güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Peygamberden Sonra Hilafet Yolunda Hayatını Kaybedenler

Yazının Giriş Tarihi: 18.04.2022 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.04.2022 07:00

Hazreti Ali’nin Çocukluk dönemi

Hazreti Ali altı yaşına kadar Hazreti Peygamberin büyüdüğü evde yani babası Hazreti Ebu talibin koruması altında büyüdü. Mekke’de kuraklık çıkması nedeni ile Hazreti Ebu Talib çocuklarının çokluğu nedeni ile onları büyütmeleri için yakın akrabalarına vermek zorunda kaldı ve Hazreti Peygamber çocuklar arasında Hazreti Ali’yi seçti bu da O Hazreti Ali’ye olan sevgisini ve Hazreti Ali’nin Peygambere olan yakınlığını gösterir. Hazreti çocukluk dönemini şöyle anlatır: Çocuktum henüz, o beni bağrına basar, yatağına alırdı. Beni koklardı; lokmayı çiğner, ağzıma verir yedirirdi. Ben de her an, devenin yavrusu, nasıl anasının ardından giderse, onun ardından giderdim; O her gün bana huylarından birini öğretir ve ona uymamı buyururdu. Her yıl Hıra dağına çekilir, kulluğa koyulurdu. Onu ben görürdüm, başkası görmezdi. Ortalama 4 yıl sonra Allah Resulü’ne ilk ayet nazil oldu ve Hazreti Ona ilk tabi olan kimse idi. O zamanın en zor şartlarında Peygamberin yanında ve Onun emrinde idi.

İnzar ayeti ismiyle meşhur olan en yakın aşiretini uyar ayeti kerimesi nazil olarak Peygamberi Ekrem yakın akrabalarını uyarmakla görevlendirildiğinde, Hazreti Resul akrabalarını toplayarak onlara: Sizlerden kim, benim bu görevimde bana yardım etmeye hazırdır ki, benim kardeşim, vasim ve aranızda halifem olsun? buyurduğun da, onların arasından yalnızca Hazreti Ali ayağa kalkarak imanını ibraz etmiş, buna müteakip Peygamberi Ekrem de mübarek elini Hazreti Ali'nin omzuna koyarak: Bu benim kardeşim, vasim ve sizin aranızdaki halifemdir; onu dinleyin, ona itaat edin buyurarak o Hazret’in iman etmesini kabul etmiş ve İslam dininin ilk başından itibaren kendinden sonra Hazreti Ali’nin geldiğini vurgulamıştır. Böylece Hazreti Müslümanlar arasında ilk iman getiren ve hayatı boyunca Allah’tan başkasına tapmayan ilk şahsiyet olmakla birlikte, Hazreti Resulullah (s.a.v) dan sonra İslam dininin ikinci şahsiyeti oluvermiştir.

Bu bilgi gösterir ki daha önce belirttiğimiz gibi Hz. Ali Hz. Muhammed’in getirdiği İslam dinini ilk kabul eden insandır. Üstelik bu bilgi gösterir ki Hz. Muhammed daha dinini yaymaya başlarken Hz. Ali’yi İslam dini konusunda kendisinden sonra en yetkili ve bilgili otorite olarak kabul etmiş aynı zamanda kendisinin yokluğunda kendisine vekalet edebilecek yani kendisine halife olabilecek kişi olarak Hz. Aliyi göstermiştir. Bu nedenledir ki Hz. Muhammed hastalığı sırasında yanında bulunanlardan kağıt kalem getirmelerini kendisinden sonra İslamlara yapmaları gereken icraatları bildireceğini söylediğinde Hz. Ali’yi halife olarak göstereceği ama Hz. Ömer’in bunu engelleyerek peygamberin bu vasiyetini yapmasını engelleyerek ta başından peygamberden sonra halife olması gereken alinin halifeliğini engellediğini ileri süren İslamların sahabelerin haklı olduğunu peygamberin inzar ayeti geldiğinde yapmış olduğu beyan bence açıkça doğrulamaktadır. Emevi ailesinden gelen Hz. Ömer kendisi gibi Emevi kökenli olan peygamberin kaynatası ve yakın dostu olan Ebu Bekir’i Hz. Alinin bulunmadığı bir toplantıda halife seçtirerek Hz. Alinin hakkını gasp etmiş olduğu sonrada onu kullanarak kendini halife seçtirip kendisinden sonrada Hz. Osman’ı halife seçtirerek hilafet hakkını Emevi ailesine geçirerek hem Hz. Aliye hem Haşimi ailesine haksızlık hatta bir oranda kötülük yapmış olduğunu düşünmemiz hatta söyleyebilmemiz mümkündür düşüncesindeyim. Hz. Muhammedin Medine’ye hicretinden önce kendisinde bulunan Mekkelilerin emanetlerini ona havale ederek bunları sahiplerine ver demesi Hz. Alinin kendi yatağında yatıp düşmanlarını aldatmasını beklemesi de Hz. Ali’ye ne kadar önem verdiğini ne kadar güvendiğini gösteren bir durumdur. Bu nedenle halife olmak Hz. Alinin hakkı iken başta Ömer olmak üzere Ebu Bekir ve Osman üçlüsünün onun hakkının gasp etmesi bugünkü İslam dünyasının çok bölünmüş yapısını oluşturan en büyük etmen olduğunu söylemek mümkündür kanaatindeyim.

Hazreti Ali, Peygamber efendimizin hicretine kadar devamlı onunla birlikte olmuş, düşmanlarına karşı onu savunmuş, kafirlerin Allah Resulünü öldürme kararı aldıkları hicret gecesi de Hazreti Ali, canını feda etmek pahasına, Peygamber efendimizin yatağında yatmış ve Resulü Ekrem bu sayede gizlice evden ayrılarak emniyet içerisinde Medine’ye doğru yola koyulabilmiştir. Hazreti Resulullahın emniyete kavuşmasından sonra da o Hazreti Muhammedîn vasiyeti üzerine, Peygamberi Ekrem’in nezdinde emanet olan halkın emanetlerini sahiplerine iade ederek annesini, Resulü Ekrem’in sevgili kızı Fatıma Zehra’yı başka iki kadınla birlikte alıp Medine’ye doğru hareket etmiştir. Resulullahın Medine’ye hicretinin arkasından, Hazreti Ali de o şehre gitti. Hicretin ikinci yılında Hazreti Fatıma Zehra ile evlendi. Bir yıl sonra da ilk çocuğu olan İmam Hasan dünyaya geldi. Devam edecek…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.