güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR - 3

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Açıklama : Yukarıdaki satırlara göre Kuğuzade Süleyman paşanın Trabzon eyaleti valiliğini tayini 1203 yılında yapılmış oluyor ancak aşağıda Süreyya bey bahsinde paşanın Trabzon Valiliği Hic.105 olarak gösterilmektedir Anlaşılmaktadır ki, fil hakika Süleyman paşa 1203 tarihinde harp cephesinde mirmiran olduktan başka Trabzon valiliği de kendisine tevcih olunuyor Yalnız Rus harbi devam ettiğinden cepheden ayrılamıyor ve fiilen Hic. 1205 tarihinde Trabzon Valiliğine gelebiliyor Ayrıca bir müddet te Trabzon mütesellimi olarak vazife görmesi için halk mahzar tanzim ederek kadıdan ilam alarak padişaha gönderiliyor.

5.Alim ve fazıl bir zat Mehmet Süreyya beyin layemut (ölmez) eseri 4 ciltlik sicli Osmanisinde şöyle denmektedir Süleyman Paşa Kuğuzade.

6.Trabzon hanedanından olup hfc. 12Ö3 de ba rütbei Mirmirani ordunun sağ kol sergerdeliği verildi. 1205 te Trabzon valisi olup az müddette fevt olmuştur Leümme (ana tarafından) büyük annesi Süleyman paşanın kızı idi denmektedir Bu suretle 4. bahiste geçen Cedet paşa tarihinde belirtilen paşalığının Mirmiranlık rütbesi olduğu anlaşılmaktadır. 1308 de basılan sicli Osmani 4. Cilt sayfa 89 dur

7.Trabzon'un Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethinden 1219 yılına kadar valilik yapmış olan zevatı kiramın esami ve tarihi nasiplerim gösterir matbu bir fihristte Kuğuzade Süleyman paşa 1206 da vali olarak gösterilerek Trabzon Valileri arasında gösterilmiştir Sayfa 15/16 dır.

AÇIKLAMA: Bu suretle Süleyman paşanın Trabzon Valiliği; Cevdet paşa "tarafından Hicri 1203 Mehmet Süreyya bey tarafından 1205 de 6 inci babdaki fihriste de 1206 hicri olarak gösterilmektedir. Bir tarih yazarı olan Cevdet paşanın gösterdiği 1203 yılında Trabzon Valiliğine tayin kılınan Paşa harp icabı fiilen ancak 1205 tarihinde vazifeye başladığı sonucuna varılmaktadır.

Mirmiranlık rütbesine gelince Kepeci resmi notlarına göre 1200 hicri 1786 miladi tarihinde Sultan Birinci Hamit Han tarafından Süleyman paşa ya da mirmiranlık rütbesi tevcih olunmuş, sonra 3. Sultan Selim Han zamanında 1203 tarihinde Mirmiran olmuş ve 10.08.1791 ve Miladi 1205 tarihinde Rumeli beylerbeyliği rütbesiyle taltif edildiği anlaşılıyor.

7.İstanbul’da Trabzonlu Sayın Dr.Prof. Suat İsmail GÜRKAN’ın kardeşim Süleyman beye göndermiş olduğu notta aynen şöyledir. 'Merhum dedeniz Süleyman paşa hakkında Şakir Şevdet merhumun (Trabzon tarihinde) mukayyet bulunan bendi istemiştiniz. Yazdırarak berveçhi ati taktim ediyorum.(Suat beyin yazısı aynen yazılacaktır.)

8.Ali Suavi tarihinde Süleyman Paşa hakkındaki bahsi tarih kitabını bulunca yazacağım.

9.Rahmetli babam Miralay Ali Rıza beyin Süleyman paşa hakkında derlediği notlarında:

Çavuşlu Mezarlığında Medfun(gömülü) Kuğuzade Süleyman paşa merhum Cesimül cüsse (büyük cüsseli) heybetli, çağlı (uğultulu) cündi(ada binicilikte mahir asker(sipahi) kargı, kılıç ve silah kullanmakta fevkalade maharetli şeci (yürekli) ve cesur tabiatı sükunetli bir zat imiş. Cennet mekan 3.Sultan Selim devrinde yaranından Rizeli Tuzcuoğulları ve sair sahil ağalarından bir fıkra (tümen) muavin askerle 1203 nihayetlerinde Dersaadete giderek. İstanbul cihetindeki Voyvoda yokuşunda (bu yokuş millet caddesiyle Fındıkzade de Yüksek öğretim okulu civarındadır. İkinci bir Voyvoda yokuşu ise Karaköy’de yüksek kaldırımdadır.Karargahını kurarak Süleyman ağanın çadırları Süleyman ağa karargahı denilmiştir. Bir müddet sonra Dobriçaya geçer. Kumandan Haşan Paşa mahiyetinde Rusya muhaberelerine iştirak eder. Dobriçada babadağında ve Tuna nehri "boylarında vuku bulan muharebelerde göstermiş olduğu fevkafede cesaret, şeceat ve besaleti (yiğitlik) iyi hizmet ve yararlığı dolayısıyla Serasker Haşan paşa inhası üzerine Mirmiranlık rütbesiyle muavin ordu Sağ kol kumandanı ve badehu Trabzon Valisi olmuştur. 1206 tarihinde eceli mevudiyle Çavuşlu Karyesinde medfun bulunmuştur. Bu defa istilada merkadı (mezan) düşman tarafından tahrip edilmiştir.

Süleyman paşa:

a. KONAK Abuhavasiyle meşhur Çavuşlu Karyesinde sahile nazır, haif meyilli geniş sırt üzerinde 20 metre yükseklikte ve bir buçuk metre sahnında (genişlik) burç (kale çıkıntısı hisar) ve baru (kale duvarı.sur) larıyla meşhur büyük konağı (hisar-şatofor (Chateaufort)yaptırmıştır. En kazı ve mazgalları halen görülmektedir.Duvarlarının harcında süt kullanıldığı ve taşların sahilde kazı ve mazgalları halen görülmektedir,Duvar tarafı harcında süt kullanıldığı ve taşların sahilde 10 dakikalık inşaat mahalline elden ele halk tarafından taşındığı halk arasında söylenmektedir.

b.Kara Çadır Süleyman ağanın mahiyetiyle İstanbul’dan Tuna boylarına geçerken Voyvoda yokuşunda kurduğu karargahında kara çadırlar kullandığı yukarıda belirtilmiştir. 1950 yılma kadar Görele kazasının bir ahiye (bucak) si olan eynesilde halen kara keçi kılından örülmekte olan su geçmez, kar tutmaz tozluk cinsinden bir örgü ile yapılmış çadırlar kullanmış olduğu anlaşılmaktadır.

Gömlek: Süleyman paşa merhumun bir gömleği vardı. Her tarafı gayet zarif ve muntazam bir surette sülüs (kalın yazı) ve pek selis (düzgün - pürüzsüz) ayeti keime yazılmış nadide bir gömlek idi. Muharebede bu tılsımlı gömleği giydiği ve kurşun ve mızrak işlemediği rivayet olunur.

c.Bu gömleği paşanın muharebeye hareket edeceği sıralarda konuk olarak konağa gelmiş olan Hintli bir seyyah derviş tarafından tavsiye edilerek 40 tane Fatma isimli kız tarafından bir gecede kendiri döverek ve örerek vücuda getirmişler ve antika olan bir yazı ile sabaha kadar hazırlanmış ve derviş tarafından paşaya giydirilerek hayır duası alınmıştır. Gömleği bizzat gördüm kurşun geçip geçmediğini tecrübe etmeğe lüzum görmedim. Çavuşlu da konakta misafir kalan Hintli" seyyah demsin tavsiyesi üzerine baştan başa ayeti kerimenin demiş tarafından yazıldığı muhakkaktır. Rus istilasından sonra" ve muhaceret dolayısıyla konakta yaşlı kuğuoğulları kalmadığından Gömleğin akıbeti öğrenilememiştir. ( Rahmetli babam bizzat gördüm dediğine göre 1226 hicri 1811 miladide konağın yakıldığı zaman gömleğin kurtarılmış olduğu anlaşılmaktadır.

ç. Süleyman paşanın resmi: Süleyman paşa hakkında İstanbul Hazinei evrakından notlar bilgiler çıkarmış olan Kamil Kepecioğlu bey merhum Rus ordularıyla gerek doğuda Sohum civarında ve gerekse batıda Tuna boylarında çok çarpışmış olan paşa merhumun bir resminin Moskova müzesinde olduğu ve Ruslarla vaziyetimiz düzeldiğinde bu resimden bir kopyasını Müze idarecilerinden isteyerek getirtmeğe çalışacağını, merhum Tuğbay Murat Tınaztepe delaletiyle vadetmişti.

d.5 Akik taşlı Bazubend (Kola pazıya bağlanan) 5 adet akik taşından mühür şeklinde yazılmış bir şerit üzerine dizilmiş ufaklı büyüklü 5 adet müteşekkül bir bazubend de büyük evlada intikal ede gelmekte olup, halen hayatta büyük evlat olan bende bulunmaktadır. Bu bazubendin kimden kaldığı ve daha ziyade bir alevi işareti olarak gelen bu bazubend, herhalde halkın sapıtanlarırının İslahında bir hatıra olarak kuğu oğullarının eline geçmiş olması muhtemeldir. Bu bazubend de ufaktan büyüğe şu ibareler bulunduğu Trabzon müftüsü efendiye okutturularak anlaşılmıştır.

1-Yaheyyu ya kayyum

2-Yaruhi

3-Ya Muhammed Ya Ali, Zülfikar

4-Bismillahirrahmanilrahim

5-

ibareleri yazılı olduğu anlaşılmaktadır.

e.Halilesi (zevcesi) Süleyman paşanın eşi Çavuşlu mezarlığındaki mezar taşından okunduğuna göre Fatma hanım olduğu anlaşılmaktadır. Kitabe şöyle denmektedir.

Hüvelbaki

Olıcık fermanı hak esrahayet

Davet emrine muti olan cümle irerler

İzzete azm edüp beka mülküne gitti bir merdi sahi

Elçeküp fani cihandan irdi kurbu rahmete

Sağlığında ruzu şep ikram ederdi aleme

Hanesinde nice kimseler elatardı nimete

Süleyman paşanın zevcesi merhume Fatma hanım

Ruhi için Fatiha sene 1216 ki Süleyman paşa 1208 yılında öldüğüne göre Büyük Emin annesi olan Fatma hanım zevcinden 8 yıl sonra ebediyete intikal ettiği anlaşılmaktadır.

f.Yukarıda 3. Kuğuoğlu Süleyman paşa faslının 1 numaralı beninin (aa) fıkrasında belirtildiği gibi 18 şevval 1208 hicri ve 20 Mayıs 1794 Cumartesi günü Çavuşluda eceli mevudiyle ebediyete intikal eden Kuğuoğlu Süleyman paşanın vefatı Osman isimli kimliği belli olmayan birisi tarafından sedarete yazılan ve dahiliye 17096 sayfa 80 tasnif numarası almış olan bir araziden anlaşılmaktadır.

Filhakika Süleyman paşanın Mirmiran (Beylerbeyi) kavuklu Baş mezar taşlı kabri çavuşlu mezarlığında bulunmaktadır.Sanduka biçiminde yan ve baş ayak taşları mermer olan kabrin kavuk kısmı ve yan duvarları 1914-1917 Rus harbinde istilâda boğazından kesilmiş ve devrilmiş bu suretle güya intikam alınmıştır. Bu perişan hali gören zamanın Giresun Valisi Sayın beyefendinin acı İhtarı üzerine bizzat müdâhale ederek ve rahmetli Murat beyin himmetiyle Kavuk başa konmuş ve yan duvarlar yerine yerleştirilerek eski sanduka haline getirilmiş bulunmaktadır. Baş mermer taşta aşağıdaki 4 lük okunmaktadır.

Hüvelbaki

Elçeküp bilcümleden ettim Bakaya rıhleti ( göçmek )

Terk edüp geriye mali mülkü devleti

Kim gelip Kabrim ziyaret eyyeyin ihvan

Okusun ruhum için Kulhuvallahi ayeti

Merhum ve mağfurunlah Kuku oğlu Süleyman paşa ruhî için el fatiha sene 1206 Denmekte ise de yukarıda ve nolu açıklamada izah edildiği gibi ölüm tarihi şevval 1208 ve 20 Mayıs 1794 tarihi olduğu devlet arşivindeki 17096 sayılı vesika ile tesbit edilmiş bulunmaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.