güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR – 6

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Mart 3: Türkler, Trabzon’a 35 mil uzaklıktaki Kalapotamos (İyidere) Nehri’nin batısına itildi.

Mart 27: Trabzon’un 30 mil doğusundaki Of ele geçirildi.

Nisan 6: Türkler, Karadere’nin 20 mil doğusuna püskürtüldü.

Nisan 15: Türkler, Karadere’nin 16 mil solunda hezimete uğratıldı.

Nisan 16: Arsen Kalesi köyü ele geçirildi (12 mil).

Nisan 18: Trabzon ele geçirildi.

Rus işgalinin şifrelerini ortaya koyan ve asıl başarının Rus deniz gücüne ait olduğu başka bir haberde şu ifadelere yer verilmiştir:

Trabzon’un ele geçirilmesinde, Rusların Karadeniz Filosu tarafından yapılan operasyon stratejik öneme sahiptir. Trabzon zaferini, deniz kuvvetlerinin başarısı olarak değerlendirmek gerekir. Karadeniz’deki askeri üstünlük Rusların elinde olmasaydı, önce Erzurum’a, ardından Trabzon’a bu hızla ilerlemek mümkün olamazdı. Trabzon, kara kuvvetlerinin tehdidi altındaydı ve bu kara kuvvetleri Chorokh Valley’e (Çoruh Vadisi) doğru ilerleyerek Türklerin güçlü pozisyonlarını ellerinden aldılar ve Bayburt civarlarında Türk güçlerini zayıflattılar. Eğer deniz gücü olmasaydı, Karadere’deki Türk kuvvetlerinin (Trabzon garnizonunun) yenilgisi bile Rusları sonuca götüremeyecekti. Rus kuvvetleri Trabzon’u oldukça korunaksız yanından yakaladı. Şehrin batı önlerindeki Rus donanmasının bu stratejik konumu ele geçirmesi ve her an saldırıya geçebilme ihtimali, Türk savunmasını en derinden vurmaya yetti. Teorik olarak bakıldığında, bu bölgedeki Türklerin aslında günlerce ayakta durup Rus saldırılarına baş koyabilecekleri düşünülüyordu ve öyle yapmaları da bekleniyordu. Türk askerleri aslında köşeye sıkıştırıldıklarının farkındaydılar ve bunun farkına varır varmaz da geri çekilerek Anadolu sahilindeki en önemli limanını

Ruslara bırakmış oldular. Edindiğimiz bilgilere göre, Türk ordusu hiçbir şeyi yok etmeden bölgeden ayrıldı. Her ne olursa olsun, Trabzon limanının ele geçirilmesi Türk ordusu için büyük bir kayıp oldu. Çünkü Trabzon limanından yiyecek ve mühimmat temin ediyorlar ve böylece güçleniyorlardı. Türkler için artık bu ihtimal ortadan kalktı.

İngiliz basınında Trabzon’un Ruslar tarafından işgali, genellikle memnuniyet verici bir gelişme olarak ele alınmış, Osmanlı Devleti’nin Trabzon gibi Karadeniz sahilinin en önemli liman kentini kaybettiği öne sürülmüştür. İngilizlere göre Rusların Anadolu’da başarılı olma ihtimali oldukça yüksekti. Bölgede 250.000 civarında Türk askeri olduğu ileri sürülen haberde, Çoruh Vadisi boyunca elde edilen başarıların Ruslara, Atina/Pazar kazasının kapısını açtığı, bu arada Türklerin bütün savunma gücünü Karadere’ye yığdığı ve bu hattın Ruslar tarafından aşıldığı ifade ediliyordu. Haberin devamında Trabzon’un ele geçirilmesiyle birlikte Bayburt ve Erzincan’ın da yakında Rus idaresine geçeceği, Anadolu’da böylesi kritik şehirlerin elden çıkışının, aslında Almanlar için büyük bir prestij kaybı olduğu belirtiliyordu.

Konuyla ilgili olarak verilen bir başka haberde işgalin, Türkleri olduğu kadar Constantinople/İstanbul’daki Almanların da moralini bozduğu ve büyük bir hoşnutsuzluğa sebep olduğu, Trabzon’un kaybedilmesinden sonra Kaiser’in, Sultana bir telgraf çekerek Ruslara karşı savaşmak için 100.000 asker göndereceğinin garantisini verdiği ifade ediliyordu. İngiliz basınına göre Trabzon’un elden çıkışı İttihat ve Terakki yönetimi içinde de bazı çalkantılara neden olmuş, hatta Talat Bey ve Alman komutanlara karşı bir komplo kurulduğu ortaya çıkmıştı. Söz konusu haberde, içlerinde Ahmed Rıza Bey ve Damat Şükrü gibi komplocuların bulunduğu birçok subay ve yetkilinin Sinop’a sürüldüğü, diğerlerinin ise asıldığı belirtiliyordu.

Gerçekten de Trabzon’un kaybedilmesi Alman kamuoyunda hayal kırıklığı yaratmıştı. Fakat Almanlar bu durumun psikolojik bir yıkıma dönüşmemesi için gayret sarf ediyordu. Zira Trabzon’un işgali üzerine Alman basınında çıkan haberlere bakılırsa, Trabzon kalesi ve limanının kaybı acı verici bir gelişmeydi, fakat ne kadar acı verici olsa da kesin ve belirleyici bir durum değildi. Eğer Ruslar Erzurum’un batısına doğru ilerleyebilecek güce sahip ise işte o zaman Trabzon’un işgalinin anlamı olabilirdi. Yani Almanlara göre, Rusların Karadeniz sahilindeki en önemli şehri ele geçirmeleri şüphesiz bir başarıydı. Fakat askeri bir bakış açısından ve genel savaş durumuna bakıldığında bir şehrin kaybı pek de önemli sayılmazdı. Almanlara göre Ruslar, küçük bir başarıyı kendilerince abartıyordu. Zira yaptıkları sadece bir parça toprak kazanmaktan ibaretti ve bu gelişme, hiçbir stratejik temele dayanmıyordu.

Alman askeri yetkilileri her ne kadar Trabzon’un işgali ve Rusların bölgedeki faaliyetlerinin abartıldığını iddia etseler de Ruslar, Trabzon’u ele geçirdikten sonra iç bölgelere doğru ilerlemeye başlamış ve Türklerin kontrolünde bulunan Hortokop (Maçka/Yukarıköy) köyünün güneyindeki bir manastırı ele geçirmişti. Öte yandan Gümüşhane civarlarında yığınak yapan Türk askeri birliği de dağıtılarak, bir kaç asker tutsak alınmış, bazı silah, mühimmat ve kamp çadırları ele geçirilmişti İlerleyişini sürdüren Ruslar önce Bayburt, daha sonra Gümüşhane’yi işgal ederek Trabzon-Erzurum yolunu tamamıyla ele geçirmiş ve böylece iç bölgelere daha kolay ulaşım imkânı yakalamıştı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.