Kıymetli Okurlarım;
Sanat denilen kavram yani güzel sanatlar dediğimiz icraat yeryüzünde varlığını gösterdiği anda bir tartışma başlamıştır. Bu tartışmanın özü sanattın ne için yahut kimin için yapıldığı konusundadır. Bazılarına göre sanat dediğimiz icraat toplum için yapılmalıdır. Çünkü sanat toplumlara hitap eden bir olgu bir icraat türüdür. Hitap ettiği toplumları belirli yönde geliştirmeye belirli yönde eğitmeye onlara belirli davranışları empoze etmeye yönelik bir davranıştır. Bu nedenle sanatçı dediğimiz kişiler gösterdikleri sanat faaliyetlerini mutlaka topluma bir mesaj vermek, toplumu belirli konularda yönlendirmek için çalışmalıdırlar. Ressamlar olsun, heykel tıraşları olsun, edebiyatçılar olsun, müzisyenler olsun ki bu faaliyetlere sonradan eklenen sinema gibi faaliyetler olsun hep toplumu belirli konularda bilgilendirmek belirli konularda verdiği mesajlarla harekete geçirmeye yönelik olmalıdırlar. Bu nedenledir ki sanatçılar içinde bulundukları toplumların irdeleyip anlayabileceği değerlendirebileceği mesajlar alabileceği eserler ortaya koyarlar. Bu görüş sahiplerine göre sanatçılar içinde bulunduğu toplumların öğretmenleri, eğitmenleri, yönlendiricileridir. Haliyle böyle olunca da sanat toplum içindir derler.
Bunların karşısındaki en az onlar kadar önemli çoklukta bireyin oluşturduğu görüş sahiplerine göre ise “ sanat, sanat içindir” . Bunların anlayışına göre sanatçı yaptığı faaliyetleri toplumun menfaatini eğitilmesini göz önünde tutarak gerçekleştirmez. Bir başka değişle sanatçılar sanatlarını topluma mesaj vermek amacıyla değil, uğraş alanı seçtikleri sanat dalında, o sanat dalının en kusursuz, en güzel, en ideal örneklerini gerçekleştirmek amacıyla yaparlar, yapmalıdırlar. İşte bu anlayışa biz “ Sanat, sanat içindir” görüşü diyoruz. Bu görüş sahiplerine göre sanatçı ister heykel tıraş olsun, ister ressam olsun, ister şair, ister romancı, ister tiyatrocu olsun ortaya koyduğu eseri türünün bütün özelliklerini üzerinde taşımak şartıyla en kusursuz, en güzelini gerçekleştirmek amacıyla yapmak zorundadırlar. Aksi takdirde birbirlerini taklitten öteye geçemeyeceklerdir. Tabii bu çalışma esnasında meşgul oldukları sanatta farklı akımlar oluşturmaları da yaptıkları sanatın sanat yapmak amacına yönelik olmasındadır. İşte yeryüzünde güzel sanatlar dediğimiz faaliyetler için yapılan tartışmalarda bu iki görüş sürekli çarpışma halinde bulunmuş ve sürekli olarak sanat faaliyetleri ve sanatçılar bu açılardan değerlendirilmişlerdir. Sanatı özel bir faaliyet olarak toplumla, toplumsal faaliyetler açısından bağlantısı olmayan bir faaliyet olarak görenler “ Sanat, sanat içindir” kuralını kabul ederken, toplum menfaatini, toplum hareketlerini her şeyin önünde görenler sanatı da toplumun hizmetinde görmek istediklerinden “ Sanat, toplum içindir” demişler ve sanatın bu amaca uygun olarak yapılmasını istemiş ve beklemişlerdir. Buna uygun olarak yeryüzündeki ve ülkemizdeki sanatçılarda genellikle bu iki görüş etkisiyle bir kısmı sanatlarını, sanat için gerçekleştirirken, bir kısmı da yapmış oldukları sanat faaliyetlerini içinde bulundukları toplumun hizmetine adamışlardır. Haliyle bu ikincilerin faaliyetleri toplum içinde sanatçıların daha fazla benimsenmesine yol açtığını söylemek yerinde olacaktır diye düşünmekteyim. Çünkü “ Sanat, sanat içindir” görüşüne hizmet eden sanatçıların eserleri faaliyetleri yalnız toplum içindeki sanatseverleri, sanattan anlayanları ilgilendirip onlara hitap ederken, “ Sanat, toplum içindir” diyenlerin eserleri tüm topluma hitap etmekte, tüm toplumun ilgisini çekebilmek durumunu arz etmektedirler. Haliyle de toplum içinde ikinciler daha fazla tanınmakta toplumun en üst tabakasından en alt tabakalarına kadar takdir bulabilmektedirler. Sanatçıların bu durumundan toplumları ve ülkeleri yöneten liderler faydalanma yoluna gitmişlerdir. Bu nedenledir ki tarihin ilk çağlarından başlayarak toplum ve ülke yöneticileri, krallar, imparatorlar, padişahlar, beyler hep etraflarında sanatçıları bulundurmaya onlar vasıtasıyla halka ulaşmaya çalışmışlardır. Tabii bu yolla başarıya ulaşmaları yanları bulundurdukları sanatçıların, sanat anlayışına sanatını ne oranda içinde bulundukları toplumların hizmetine adamalarına göre değişmiştir. İçinde bulundukları toplumlarca çok sevilen sanatçılar, yöneticilere sükûn ve huzurun sağlanmasında yardımcı olurken hatta isyanların çıkmasını önlemekte olurken bazıları da sanatlarını sanat için yaptıklarından sadece saraylarında bulundukları yöneticiler için süs unsuru olmuşlar, onları eğlendirmek görevinde öte bir görev yapamamışlardır. Türk devletlerinin saraylarına baktığımızda çoğunlukla saraylardaki sanatçıların, sanatlarını “ Sanat, Sanat içindir” görüşüne uygun olarak gerçekleştirdiklerini tespit edebiliriz. Hatta bazıları sanat, Sanat içindir tabirinden de öte sanat çıkar içindir politikasını uygulamışlardır dersek yanlış söylemiş olmayız. Çünkü saraylardaki şairlerin çoğu yazdıkları şiirlerini hep padişahları ve devrin yöneticilerini öven şiirler halinde dile getirmişler karşılığında da başta padişah olmak üzere övdükleri yöneticilerden bol bol kese dolusu altın almışlardır. İşte daha o zamanlarda kendini gösteren bu üçüncü grup son dönemde ülkemizde bence daha fazla artış göstermeye başlamıştır. Öyle ki yaptıkları sanat faaliyetlerini topluma arz ettiklerinde geçici de olsa kalıcı da olsa toplumdan beğeni takdir alan bazı sanatçılar hemen sanatlarını bu amaca yönelik gerçekleştirmeye başlamaktadırlar. Toplumdan aldıkları beğenileri yöneticilerin gözüne girmek için kullanmaya yönelen bu tip sanatçılar kendilerini bence yöneticilerin kullanıma arz etmeye başlamaktadırlar. Çünkü yeryüzünün her yerinde olduğu gibi ülkemizde de bazı yöneticilerimiz toplumu kendi etraflarında toplayabilmek kendi istedikleri yönlere yönlendirebilmek için sanatçılara ihtiyaç duymaktadırlar. Bilhassa müzik sanatçılarının bu amaca en uygun sanatçılar olduğunu düşünmüş olmalılardır ki toplumlara hitap edecekleri alanlarda mitinglerde yanlarında toplumda en çok tanınan, en çok beğeni toplayan sanatçılara bulundurmaya gayret ettiklerini görmekteyiz. Bilhassa seçim mitinglerinde kendi başlarına alanlara büyük topluluklar toplayamayacaklarını düşündükleri sahada ülke yönetimine aday siyasetçiler mutlaka müzik sanatçılarından istifade etmeye yönelmişlerdir. Genellikle bu sanatçıların eserlerini satın alıp kullandıkları gibi bazı sanatçıları da yanlarına miting alanlarına sürükleyerek konuşmaları öncesinde veya sonrasında konserler verdirerek halk topluluğunu alanda bulunmaya kendini dinlemeye mecbur tutmaya çalışmışlardır. Bence bu tür kullanımlara alet olan sanatçılar sanat toplum içindir faaliyeti yerine sanat çıkar içindir faaliyetini kendilerine yaşam felsefesini kabul eden sanatçılardır. Çünkü bu faaliyetler için kendilerini yanında bulunduranlardan ya nakit olarak ya da makam olarak sağlayacakları menfaatler için bu tür faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bu tür faaliyetleri sadece müzik sahasındaki sanatçılara mal etmekte yanlıştır. Çünkü her sanat dalında kendini yöneticilerin veya siyasilerin kullanımlarına adayan bir başka tabirle kullanmalarına fırsat veren pek çok sanatçı mevcuttur. Toplumun zararına yapılan faaliyetleri bile toplum yararınaymış gibi göstermeye çalışan ortaya koydukları eserlerde bu tarz ifadelere yer veren pek çok edebiyatçı olduğu gibi yöneticilerin veya siyasilerin bilhassa da iktidarın istediği konularda kullanılmak üzere gelir temini için sergiler düzenleyen ressamlar, heykel tıraşlar, fotoğraf sanatçıları da görülebilmektedir. Ülkemizdeki bazı sanatçılarda sadece ülkemizdeki iktidarlara değil gelecekte iktidar olma ihtimali olduğunu düşündüğü kişi veya gruplara hizmet etmeye de yönelebilmektedirler. Bütün bunlardan sonra şunu söyleyebiliriz ki yukarıda sözünü ettiğim sanat, sanat içindir veya sanat toplum içindir görüşlerinin yanında son bir görüş olarak da sanat, sanatçının çıkarı içindir görüşü diyebileceğimiz ya da sanat çıkar içindir görüşü diyeceğimiz bir görüş daha ortaya çıkmış durumdadır. Bu görüş bilhassa ülkemizdeki farklı dallarda ama oldukça önemli sayılara ulaştığını düşündüğüm sanatçılara da bulaşmıştır dersem umarım yanlış söylemiş olmam. Beni bu düşünceye götüren önemli görüntülerden birisi de son günlerde Başbakanımızın annesinin cenaze törenine pek çok sanatçının katılım göstermesi olmuştur. Ülkemizin, milletimizin beğenilerini, takdirlerini toplayan onların desteği ile yücelmiş bulunan pek çok sanatçı ülkemizin Güney Doğu ve Doğu Anadolu’da verdiği terör şehitlerinin hiç birisinin cenazesine bırakın bu şekilde topluca gelmesini, birkaç tanesinin bir arada gelmesini bile gerçekleştirmemişlerdir. Oysa bu şehitler onları yücelten dinleyerek, izleyerek, takdir ederek bugünkü mevkilerine getiren milletin evlatları olup bu devletin devamı uğruna hayatlarını vermiş kişilerdir. Sanat toplum içindir düşüncesiyle yapmaları düşünülen sanatçılarımız eğer bu düşünce ile hareket etmiş olsalardı Başbakanın annesinin cenazesine gösterdikleri katılım çokluğunu şehit cenazelerine de göstermeleri gerekirdi. Oysa onlar belki bir kaçı tek tek katılmak dışında şehit cenazelerine katılmazken çoğunluklu olarak Başbakanın annesinin defin törenine katılmışlar tarziyelerde bulunmuşlardır. Bence onların başbakanın annesinin defin törenine katılmaları onların sanat çıkar içindir düşüncesinde olmalarının göstergesidir. Çünkü Başbakandan onun iktidar olmasından faydalanmaları mümkündür. Kim bilir belki de Başbakanın annesinin defin törenine katılmaları belki de bu amaçladır. Tekrar önemle vurgulamak isterim ki sanatçı da olsa bir kişinin herhangi bir defin törenine katılması tarziyelerde bulunması hata veya suç değildir. Bence hata olan ülkenin yöneticisinin yakınının cenaze törenine katılan bir sanatçının ülkesi uğruna şehit düşen bir bireyin cenaze törenine katılmayıp ayrımda bulunması hatadır. İşte bana bu olay biraz da ülkemizdeki sanatçıların önemli bir kısmının sanat çıkar içindir düşüncesinde oldukları duygusunu uyandırmıştır. Umarım yanılıyorumdur ama tekrar önemle vurgulamak isterim ki ülkemizde sanat açısından hala beyinlerde bir soru vardır. Sanat kimin içindir? Kimilerine göre sanat, sanat içindir, kimilerine göre sanat toplum içindir, son dönemlerde bariz olarak sergilendiğini söylediğim faaliyetler esas alınırsa bazılarına göre de sanat çıkar içindir. Buna en doğru cevabı verecek olan toplumdur. Toplum hangi tür sanatçıları büyük oranda destekleyip bağrına basıyorsa onların yaptığı doğrudur, bunu zaman gösterecektir.