güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Peygamberden Sonra Hilafet Yolunda Hayatını Kaybedenler

Yazının Giriş Tarihi: 15.04.2022 00:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.04.2022 05:27

Fakat fitne ağları örülmüş, tahrikler yatıştırılamayacak noktaya varmıştı. Hz. Ali (r.a.), iki oğlunu, Hasan ve Hüseyin’i halifeye nöbetçi bırakmıştı. Abdullah bin Ömer ve bazı sahabiler de aynı şekilde halifeyi bekliyorlardı. Bu arada bozgun­culara karşı koyacak kuvvet vardı. Abdullah bin Zübeyr, Zeyd bin Sâbit, Ebû Hüreyre (r.a.) ve diğer sahabiler, Allah’ın dinine yardım etmeye hazır oldukla­rını, halife izin verirse bozguncularla savaşmak istediklerini söylediler. Fakat Hz. Osman, Müslüman kanı akmasını asla istemiyordu. Bu istekleri hep geri çeviriyordu:

“Ben hiçbir zaman ‘Müslüman kanı döken bir halife’ olarak anılmak istemem. Tek bir kişinin kanının dökülmesinden bile Allah’a sığınırım! Ben savaşsam on­lara galip geleceğimi gayet iyi biliyorum. Fakat ben onları da, onları aleyhimde kışkırtanları da Allah’a havale ediyorum…”

Edep, hayâ ve fazilet timsali, İslam’ın üçüncü halifesi, şehadetinden bir gün önce rüyasında, Peygamber Efendimizle (a.s.m.) birlikte Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’i gördü. Peygamberimiz kendisine hitaben:

“Biz oruçluyuz, seni de iftara bekliyoruz.” buyurmuştu. Hz. Osman uyandıktan sonra o gece hemen oruca ni­yet etti.

Sevinçliydi. Çünkü artık Allah ve Resûl’üne kavuşma günü gelmişti. O gün cuma idi. Kur’ân okumaya başladı. Bozgunculardan birkaçı tam bu sırada fırsat bulup içeri daldılar ve Hz. Osman’ı şehit ettiler. Hz. Osman’dan akan kanlar, okuduğu Kur’ân’ın üzerine damladı. Böylece, Peygamber Efendimizin istikbale ait bir mucizesi daha gerçekleşmiş oluyordu. Çünkü onun “haksız yere şehit edi­leceği”ni haber vermişti.

Hz. Osman’ın şehit edilmesiyle alakalı olarak Bediüzzaman Hazretleri’nin, “Neden Sahabiler veli oldukları hâlde bu fitneleri keşfedip, çıkaranlara karşı tedbir almadılar?” şeklindeki suale verdiği cevap, aynı zamanda bu cinayetin se­beplerine de ışık tutmaktadır: “O hadisata sebebiyet veren ve fesadı çeviren birkaç Yahudi’den ibaret değil­dir ki, onları keşfetmekle fesadın önü alınsın…

Çünkü pek çok milletlerin İslamiyet’e gir­meleriyle birbirine zıt ve muhalif çok cereyanlar ve efkâr karıştı. Bahu­sus bazıların gurur-u millileri Hz. Ömer’in darbeleriyle dehşetli yaralandığın­dan, seciyyeten intikama fırsat beklerlerdi. Çünkü onların hem eski dini iptal edilmiş, hem medar-ı şerefi olan eski hükûmeti ve saltanatı tahrip edilmiş. İnti­kamını bilerek veya bilmeyerek hâkimiyet-i İslamiyeden almaya hissen taraftar bir suret almış. Onun için Yahudi gibi zeki ve dessas bir kısım münafıklar, o hâlet-i içtimaiyeden istifade ettiler, denilmiş. Demek o hadisatın önünü almak o vakitteki hayat-ı içtimaiyeyi ve muhtelif efkârı ıslahla olurdu. Yoksa bir iki müfsidin keşfedilmesiyle olmazdı.”

Hz. Osman, Resûlullah’tan 146 hadis rivayet etmiştir.

Hz. Osman İslamiyet’in ilk yıllarında özellikle para bakımından büyük fedakarlıklar yapmış halifeliği esnasında kuran ayetlerini ve surelerini oluşturduğu bir heyet eliyle değerlendirip yazılı hale getirip bugün Mushaf dediğimiz kuran kitabını oluşturan ve bizzat hazırlattığı yedi adet Mushaf’ı önemli İslam memleketlerine gönderip kendinden önce Hz. Ömer’in toplattığı ayetleri Mushaflaştıran Hz. Osman bu Mushaf dediğimiz örneklerin dışındakileri toplatıp imha ettiren hatta rivayete göre yaktıran bir şahıs olup İslam’ın kaidesel açıdan birleşmesini sağlamasına karşılık zamanında yaptığı Emevi hanedanı üyelerini kayırıp iş başına getirmesi sebebiyle çıkan isyanda hayatını kaybederken geride karışıklıklar içinde bir İslam dünyası bırakmış. Daha sonra İslam dünyasında Emeviler, Aleviler, Hariciler diye birbirinden ayrılan, ayrılacak olan üç düşman kitle bırakmıştır.

HZ. ALİ

Hz. Osman’ın çıkan ihtilal neticesinde onun katledilmesi üzerine İslam camiasında çıkan huzursuzluklar ve karışık ortamda Hz. Osman’ı katleden ihtilalci gurubun tehditleri ve zorlamasıyla Medine’de katliam yapacaklarını belirtmesi üzerine Medine halkının davet ve biatıyla hilafet makamına gelmeyi kabul etmiştir. Aslında çeşitli kaynakların Hz. Muhammed’in vefatıyla hilafet makamına gelmesi gereken kişi olduğunu belirttikleri Hz. Ali Hz. Ömer’in ortaya koyduğu siyaset oyunlarıyla hilafet makamına gecikmeli olarak gelebilmiştir diye düşünenler mevcuttur. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.