PEYGAMBERLER TARİHİ

Hz. Muhammed

Hz. Muhammed'in, Hz. İsmail'in neslinden olması nedeni ile İsrail oğullarına mensupluğunu izah eden görüşlere karşı çıkan fikir sahipleri de mevcuttur. Bunlardan bir kısmını Hz. Muhammed 'in İsmail peygamber ve İbrahim peygamberlerin neslinden olması nedeni ile Hz. Muhammed 'in onların mensup olduğu Türk ırkına, Turan ırkına mensup olduğunu ileri sürenler oluşturmaktadır. Hatta bu gruptan bazıları daha da ileri gidip İsrail oğulları Turanile yani Türkler arasında bir aynilik bir kökten birlik arayıp ileri sürdükleri de görülebilmektedir. Hz. Muhammed 'in İsrail oğullarına mensupluğuna karşı çıkan diğer bir grup ise ümmetçilerdir. Çünkü onlara göre ırk, ulus, millet kavramları yapay ve anlamsızdır. Onlara göre insan ırkı Adem ve Havva'da üremiş büyük bir kitledir. Kur'an'a göre hatta kendinden önceki Tevrat, Zebur ve İncil de Hz. Adem ve Havva'nın cennetten işledikleri bir suç nedeni ile çıkarılıp yeryüzüne indirilip burada yaşamaya mecbur bırakılmasının başlaması ile ortaya insanlığın doğuşunun ortamı hazırlanmıştır. Kutsal kitaplara göre veya dini anlatımlara göre biri Hindistan'a biri Mekke'ye indirilen bu çift birbiriyle buluşup Mekke'de bir aile oluşturmuşlar ve insanlık bu çiftten doğan çocuklardan üremiştir. Bu yüzden yeryüzündeki insanlar ilk ata Adem ve Havva sebebiyle aynı nesildir. Bu sebeple insanlar arasında ırk, millet ayrımı yoktur, olmamalıdır. Ama bu görüş sahiplerine de itiraz edenler olmuştur. Geçmişten gelen, geçmiş atalarından gelen farklı gen özelikleri taşımayan Adem ve Havva'dan yer yüzündeki farklı ırklar ortaya nasıl çıkmıştır. Çünkü yeryüzünde siyah, sarı, kırmızı ve beyaz tenli 4 ayrı grup insan yaşamaktadır. Bu farklar nasıl ortaya çıkmıştır? Bu duruma bakarak 4 ayrı Adem ve Havva çiftinde ve onlardan türeyen 4 ayrı grup ırktan söz etmemiz gerekecektir. Elimizdeki mevcut kutsal kitaplara Kur'an, İncil, Zebur, Tevrat'a baktığımızda bir Adem ve Havva'dan söz edildiğini görmekteyiz. Öyleyse insan ırklarını millet ve ulus gruplarını bu 2 kişinin nesli olarak izah etmek mecburiyetindeyiz. Ama bunu ne Kur'an-ı Kerim ne de diğer kutsal kitaplar metinlerinde detaylı açıklamamaktadır. Tuhaf bir yön ise hadislerde de bu izah edilmemektedir. Yine bunun açıklamasını Kur'an'da bulmaktayız. Adem'in çocuklarından bahseden ayet ve surelerden Hz. Adem'in çocuklarının bir kız bir erkek olmak üzere sürekli ikiz dünyaya geldiği belirtilmektedir. Yine bu metinlerde Allah'ın bu çocukların evlenmesi esnasında önce dünyaya gelen ikiz erkek kardeşiyle kendinden sonra gelen ikizin kız kardeşinin evlendirilmesini yani ikizlerin evlenmesinde bir çaprazlama yapılması gerektiğini belirttiği, emrettiği dile getirilmektedir. İşte bu usulün Hz. Adem'den farklı ırkların türemesini farklı milletlerin türemesini izah etmesi mümkündür.  Ancak yinede yüce Allah'ın Hz. Adem'e yüklediği genlerde 4 ayrı ırkın ve farklı milletlerin gen özelliklerini yükleyerek yarattığını kabul etmek gerekir.  Böyle bir kabul dinsel inanışlara hatta dinimizde de ters bir inanış olmayacaktır düşüncesindeyim. Zaten Allah'ın Adem'in çocuklarına Kabil ve Habil olayında olduğu gibi çaprazlama evliliği emretmesi de Hz. Adem'in genlerinin bu suretle farklı özellikte insanların yani ırkların, milletlerin oluşmasını sağlamaya yönelik olduğunu düşünmekteyim. Hz. Havva'nın Hz. Adem ile aynı gen özelliklerini taşısa da cins farkı nedeniyle insanların yani kendinden doğanların farklılaşmasına, oluşmasına katkıda bulunduğunu düşünmekte mümkündür. Buna evrim denilen olgunun katkısı da eklendiğini düşününce Adem ve Havva'nın dünya üzerinde farklı ırk ve milletlerin oluşmasını kabul etmek bu gerçeğe itirazın yersiz olduğunu görmek gerekir. Zaten bu gerçeği kabul etmediğimiz taktirde yeryüzündeki ırkların, milletlerin, atalarının uzaydaki farklı gök cisimlerinde yaşayan farklı uygarlıklarında yaratıkların 4 ayrı ırkı farklı zamanlarda dünyaya getirip bırakmış olduklarını kabul etmek gerekir. Bu taktirde de farklı dünyalardaki yaratıkların getirip dünyamıza bıraktığını insan denilen canlıların renkleri ve bazı ufak tefek özellikleri taşıdığını izah etmek oldukça zorlaşır. Hatta imkansızlaşır. Yine farklı ırkları izah için uzaylılara dayandırılabilecek bir izah tarzına uzaydaki tek bir gök cisminden gelen yaratıklarının dünyamızı bir labaratuvar gibi kullanıp kendi yarattıkları ya da dünya üzerindeki mevcut buldukları insan ırkı üzerinde gen araştırmaları sırasında 4 farklı ırkın yaratacakları icraatlerini gerçekleştirdiklerini kabul etmek gerekecek ve ırkların, milletlerin oluşumunu uzaylılar tarafından oluşturulduğunu kabul etmek gerekir. Oysa dinimiz, kitabımız uzaylılara dayalı oluşumları ve izahları kabul etmemektedir. Bu yüzden uzaylılara dayalı izahlardan önce bahsettiğimiz izah tarzını kabul etmek daha doğrudur. Bütün bunlardan sonra Hz. Muhammed 'in kökenini mutlaka bir millete, bir ırka dayandırarak izah etmemiz yolundaki araştırma ve çalışmalarımıza devam ettiğimizde şu gerçekleri görürüz.