SON DAKİKA
Hava Durumu

Türk Kadınının Yazılı Eserlere Göre Hukuki Hakları

Yazının Giriş Tarihi: 02.06.2023 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.06.2023 17:27

Türkiye’deki kadın haklarının karşılaştığı sorunlar, Türk toplumundaki kadınlarımıza tanınan kanuni haklar konusunda konuşmaların, tartışmaların kamuoyunda kafaları karıştırır boyutta olması nedeniyle kadınlarımızın da insanımızın da bence ciddi derecede kafaları karışmış durumdadır. Bir yanda İstanbul sözleşmesinin ülkemiz açısından yürürlükten kaldırılması biryanda bazı siyasal partilerin son seçimde Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde siyaset yapma hakkı kazanmış olmaları Türk kadınının bugünkü durumu ve geleceği hakkında düşünülürse ciddi boyutlarda endişeler yaratmaktadır.

Öyle ki kadınlar hakkında verilen beyanatlarda seçim propagandaları sırasında veya bazı partilerin icraatları hakkında yapılacak işler arasına sokulan gelecekte kadınları konu alan icraatlar kadınlarımızı ürkütmeye başlamıştır. Mesela kadınların sahiplendirilmesi şeklinde beyanlarla iktidar partisi bünyesinde yer almaya hak kazanan bazı milletvekillerinin vaat ettikleri icraatlar bu konuda hakikaten kadınlarımızı korkutacak icraatlar olarak üzerinde düşünülmesi gereken beyanlar olarak karşımıza çıktığında toplumumuzda bazı kesimler Türk kadınının geleceği konusunda ciddi endişelere kapılmış görülmektedir.

Türk kadınının geleceği konusunda nelerle karşılaşılacağı anlaşılabilmesi için bugünlere gelene kadar cumhuriyetin başlangıcından bugünkü zamana kadar Türk kadınının hakları konusunda basılmış kitaplarımıza bu konuda bilgilerin yer aldığı eserlere bakmamız geçmişte toplum olarak yaptığımız kadın hakları konusundaki faaliyetleri daha iyi tanıyacağımızı düşündüğümden kabaca bu konudaki eserlerde yapacağımız bir taramanın bugünkü kadın hakları durumunda ve kadın hakları sorunları konusunda bize yol gösterici rehber olacak bilgilere ulaşacağımızı düşünmekteyim. Bu konudaki eserlere baktığımızda ilk önce şunları söyleyebiliriz:

Türk Kadının Hukuki sorunları hakkında, durumu hakkında bilgi veren pek çok eser vardır.

Bu eserlere ve bu eserlerin verdiği bilgilere girmeden önce Türk kadınının ve Türk toplumunda kadın haklarının tarih içerisindeki durumuna bakmamız gerekir düşüncesindeyim. Bu amaçla söyleyebileceğimiz, dile getirebileceğimiz bilgilendirmeler şu şekilde olabilir:

Eski Türklerde kadın hukuku konusuna ait bilgilerimiz tam olmamakla beraber, bugüne kadar elde edilmiş olanlara göre, kadının durumu iyi idi.

Amme hukukunda toplumun velayeti konusunda Hakan ile Hatun her ikisinde ortak olarak tecelli ettiği için, bir emirname yazıldığı zaman (Hakan emrediyor ki) ibaresi ile başlarsa, ona boyun eğilmezdi. Bir emrin kabul edilmesi için, mutlaka (Hakan ve Hatun emrediyor ki) sözüyle başlaması gerekiyordu. Hakan tek başına bir elçiyi huzuruna kabul edemezdi. Elçiler, ancak sağda hakan ve solda hatun oturdukları bir zamanda, ikisinin birden huzuruna çıkardı. Şölenlerde, kurultaylarda, ibadetlerde, ayinlerde, harp ve sulh meclislerinde hatunda mutlaka Hakanla beraber bulunurdu. Kadınların örtünmesine ait hiçbir kayıtla bağlı değildi.

Eski Türklerde zevce yalnız bir tane alabilirdi. Emperyalizm devirlerinde Hakanların ve beylerin bu hakiki zevceden başka (kuma)adıyla başka illere mensup odalıkları da alabilirdi. Fakat bu kumalar hakiki zevce mahiyetinde değildiler.

Alelade evlerde, ev ortak olarak, karı ile kocanın ikisine aitti. Çocuklar üzerindeki velilik hassası, baba kadar anaya da aitti.

Türklerin İslam’ı kabulünden sonra da bazı yerlerde eski adetlerin bir süre devam ettiği yapılan araştırmalardan anlaşılmaktadır. On dördüncü yüzyılda Türk alemini dolaşmış olan İbn-i Batuta’nın eserinde bu husus açıkça görüldüğü gibi, başka seyyahların yazılarında da yer almakta ve kadınla erkek arasındaki bu eşitlik seyyahları şaşırtmaktadır.

Her milletin olduğu gibi, Türklerinde bir yazısız hukuk devri vardır. Kanun koyan hukuk adamının çıkışına kadar hukuki işler, bir takım adet ve ananelerle sürdürülür. Yakutlarda, Kırgızlarda, Orta Asya ve Anadolu Aşiretlerinde bugün İslam’ın ve dinciliğin mahkum ettiği Batı ve Doğu Türkistanlıların sömürgeleştirildiği zamanımızdaki zaman da bu durum oralarda da görülmektedir. Hepsine birden bakıldığı takdirde, bu adetler kadına oldukça iyi bir mevki verir. Nişanlılık, erkeğin kadına verdiği, evlenme ve boşanma meselelerinde demokratik esaslar görülür.

Eski Türklerde çok eşlilik bulunduğunu hiçbir etnografik araştırma göstermiyor.

Boşanmaya gelince, bu örf ve adaletlerce son derece fana karşılanmaktadır. Cengiz yasasına göre boşanmanın erkek aleyhine ölüm cezasıyla karşılandığı göz önüne alınacak ve yasanın Türk adetlerini konu haline soktuğu düşünülecek olursa, erkeğin kadın karşısında ne kadar saygılı bir vaziyette olduğu anlaşılır. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.