HZ. MERYEM
Bu bilgilerden sonra Hz. Meryem’in yaşamı ve ailesi hakkında yeni bilgiler aramaktan vazgeçip Hz. Meryem’in Hz. İsa’nın ölümünden sonraki yaşamı, ölümü ve kabrinin bulunduğu yer hakkında genel kaynaklardan bilgiler aramaya yöneldiğimizde açık ve net fazla bilgiler görememekteyiz. Özellikle İslam kaynaklarında fazla bir bilgi olmadığı dikkat çekmektedir. Buna rağmen mevcut bilgilerden birisi bu konudaki bilgileri şöyle dile getirmektedir:
Hz. Meryem’in vefatı ve kabriyle ilgili âyet ve hadislerde bir açıklamaya rastlanmamaktadır. Bu konudaki ayrıntılar genelde Hıristiyan kaynaklara veya bir kısım tarihî kaynağa dayanmaktadır. Sinoptik İncillerde (Matta-Markos-Luka) yer almamakla beraber sadece Yuhanna İncilinde, Hz. Meryem’in Kana mucizesinde 42 ve haç olayında 43 yer aldığı; “Resûllerin İşleri”nde Hz. İsa’nın göğe yükselmesinden sonra havarilerle dua ettiği 44 belirtilmekte ise de hayatının geri kalanı, ölümü, yaşı, dış görünüşü hakkında İncillerde hiçbir bilgi bulunmamaktadır.
Hz. İsa’nın dünyadan ayrıldığı sırada elli yaşlarında olduğu tahmin edilen Hz. Meryem’in elli altı, yetmiş, yetmiş iki yaşlarında yahut çok ileri yaşlarda öldüğü görüşleri yanında, nerede ve nasıl vefat ettiği, kabrinin nerede olduğu, öldüğü veya göğe yükseltildiği konuları da tartışıla gelmiştir. 45 Bütün bu ayrıntılar bir yana, Hz. Meryem’in Allah’a ibadet ederek hayatına devam ettiği bilgisi, 46 onun genel profiline daha uygun görünmektedir.
Hıristiyan kaynaklar daha çok Hz. Meryem’in defnedildiği yere dair bir bilgi bulunmadığı görüşünde olmakla beraber Kudüs, Efes ya da Antakya’da defnedildiğine dair farklı görüşler mevcuttur. Efes’te ona nisbet edilen bir kabir bulunmayışına karşılık, Kudüs’te birisi Zeytin Dağı ve Tapınak Tepesi arasındaki Jeoshaphat (veya Kedron) vadisinde, diğeri de Gethsemani’de (Cesmâniyye) 47 olmak üzere birer kilisenin onun defnedildiği yer olduğu ileri sürülmektedir. Siyon dağında diyenler de vardır. 48 Şam tarihi yazarı İbn Asâkir ise, Hz. Meryem’in mezarının Şam’da el-Ferâdîs kabristanında olduğunu kaydetmiştir.
Hz. Meryem hakkındaki naklettiğimiz bütün bilgilerden sonra özellikle vurgulamak isterim ki Hz. Meryem’in Tevrat ve İncile dayanan anlatımlarla tanıtılması bu kaynakların asıl Tevrat, asıl İncil olmamaları dolayısıyla kesin olarak güvenilir anlatımlar olmadığı ortadadır. Bu yüzdendir ki Hz. Meryem hakkında en doğru ve tartışmasız bilgileri veren kaynak olarak kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i kabul etmek en doğru yol olacaktır görüşündeyim. Çünkü yüce Allah Musevilerin ve Hıristiyanların Hz. Meryem’i yanlış değerlendirip şirke varan kabullerle tanrısallaştırmasının ortadan kaldırılması için biz İslamların aynı hataya düşmemesi için Kur’an-ı Kerim’inde Hz. Meryem’in adıyla bir sure nazil etmiş, onun hakkında en doğru bilgileri biz İslamlara, dolayısıyla insanlara açık açık beyan etmiştir. Bu nedenledir ki Hz. Meryem hakkında en doğru bilgileri Meryem suresinde ve Meryem’den bahseden diğer sure ve ayetlerde görmekteyiz diye düşünmekteyim. Bu sure ve Meryem’den bahseden diğer ayetlere baktığımızda şu bilgilerin verildiğini görmekteyiz:
Bismillahirrahmânirrahîm
Mekke döneminde inmiştir. 98 âyettir. Bazı tefsir bilginlerine göre 58 ve 71. âyetler Medine döneminde inmiştir. Sûre, Meryem'in, oğlu İsa'yı nasıl dünyaya getirdiğini anlattığı için bu adla anılmıştır. Sûrede başlıca, tevhit inancını yerleştirmek amacıyla bazı peygamberlerin kıssaları ve kıyamet sahneleri konu edilmektedir.
1. Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd.
2. Bu, Rabbinin, Zekeriya kuluna olan merhametinin anılmasıdır.
3. Hani o Rabbine gizli bir sesle yalvarmıştı.
4. O şöyle demişti: "Rabbim! Şüphesiz kemiklerim gevşedi. Saçım sakalım ağardı. Sana yaptığım dualarda (cevapsız bırakılarak) hiç mahrum olmadım."
5, 6. "Gerçek şu ki ben, benden sonra gelecek akrabalarım(ın isyankâr olmaların)dan korkuyorum. karım ise kısırdır. Bana kendi tarafından; bana ve Yakub hanedanına varis olacak bir çocuk bağışla ve onu hoşnutluğuna ulaşmış bir kimse kıl!"
7. (Allah şöyle dedi:) "Ey Zekeriyya! Haberin olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce onun adını kimseye vermedik."
8. Zekeriyya, "Rabbim!" "Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olur?"
9. (Vahiy meleği) dedi ki: "Evet, öyle. (Ancak) Rabbin diyor ki: "Bu bana göre kolaydır. Nitekim daha önce, hiçbir şey değil iken seni de yarattım."
10. Zekeriyya, "Rabbim, öyleyse bana (çocuğumun olacağına)bir işaret ver", dedi. Allah da, "Senin işaretin, sapasağlam olduğun halde insanlarla (üç gün) üç gece konuşamamandır" dedi.
11. Derken Zekeriya ibadet yerinden halkının karşısına çıktı. (Konuşmak istedi, konuşamadı) ve onlara "Sabah akşam Allah'ı tespih edin" diye işaret etti.
12, 13, 14. (Yahya dünyaya gelip büyüyünce onu peygamber yaptık ve kendisine) "Ey Yahya kitaba sımsıkı sarıl" dedik. Biz ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah'tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir zorba değildi.
15. Doğduğu gün, öleceği gün ve diriltileceği gün ona selam olsun!
16, 17. (Ey Muhammed!) Kitapta (Kur'an'da) Meryem'i de an.Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail'i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü.
18. Meryem, "Senden, Rahmân'a sığınırım. Eğer Allah'tan çekinen biri isen (bana kötülük etme)" dedi.
19. Cebrail, "Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim" dedi.
20. Meryem, "Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım halde, benim nasıl çocuğum olabilir?" dedi.
21. Cebrail, "Evet, öyle. Rabbin diyor ki: O benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu zaten (ezelde) hükme bağlanmış bir iştir" dedi.
22. Böylece Meryem çocuğa gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi.
23. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!" dedi.
24. Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından ona şöyle seslendi: "Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı."