güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Peygamberimizin Doğum Günü Neden Hıdırellez Bayramı Olmasın?

Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2021 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2021 00:07

Ancak ona bu ad hangi kültürce nasıl verilmiştir? Bu konuda açıklık yoktur. Büyük olasılıkla, iddialara bakılırsa bu isim Türk kültüründeki çok tanrılı itikatlarda yol tanrısına ad verilmiştir. Çünkü Arap kültüründe ona denk gelecek efsanevi kültür öğeleri yoktur. Zaten Musa ve onun yaşamı da İsrail oğulları çerçevesinde geçtiğinden Araplarla ilgili değildir. Hıdrellez denilen günle ilgili söylenen diğer efsanevi şahsiyet ise İlyas peygamberdir. Bu şahsiyet yani peygamber Kur-an’da ismi geçen, Musa’dan sonra gelmiş, Musa’nın kardeşi Harun peygamberin neslinden geldiği açıkça belli olan bir peygamberdir. İlyas peygamber Musa’dan sonra Şam taraflarına yerleşen İsrail oğullarından, Bek şehrinde yaşayan bir kişidir. Bu peygamber ile ilgili bilgi Kur-an’da değişik surelerde geçer. Bu peygamber İbrahim, Zekeriya, Yahya ve İsa gibi diğer peygamberlerle birlikte ismi geçer. El-enbiya suresi 21-85 ayetlerinde İbrahim’e hitaben “ Zekeriya, Yahya, İsa ve İlyas’ı da bağışladık. Hepsi Salihlerdendir.”

Yine Es-Saffat 37-123 ayetlerinde “ Muhakkak İlyas da peygamberlerdendi” denilerek onun peygamberliği vurgulanmıştır. İlyas hakkında Buhari hadislerinde de açıklayıcı bilgiler vardır. Bütün bu bilgilere göre, yani Es- Saffat süresi ve hadislere göre İlyas peygamber Ba’l kavmine hitap eden bir peygamberdir. Söz konusu ayete ve bilgilere göre bu kavim Ba’l isimli bir tanrıya tapınmaktadır. Başkentleri olan Bek şehri ismini Ba’lebek yapmışlardır. İlyas peygamber, Ba’l denilen puta tapmayın tanrıya yönelin beyanıyla ortaya çıkmıştır. Kavmi bilhassa onların kralı önce onu dinleyip, ona inanmasına rağmen, sonra vazgeçmişlerdir. Kral İlyas peygamberi öldürtmeye kalkmıştır. Bunun üzerine kaçan İlyas peygamber, yedi sene dağlarda kırlarda gezmiştir. Tabii ki bu süre içinde hep insanlarını, insanları Musa dinine, Tevrat hükümlerine uymaya davet etmiştir. Fakat kendisine iman edilmemiştir. Bunun üzerine tanrı o bölgeyi cezalandırmış üç yıl yağmur yağmamıştır. Halkı kıtlık çekmeye mağdur olmaya başlayınca, ileri gelenler İlyas peygambere müracaat edip ondan bu duruma çare bulmasını istemişlerdir. Tabii ki yağmur yağdırırsa iman edeceklerini eklemeyi ihmal etmemişlerdir. İlyas peygamber dua edip yağmur yağınca, amaçlarına ulaşmalarına karşılık yine iman etmemişlerdir. İlyas peygamberin bu yağmur duası ve yağmur yağdırması Hıdırellez denilen güne tekabül edip etmediği konusunda bilgi yoktur. Ancak eldeki bilgilere göre İlyas peygamber kendisinden sonraki peygamber olan İlyas’a isimli peygamberi yetiştirmiştir.

Evet, İlyas peygamber yanında yetişen İlyas’a peygamberi yetiştirirken bir yandan da insanları hak yoluna davete devam etmiştir. İsrail oğullarının Tevrat’a dayandırarak verdikleri rivayete göre, İlyas peygamber, gösterdiği mucizelere rağmen inanmayan halkına gücenmiştir. Tanrıya dualar ederek kendisini gök’e almasını istemiştir. Yanında İlyas’a peygamberin bulunduğu bir yerde ve sırada, gökten indirilen ateşten bir ata binerek gökle yükselmiştir. Sırtındaki hırkasını vekâlet nişanesi, peygamberlik belgesi olarak ( işaret olarak) İlyas’a peygambere bırakıp gözden kaybolan İlyas peygamberin bu durumu rivayetlere göre izah edilmektedir. Aynı rivayetlerin onun Hızır’la aynı şahsiyet olduğunu belirttiklerine bir kez daha dikkat çekmek isterim. Bu peygamberin İdris peygamberle aynı olduğu yolunda rivayetlerde olduğunu hatırlatırım. Nitekim Hazreti Muhammed’ in sahabelerinden ibn-i Mes’ud ve İbn’i Abbas’ın rivayetlerinde ( hadislerinde) İlyas peygamberin İdris peygamberle aynı kişi olduğu belirtilmektedir. Bu durum, Buharinin eserinde ( Buhari, Enbiya) ortaya konulmaktadır. Zaten her iki peygamberin hayatını incelediğimizde pek çok benzerlik mevcuttur. Bu iki peygamber arasında kaynaklara göre çok zaman farkı vardır. Bu nedenle aynı olma olasılıkları zor gibi görünse de, ana kaynak olan Kuran da ve Tevrat, İncil gibi hitapların bu günkü versiyonlarında ikisinin aynı olmadığını vurgulayan ifadeler yoktur. Bu konuda detaylı kıyaslamaya geçmeden önce İdris peygamberin kimliği hakkında kısa bir tarihçe ve kısa bir bilgilendirme yapmak mecburiyetini duymaktayım.

Bu nedenle internet bilgilerine müracaat ettiğimizde kısaca şu bilgilere rastlamaktayız:

“ İdris peygamber Âdem peygamberin 6. göbekten torunu olup, Şit peygamberin torunlarındandır. Babasının ismi Yerd’tir. Dedesinin adı Enus olan İdris peygamberin gerçek adı kaynaklarda Ahnuh ( Hanuh) dur. Bu peygamberin ana adı Berre veya Esved’tir. Yaşadığı ve dğduğu saha konusunda ikilik vardır. Bir rivayet Babil de ( Mezopotamya’da) bir rivayete göre Münif’te ( Mısır’da) doğmuş ve yaşamıştır. Onun torunu Metasellah’ın İdris’ten sonra peygamber olarak, Âdemoğlu Kabil’in neslinden bir kavime peygamber kılındığı bilgileri mevcuttur. Hazreti Muhammed’e gelen, peygamberlik nurunun seyri anlatılırken, bu nurun Metusellah’tada eğlendiği belirtilir. İdris peygambere Cebrail’in 4 defa geldiği, kendisine 30 Suhuf ( sahife) kitap verildiği belirtilir. 105 veya 120 sene tebliğ yani davet yaptığı, buna rağmen kendisine inananların, çok az olduğu bilgileri verilmektedir. İdris adının lakap olduğu, çok kitap okuduğu için, kendisine İdris dendiği, Kuran’da belirtilmektedir. Bu peygambere peygamberlik, hikmet ve sultanlık verildiğinden kendisine, müselles bin nime ( üç nimet verilen) adının da kullanıldığı verildiği bildirilmektedir. Ağaçlarda kaç yaprak olduğunu bilmesi, havadaki bulutlara çekilmeleri işin emir verebilmesi, kendisinden sonra vuku bulacak Nuh tufanını bildirmesi, Hazreti Muhammed’in peygamberliğini ve şahsi vasıflarını önceden söylemiş olması onun mucizeleri olarak kabul edilmektedir. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.