazar-Ak Hazar, Kara Macaristan-Ak Macaristan, Kara Kıpçak, İç-Dış (Karluklarda, Bulgarlarda ), Üç-Ok - Boz-Ok ( Oğuzlarda ). Bu bölünmede daima bir tarafın hakimiyet üstünlüğü tanınırdı. Bu cihet Asya, Hunları’nda sol, Batı Hunlarfnda Gök- Türklerde, Uygurlarda sağ idi.Bölümlerin başındaki idareciler, asıl hükümdarın yüksek hakimiyeti altında töre hükümlerini yürütürler, kendi ülkelerini ilgilendiren hususlarda dış münasebetlere girerler, ancak bütün il’le alakalı meselelerinde toplanırlardı. Ordular birleştiği zaman herkez mensup olduğu cihete göre sağ veya sol kanatta yerini alırdı.

Asya Hun imparatorluğunda, Tan-hu’ya bağlı iki (sol ve sağ) T’o-ki “kıralı” ile, iki (sol ve sağ) Kok-le “kıralı” vardı ve bütün imparatorluğa yayılmış olarak büyük başbuğların sayısı 24 idi. Kanat kralları imparator ailesi mensuplan arasından tayin edilirdi: Uldız, Aybars, Oktar, Atilla’nın baba tarafından yakın akrabaları idiler. Daha sonraki kanat kralları İrnek, Dengizlik İmparator İlek’in kardeşleri idiler. Gök-Türk’lerde İstemi Yabgu, Kağan Bumın’ın kardeşi, Kapagan Kağan zamanında iki şad: Bilge ve Kül-Tegin onun yeğenleri idiler, vb. On-oklar’da doğudaki To-lu boyunun başında 5 çur ve batıdaki 5 Nu-şi-pi boyunun başında 5 Erkin bulunuyordu. Gök-Türk imparatorluğunda bu rütbe ve makamların sayısı 28 idi. Ayrıca Sagun, Kok-Sagun, Alpagut gibi çeşitli unvanlarını taşıyan vazifeliler vardı. Sivil idare devlet meclisi üyeleri, buyruklar (nazır,bakan), iç-buyruklar (saray idaresine bakan) yanında inanç, tarkan apa, boyla, yula, baga, ataman, tudun, yugruş, külüg, “atı” (Gök Türklerde) ve “babacık” (hazarlarda), sonraları “atabey” vb. unvanlarını taşıyan ve hiçbir verasete dayanmayan devlet büyükleri bulunurdu.

3-“Çifte Krallık” meselesi:

Türk siyasi kuruluşlarında görülen ikli teşkilat, “çifte krallık” diye anılan bir nazariyenin ortaya atılmasına sebep olmuştur. İddiaya göre, bölüm başkanlarının hareket serbestsizliklerine sahip bulundukları “birbirine paralel hükümet icra eden iki hükümdar” olarak ayrı ayrı iktidarı temsil ettikleri bu sistem, aslında irsi, dini ve içtimai köklere dayanmakta ve yalnız Türk “göçebelerine” mahsus olmayıp, Kırgızlar, Moğollar, Uralılar, Tibetliler, Orta Afrika ve Okyanusya kabileleri arasında da görülmektedir, ancak Türklerde bu, devlet nizamı seviyesine yükselmek gibi bir seçkinlik kazanmış bulunmaktadır. İlk bakışta çok cazip gelen bu nazariye, hiç olmazsa Türk devlet anlayışı ve amme (kamu) hukuku bakımlarından şüphesiz tam gerçeği ifade etmemektedir. Çünkü Türklerde hakimiyette bir “paralellik” değil, mutlaka bir tarafın üstünlüğü bahis konusudur. Nazari bile olsa bu husus hakanlık alameti ile belirlenmektedir. Mesela Gök Türklerde altın kurt başlı sancak daima doğru kollu hükümdarında bulunur, onun sarayının ve otağının önünde dalgalanırdı. Çin imparatoru, 581 yılında, Gök-Türk hakanlığının batı kolunu doğudan ayırmak istediği zaman oradaki Tardu’ya bir altın kurt başlı sancak göndererek, onu Gök-Türklerin hakanı olarak selamladığını bildirmişti. Bu durum diğer Türk devletleri için de böyle idi. Mesela, Asya Hun Tan-hu’su Mo-tun’un yanında onunla denk iktidarda başka bir şahıs düşünmek ve Batıda Atilla gibi bir devlet adamının iktidarına ortak birisini tasavvur etmek güçtür.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
    logo
    Bandirma Yasam En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.