güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TRABZON HAVALİSİNDE YAŞAYANLAR ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR - 3

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Hacı Ali ismindeki zatın eski âyanlardan olduğu anlaşılmakta ve mukatayı daha önce tasarruf ettiği “sâbık Kastamonu Sancağı Mütesellimi” ifadesinden anlaşılmaktadır. 51,5 ve 47,5 zira olmak üzere inşaları emredilmiş iki kalyondan 51,5 zira bir kıtası tamamlanmış ve denize indirilmiş, diğerinin de yakında biteceğini belirtmiştir. Devletin, mukataayı kendisine vermektense alacağına karşı ayni ve nakit ödeme yaparak bu isteği geçiştirmesi dikkati çekmektedir (BOA, C.BH. 5591).

Bu olay örneğinde isteği gerçekleşmemiş görünüyor fakat mukataaya ulaşmak için gemi yapımcılığı faaliyetini bir araç olarak kullanması bile bu faaliyetlerin devlet için önemine işaret etmektedir. Gemi inşa faaliyetlerinin aksamamasını isteyen devlet, zaman zaman bu duruma sebep olan âyanları cezalandırmaktan kaçınmadı. Donanma kalyonları tamiratı için Kazdağı'ndan kesilen kerestelerin nakline muhalefet eden ve işin tatil edilmesine sebep olan Balya Kazası Âyanı Halil'in itaat etmemesi üzerine Midilli adasına sürgün edilmesi için Bergama voyvodası ve civar âyanlara emir yazılmıştır (BOA, C.BH. 8550). Hatta gemi inşa işinin bazen bir af gerekçesi veya taahhüdü olarak kullanıldığı görülmektedir. Milas âyanından Hasançavuşzadenin Yeğeni Ali’ye yazılan bir emirde Daha önce Bodrum’da Hasançavuşzade Hacı Ahmed’in “suçlarını affetme mukabili” 47 buçuk zira uzunluğunda kalyon inşa etmekte iken öldüğü belirtilmiş ve yarım kalan inşaatın tamamlanması işinin oğlu Halid’e (Menteşe mütesellimi Elhac Ebubekir’in taahhüdünde) havale olunması kararlaştırılmıştır (BOA, C.BH, 11776).

Zaman zaman, gemi yapım işini aksatan âyanlardan bu görev alınır başkasına verilirdi19. Ama daha da dikkati çeken husus âyanların gemi inşa görevlerini yerine getiremeyip merkezin gözünden düşmeleri ve bu gerekçeyle âyanlıktan alınabilmeleriydi. Sinop örneğinde görüldüğü üzere gemi yapım işindeki eksiklikten dolayı Kavizade Hüseyin Bey âyanlıktan alınmış, evlad ve iyaliyle İstanbul’a çağırılmıştır. Uhdesinde olan ve Sinop’ta inşa edilmekte olan kalyonun inşasının yarım kalmaması ve biran önce tamamlanıp denize indirilmesi için başta Hüdavendigar Livası valisi Mustafa Mazhar Paşa olmak üzere, Sinop, Gerze ve Taşköprü kazaları naiblerine gerekli emirler verilmiştir. Gerçi bu olay merkeziyetçiliğin yerleştirilmeye ve âyanlığın nüfuzunun kırılmaya çalışıldığı II. Mahmud dönemine rastlamaktadır. Yani, âyanlıktan alınmasının tek sebebi gemi yapım işindeki ihmallerinden kaynaklanmamış olabilir ve bu değerlendirmeye bir ölçü teşkil etmeyebilir. Fakat yine de devletin gemi inşa faaliyetleri ve âyanlık çerçevesinde bir düzen arayışında olduğunu göstermektedir (BOA, C.BH. 2629).

 Gemi inşa faaliyetleri zaman zaman âyanların ölümü, mücadeleleri veya bağlı bulundukları daha büyük âyanların çeşitli sebeplerle merkezi otoritenin gözünden düşmeleri, üzerlerine gidilmesi veya ortadan kaldırılmaları üzerine geçici olarak sekteye uğrayabiliyor, inşaat işleri ertelenebiliyordu. Âyanların birbirleriyle veya merkezi otorite ile yürüttükleri mücadeleler gemi inşa işini geciktiren sebepler arasındaydı. Bölgede nüfuz sağlayan âyan, bir öncekinin yarım kalan inşa faaliyetlerini tamamlamak görevini de üstleniyordu. Bu da merkezi hazine için genelde inşaat maliyetini artıran ek masraflar demekti (BOA, C.BH, 1062).

Âyanlar açısından gemi yapım işi ve onun getirdiği sorumluluklar, âyanların bölgedeki otoritelerini pekiştirmede bir araç olarak kullanılmıştır. Âyanlar, otoritelerini bu görev üzerinden elde ettikleri nüfuzla gerçekleştirme yoluna gidebiliyorlardı. Ereğli İskelesi’nde kalyon inşasıyla görevlendirilen Ali Ağa, hem Ereğli hem de çevre kazalar ahalisi tarafından muhalefetle karşılaşmıştır. Genelde taşradaki yeniçeri zümresinden bazıları gemi için gerekli malzemelerin temin edilmesini engelleyerek inşaatın tatiline sebep olabiliyordu. Bu sebeple görevli âyan, Ereğli sahasındaki kazaların hâkim, zabit ve ileri gelenlerine hitaben bir emr-i ali yazılmasını istemiştir. Bunun üzerine inşaata engel olanların bildirilerek sürgün ve kalebend edileceklerine dair bir emir gönderilmiştir (BOA, C.BH, 7632). Âyanların, kalyon hizmetinde kullanmak üzere halka baskı yapmaktan kaçınmadıkları ve onları çeşitli yükümlülükler altına sokmaya çalıştıkları görülmektedir. Gemi yapım faaliyetleri ile ilgili olarak devlet tarafından vazgeçilemezliklerine/önemlerine binaen bunu bir baskı aracı olarak kullanmaktan çekinmedikleri anlaşılmaktadır. Örneğin inşa edilen kalyonu denize indirmeleri hakkında âyan tarafından aldıkları emre binaen Devrek kazası ahalisi, azarlanmak ve dövülmek suretiyle gemiyi indirmeğe mecbur edildikleri konusunda şikâyetçi olmuşlar, fakat Sinop'a sürülmüşlerdi. Mağduriyetlerinden dolayı affedilmeleri ve serbest bırakılmalarını istemişlerdir (BOA, C.BH. 1239). Zaman zaman merkezi otoritenin âyanlardan istediği ve beklediği gemi yapım işi konusundaki görevlerin suistimal edildiği de görülmektedir20. Sinop, Bartın, Ereğli sahasında âyanlık mücadeleleri ile gemi yapım işi iç içe geçmiş gibidir. Dolayısıyla taşrada âyanlar yükselirken gemi inşa ameliyesi, âyanlık tartışmalarında bir araç olarak kullanılmaktan kurtulamamıştır. Muhalifler gemi yapımını engelleyerek iktidardaki âyanın gözden düşmesine çalışırken; devletin, gemi inşasını feda edemeyeceğini bilen âyan ise bu durumu rakiplerini safdışı bırakmak için kullanabilmektedir. Sinop sahasında fırkateyn inşasıyla görevlendirilen Kavizade Hüseyin Bey ile ilgili bir araştırmada; Hüseyin Bey’in babası müteveffa Ali Bey ile Sinop kazası ahalisinden ve kadılarından Abdülkerim Efendi’nin geçmişte âyanlık için mücadele ettikleri belirtilmişti. Bu rekabetten kalan garezle, ilgili kişi Keseroğlu Küçük Hafız, Sadık Efendi ve yeniçeri zümresinden Süleyman Yazıcı, Seyyid Haliloğlu, Seyyid Mehmed ve Hacı Dilbazoğlu İsmail ile yeniden anlaşarak bazı kişileri tahrik etmişler ve inşası bitmeye yakın 37,5 zira bir miri ticaret gemisinin yapımını durdurtmuşlardır. Durumdan şikâyetçi olan Kavizade gemi inşa işini engelletenlerin Kastamonu’ya sürgün edilmelerini sağlamıştır.

Âyanların birbirleriyle mücadeleleri ve gemi yapımını kullanarak merkezi nasıl etkilemeye çalıştıklarını gösteren bir başka belgeye göre ise, Bartın Âyanı Çavuşzade Mehmed Ağa’nın Amasra’da inşa ettirmekte olduğu fırkateynin bitirilerek denize indirilmesi istenmiştir. Fakat âyanlık mücadeleleri, geminin denize indirilmesini geciktirmişti. Bartın Âyanı olan Çavuşzade, Amasra kazasını da idare ediyordu. Bu sebeple gemi Amasra’da inşa edilmekteydi. Fakat Çalıkoğlu, Amasra’ya âyan olarak atanınca problemler çıkmaya başladı. Fırkateynin kereste dâhil birçok gereksinimi ertelenmeye ve karşılanamamaya başladı. Yapılan müdahalelerden dolayı diğer geminin bu şartlar altında inşa edilemeyeceği Çavuşzade tarafından bildirilmiştir. Bu sebeple ya Amasra âyanlığının kendisine verilmesi ya da gemi inşa görevinin kendisinden alınmasını istemiştir. Çalıkoğlu Hasan Ağa’nın kaza halkını tahrik ederek kendisi ile ilgili fesat çıkardığı, günde üç defa mübaşir göndererek çalışmasını engellediği ve kendisine baskı yaptığı konusunda şikâyetçiydi. Hatta Çalıkoğlu Hasan Ağa’nın, Bartın kazasının fırkateyn inşasında bulunan köylerine kendisine taraftar muhtarlar seçtirip inşaatı engellediği, fesad ve tahrik ile Amasra kazasına âyan seçildiği, inşaata gerekli malzemelere müdahale edip verdirtmediğinden (felenkler için gelmiş olan dağ mimarını kovduğu) şikâyetle Çalıkoğlunun uzaklaştırılmasını, mümkünse sürülmesini istemiştir (BOA, HAT, 27923-A,H).

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.