güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Osmanlı Devletinin Hükümet Başkanları Hakkında Bilgiler Ve Özgeçmişler

Yazının Giriş Tarihi: 02.02.2021 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.02.2021 00:10

Onun bu huyunu bilen Piri Mehmed Paşa, bir gün, “Padişahım eninde so­nunda beni azledecek veya cezalandı­racaksınız. Hemen bir gün evvel halâs etseniz münasiptir” deyince, bir hayli gülen Selim Han, şu sözlerle kadirşinas­lığını ifade edecektir: “Benim dahi muradım budur. Lâ­kin yerini tutar bir adam bulamıyo­rum. Yoksa seni muradına eriştirmek kolaydır.”

Zeval nasıl olur?

Yavuz Sultan Selim, çeşitli mesele­lerde bu olgun ve akıllı veziri ile istişa­rede bulunur, onun bilgi ve görüşlerin­den istifade ederdi. Bir gün sohbette, kendisine şu soruyu sordu:

“Piri Lalam! Allahü Teâlâ’nın em­ri, Resûl-i Ekrem efendimizin mucizesiyle Mısır’ı fetheyledik. Hâdimü’l-Haremeyn (Mekke ve Medine’nin hiz­metçisi) olmakla şereflendik. Her git­tiğimiz yerde fetihler müyesser oldu. Emrimize muhalefet edecek kimse kalmadı. Bu halde devletimizin zevali ihtimali var mıdır?..”

Piri Mehmed Paşa’nın sanki çağlar ötesini görüyormuşçasına verdiği cevap şöyleydi:

“Dedelerinizin koydukları kanun ve kaideler yürürlükte kalıp tatbiki devam ettikçe, bu devletin zevali, yı­kılması mümkün değildir. Ama evlât­larınızın hilâfetleri zamanında, akılsız veziriazamlar tayin edilir, rüşvet ka­pıları açılır, rütbe ve makamlar ehli olmayanlara verilir, devlet işlerinde kadınların hükmü yürürse, o zaman bu devlette karışıklık ve düzensizlik hüküm sürer.”

Bunun üzerine bir müddet düşünce­ye dalan Yavuz Sultan Selim, “Al­lah’ım bizi koru” duasını yapacak ve Piri Paşa’ya ihsanlarda bulunacaktı.

Kanunî’nin saygısı:

Pîrî Mehmed Paşa, Yavuz Sultan Selim’in hilâfetinin sonuna kadar veziriazamlık görevine devam etti. Özellikle İstanbul tersanesinin yeniden kurulması ve donanmanın güçlenmesini sağladı. Kanunî zamanında bu faaliyetlerin se­mereleri görülmüştür. Kanunî Sultan Süleyman’ın ilk yıl­larında da veziriazamlık mevkiini muha­faza eden Piri Mehmed Paşa, Belgrad ve Rodos’un fetihlerinde ısrar edip, Os­manlı topraklarına katılmasını sağladı. Arza girdiği zamanlar, Kanunî Sultan Süleyman, bu tecrübeli ve ağırbaşlı ihti­yar vezirin önünde hicap duyar, kendisi­ne çok iltifatta bulunur ve saygı gösterir­di. 1523 yılında, 200.000 akçalık vezaret hasları verilerek emekli edildi.

Silivri’deki çiftliğine çekilen Pîrî Mehmed Paşa, orada sakin bir hayat sü­rüp, kalan ömrünü ibâdet ve taatla geçir­di. 1533 yılında Edirne’de vefat etti. Si­livri’de yaptırdığı camii yanına defne­dildi. Vefatına “Piri Paşa’nın mekânın Adn ide Hayy-ı Vedûd” (940/1533-34) sözüyle tarih düşürülmüştür.

Piri Paşa’dan bir gazel

Şeb-i zülfünde kalanlar zulumâtıyla yürür

İrişen leblerine âb-ı hayatıyla yürür

Zahidi hasret-i mey şöyle zaîf eyledi kim

Elde teşbih ü asası salâvatıyla yürür

Hüsn-i ser-nâmesine kaşları olalı nişan

Hükm ider âşıkına sanki berâtıyla yürür

Remziyâ kaddüne benzer nice sen ola ki ol

Salınur şiveler ile harekâtıyla yürür.

Müstesna bir devlet adamı

Kendisini dinine ve milletine adamış olan Pîrî Mehmed Paşa, ömrü boyunca devletinin hizmetinde ve Allahü teâlânın dinini yaymak için çalışan pâdişâhın yanında oldu. Adaleti, dürüstlüğü, idare­ciliği, ilmi, güzel ahlâkı, kanun ve niza­ma vukufiyeti ile pek faydalı hizmetler­de bulundu. Cömertliği, cesareti, vakar ve sabrı fevkalâde idi. Fıkıh ilminde üstâd idi. “Remzî” mahlâsıyla şiirler de yazmıştır.

Piri Mehmed Paşa’nın hayatı; “Kişi odur ki koya her yerde bir eser / Eseri olmayanın yerinde yeller eser” güzel sözüne tam uygundu. Devlet hizmeti süresince eline geçen mal ve parayı hayır işlerine sarf etti. Osmanlı Devleti’nin hâkim olduğu birçok bölgede, camiden zaviyeye, mektepten med­reseye, imaretten kervansaraya kadar pek çok hayır eseri yaptırdı. İstanbul-Zeyrek’te Soğukkuyu Camii, Mercan’da Terlikçiler Mescidi, Hasköy’de Piri Paşa Camii, Belgrad’ta cami, Bursa Pınarbaşı’nda mescid, Gülek kalesi civarında zaviye ve kervansaray, Karaman’da mektep, Silivri’de cami, imaret, mektep, medrese, Konya’da mescit, hankâh imaret ve Aksaray’da bir mektep, bu büyük devlet adamının yaptırdığı hayır eserlerinden bir kaçıdır. 

Pargalı İbrahim Paşa

Pargalı Damat İbrahim Paşa.

Pargalı İbrahim Paşa, Makbul İbrahim Paşa, Frenk İbrahim Paşa ya da öldürüldükten sonraki unvanıyla Maktul İbrahim Paşa (1493, Parga - 15 Mart 1536, İstanbul) I. Süleyman saltanatı döneminde 27 Haziran 1523 - 15 Mart 1536 arasında sadrazamlık yapmış ve 14 yıl gibi çok uzun bir süre ile Osmanlı Devleti Sadrazamları arasında en uzun süre sadrazamlık yapmış önemli siyasal ve askeri olaylarda rol oynamış Osmanlı devlet adamıdır. Eşi, Kanuni Sultan Süleyman'ın kız kardeşi Hatice Sultan'dır.

Kökeni:

Bugün Yunanistan'da kalan Parga yakınlarındaki bir köyde doğdu. Değişik kaynaklarda doğumunda Rum ya da İtalyan kökenli olduğu belirtilmektedir. Babası bir balıkçıydı. 6 yaşında korsanlar tarafından kaçırılarak Manisa'da dul bir kadına satıldı. Bu kadın İbrahim'in eğitimine önem vererek onu hem keman benzeri bir müzik aletini iyi çalabilecek şekilde hem de birçok alanda en iyi şekilde yetiştirdi. Şehzade Süleyman Manisa'da sancakbeyi olarak görev yaptığı sırada karşılaştığı ve arkadaşlık kurduğu İbrahim'i maiyetine aldı. İbrahim Paşa'nın anne ve babasını sadrazamlığı sırasında İstanbul'a getirttiği kayıtlara geçmiştir. Devamı yarın…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.