PONTOS DÖNEMİ
1204’teki4.Haçlı Seferi sırasında, Haçlılar Bizans İmparatorluğu’nu yıkarak, İstanbul’da Latin İmparatorluğu’nu kurdular. Bu kargaşa ortamından yararlanan Aleksios Komnenos Gürcü Kraliçesi Tamara’nın yardımıyla Trabzon üzerine yürüdü. Trabzon Dükü Nikeforos Paleologos, kenti hemen teslim etti. Böylece, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Pontos Devleti kurulmuş oldu (1204).
İstanbul’dan kaçan I. Teodoros Laskaris de, İznik merkez olmak üzere. İznik Bizans
İmparatorluğu’nun temellerini atıyordu.
Aleksios Komnenos’un kardeşi David Komnenos, kısa sürede Karadeniz kıyılarının
tümünü ele geçirdi ve Ereğli önlerine dek ilerledi. Teodoros Laskaris, Pontos Devleti’nin kendine rakip olarak ortaya çıkmasını hoş karşılamıyordu. İki taraf arasında çatışma kaçınılmaz duruma geldi. Bu çatışmalar yüzünden, Karadeniz kıyısındaki limanlar
aracılığıyla yapılan ticaret tamamiyle durdu. Güneyden gelen kervanlar Sivas’ta yığılınca, Anadolu Selçukluları, sorunu güç kullanarak çözmeye karar verdiler. İznik Bizans İmparatoru Teodoros Laskaris ile I. Gıyaseddin Keyhusrev bağlaştılar. David de
Latin İmparatoru Henri ile anlaştı ve İzmit'i ele geçirmek için Trabzonlu Komutan Sina-
denos’u bir orduyla Laskaris üzerine gönderdi. Teodoros Laskaris Sinadenos’u yendi
ve David'i izlemeye koyuldu. Latinler'in gönderdiği yardımla Laskaris'in elinden kurtulan David yeni saldırılar düzenlemeye çalıştıysa da. Laskaris'in deneyimli komutanı Andronikos Gidos'un önünde bozguna uğrayarak geri çekilmek zorunda kaldı. I. Gıyaseddin Keyhusrev de, 1206’da Aleksios’u yendi.
İznik Bizans İmparatorluğu’nun giderek güçlenmesi ve Karadeniz kıyılarını ele geçirmek konusundaki kararlı tutumu, Anadolu Selçukluları'nı kaygıya düşürdü. I.İzzeddin Keykavus (1211-1220), erken davranarak Sinop’u ele geçirmeye karar verdi. Devletşah komutasında Sinop yakınlarına gelen Selçuklu ordusu, yörede bulunan Aleksios Komnenos’u bir baskınla tutsak etti. 1214’te Sinop ele geçirildikten sonra, Aleksios, Anadolu Selçuklularıma yıllık vergi vermek ve asker yardımında bulunmak koşuluyla serbest bırakıldı. Trabzon’a giden Aleksios kentin surlarını onarttı. Derin hendekler kazdırarak olası bir saldırıya karşı kentin direnme gücünü artırdı. 1222’de öldüğünde yerine damadı Andronikos geçti.
Moğollar, Türkistan, İran, Azerbaycan ve Kafkasya’dan sonra Kırım kıyılarını istilaya başladılar. 1223’te büyük bir liman ve ticaret merkezi olan Suğdak’ı ele geçirdiler.
Kent baştan başa yağmalandı ve halkının çoğu Anadolu’ya kaçtı. Bu kargaşa ortamın-
dan yararlanan Andronikos, Suğdak’a yerleşmeye çalıştı. 1227’de giriştikleri seferle,
Anadolu Selçukluları Pontoslular’ı Suğdak’tan çıkardılar.
Celâleddin Harezmşah, Anadolu önlerinde göründüğü zaman, Andronikos, Anadolu Selçuklularına karşı onunla bağlaştı.
Bu sırada Kırım’dan Trabzon’a mal götüren bir gemi, Sinop açıklarında fırtınaya tutuldu
ve limana sığınmak zorunda kaldı. Selçukluların donanma komutanı Reis Hayton gemiye el koydu ve yolcularla tayfaları tutsak etti. Bunun üzerine Andronikos, Sinop ve Samsun limanlarına baskın düzenleyerek Reis Hayton’u yenilgiye uğrattı. Bu haber üzerine I.Alaeddin Keykubad (1220-1237) harekete geçerek, Sinop, Samsun ve Ünye’ye dek Karadeniz kıyılarını kurtardıktan sonra donanmayı Trabzon'a gönderdi. Selçuklu kara ordusu Erzincan'da toplandı ve Gıyaseddin Keyhusrev ile atabeği Mübâri- zeddin Ertokuş komutasında Trabzon kuşatmasına katıldı. Andronikos da Gürcistan sınırından Ünye’ye dek,kıyı halkını Türkler’e karşı savaşa çağırdı. Ancak, ilk çarpışmalar Selçukluların üstünlüğüyle sonuçlanınca, Pontoslular Trabzon Kalesi ne sığındılar ve ilk saldırıları savuşturdular. Bunun üzerine Gıyaseddin Keyhusrev, güçlerini üçe ayırarak yeniden saldırıya geçti. Türkler surların üzerine çıktığı sırada, patlak veren fırtına ve yağmur, kenti savunanlara yardım etti ve Selçuklu ordusu dağılarak dağlara ve ormanlara çekilmek zorunda kaldı. Maçka ormanlarında tutsak edilen Gıyaseddin Keyhusrev, daha sonra serbest bırakıldı (1228).
Celâleddin Harezmşah'la I. Alaeddin Keykubad arasındaki Yassıçimen Savaşı, Anadolu Selçuklularımın kesin zaferi ile sonuçlandı (1230). Bunun üzerine Andronikos yeniden Selçuklu egemenliğini tanıdı ve yıllık vergisini göndermeye başladı. I.Alaeddin Keykubad 1237’de öldüğünde, yerine oğlu II. Gıyaseddin Keyhusrev geçti. II. Gıyaseddin Keyhusrev yönetimde babası denli başarılı olamadı ve Moğol istilası kısa sürede Anadolu’yu kasıp kavurdu. Anadolu Selçukluları da, yıllık vergi veren bir devlet durumuna düştü (1243). Pontos Devleti, hemen Moğol egemenliğini tanıyıp vergi vermeye başladığından, yıkıma uğramadı; Moğol istilası Anadolu Selçukluları’nı yıprattığı için, bu dönemde büyük rahatlığa bile kavuştu. Pontos Kralı Manuel, Hıristiyanlık'a yakınlık duyan Moğol Hanı Güyük’ü
(1246-1249) Selçuklular’a karşı kışkırttı.
1245’te çıkan yangında Trabzon yerle bir oldu. Bundar. sonra, kent yeniden kuruldu. Anadolu Selçuklularımın zayıf düşmesinden yararlanan Pontoslular, 1259'da Sinop Limanı’m ele geçirdiler. Selçuklu Veziri Muineddin Pervane, 1264’te, İlhanlı tahtına
çıkan Abaka Han’ı kutlamak amacıyla, IV. Kılıç Arslan’la birlikte İlhanlı merkezine
gittiği zaman, Sinop'u yeniden ele geçirmek için İlhanlılar’dan izin aldı (1265). Uzun
süren kuşatma sırasında, Pontoslular kenti teslim etmemek için büyük direniş gösterdiler. Sonuçta, Sinop’tan çıkarıldılar (1266).