güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

OSMAN GAZİ’DEN MEHMET VAHDETTİN’E KADAR GEÇEN DÖNEME AİT OSMANLI BAŞBAKANLARI, OSMANLI SADRAZAMLARI VE ÖZ GEÇMİŞLERİ -3

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Muhsinzâde Abdullah Paşa

1150 Şaban-1737 Aralık'ta ordu ile İstanbul'a gelen sadrâzam, sancak-ı şerif i pâdişâha teslim ile henüz saraydan ayrılmadan kendisinden sadaret mührü alınarak sadaret kaymakamı Yeğen Mehmet Paşa'ya verilmiş ve Abdullah Paşa da bir çekdiri ile tâyin edildiği Selânik'e gönderilmiştir (26 Ramazan 1150-17 Ocak 1738).

Muhsinzâde 1151 H. - 1738 M. de İnebahtı muhafızı ve 1152 H. - 1739 M. da dördüncü defa Bosna valisi olup 1154 Muharrem başında (19 Mart 1741) Özi eyâletine nakledilmiş ve yerine de eski sadrâzam İvaz Mehmet Paşa gönderilmiştir.Abdullah Paşa daha sonra Bender muhafazası şartıyla Karaman valisi olmuş ve 1154 Zilhiccesi başlarında (1743 Ocak ayı sonları) Vidin muhafızlığı ile Niğbolu sancağına tâyin edilerek 1158 başlarına (1745 Şubata) kadar burada kalmış ve 1158 Safer- 1745 Mart'ta dördüncü defa Rumeli valisi olmuştur.1159 Receb-1746 Ağustosta Rumeli valiliğine Yahya Paşa'nın tâyini üzerine Muhsinzâde emekliliğini istediğinden, evvelâ Varna'da ve sonra da aynı sene Ramazanında (Eylül) Dimetoka'da oturmak üzere emekli edilmiştir. Hâdikatü'l-Vüzera zeyli'ndeki mübhem kayda göre "bazı süfehanın kelâmlarını ısga etmedikleri muharriki gayreti" olduğundan, müracaatı üzerine 14 Zilkade 1159 - 28 Kasım 1746 da vezirliği devam ettirilip Boğdan haracı vergisinden senede on bin kuruş has tayin olunmak suretiyle oğlu vezir Muhsinzâde Mehmet Paşa'nın yerine Bender muhafızlığına tayin edilmiş. Fakat oraya varmadan Kırım hanının ricası üzerine Belgrat muhafızı Numan Paşa tayin edilmiş olduğundan, kendisine de arpalık olarak Tırhala sancağı verilmiştir.

Muhsinzâde 1161 Saferi sonunda (1748 Mart başı) beşinci defa Bosna valisi olmuş ve 1162 Rebiulâhırde vilayet merkezi Travnik'te vefat ederek 19 Cemaziyelevvel - 7 Mayıs 1749'da ölümü İstanbul'da duyulmuş ve ailesinin İstanbul'a göderilmesi hakkında Bosna kadılığına ferman gönderilmiştir.Abdullah Paşa, Osmanlı vezirlerinin okumuşlarından, mutedil ve orta derecede iktidarlı bir zattı. Askerî kudretten ziyade devlet muamelâtına ve malî işlere vukufu vardı. Sadaret ve serdar-ı ekremliği dört buçuk ay kadardır; vefatında yaşı doksanı bulmuştu. Oğullarından Mehmet Paşa iki defa sadrâzam olmuştur. Vidin ve Bosna kalelerinde cami ve Tırhala'da çeşmeler yaptırmıştır.

Bu isimlerini verdiğimiz  ve hayat hikayelerini kabaca şahsi bilgilerini verdiğimiz Osmanlı Sadrazamları bir başka tabirle Başbakanları dikkatle incelendiğinde çoğunun devşirme kökenli bir başka tabirle Hristiyan kökenli olup çocuk yaşta alınan İslamlaştırılan kişilerden olduğunu görürüz. Bu yüzdendir ki Osmanlı Başbakanlarının çoğu Türklük için değil, Türk milleti için değil, aslında kendiside Türklüğü yitirmiş, kozmopolitleşmiş, Osmanlı hanedanının temsilcisi ve yöneticisi olan padişahlar için çalışan, padişaha kendisini  kul, köle gören şahsiyetler durumundadırlar. Bu yüzdendir ki bunların yaptığı hatalı icraatlerden doğrudan kendileri sorumlu olmayıp onlar atayan ve azleden Osmanlı Padişahları sorumludur. O nedenle Osmanlı Başbakanlarını ve hayatlarını incelerken, okurken, değerlendirirken bu durum gözden kaçırılmamalıdır.

 

Yeğen Mehmet Paşa

Maliye hizmetlerinde yetişerek baş muhasebeci ve darphane ve tersane eminliklerinde bulunup 1108 Şaban - 1697 de maktulen vefat eden Sahib ayar Alâiyeli Gül Yusuf Efendi'nin hemşirezadesi olduğundan yeğen lâkabıyla meşhur olmuştur.

Mehmet Efendi, bazı eminliklerde ve gümrük nazırlığında bulunarak 1148 H. - 1736 M. seferinde sadaret kaymakamı Köprülüzâde Hafız Ahmet Paşa'ya kethüda olmuş ve Hafız Ahmet Paşa'nın Avusturyalıların eline geçmiş olan Niş kalesinin geri alınmasına memur edilmesi üzerine Yeğen Mehmet Efendi, onun yerine vezirlikle sadaret kaymakamı tayin edilmiştir.Kapıkulu ocaklarının İstanbul'a avdeti ve Muhsinzâde Abdullah Paşa'nın sadaretten azli üzerine sadaret kaymakamlığındaki icraati ve hal ve tavrı I. Mahmut tarafından beğenilmiş olan Yeğen Mehmet Paşa sadrâzam tayin edilmiştir (26 Ramazan 1150 - 17 Ocak 1738).

Seleflerinin sulh ümidiyle boşu boşuna oyalanmış olmalarını açıkça beğenmeyen yeni sadrâzam, 1151 H. - 1738 M. baharında bizzat Avusturya üzerine hareket ederek Rus cephesini diğer bir serdara bıraktı ve Avusturyalıları mağlûb ederek mühim başarılar elde etti; ertesi sene Belgrat'ın geri alınması için hazırlık yapıyordu. Bu sırada Fransa'nın aracılığıyla Avusturya, Pasarofça Antlaşması'ndaki hudud üzerine sulh istediyse de Kardinal Flöri'nin barış aracılığı teklifini içeren mektubunu getirmiş olan Fransa elçisini kabul etmeyerek, büyük azimle hazırlığına devam etti ve Belgrat ile Temeşvar'ın iadesi şartıyla sulh yapmak istiyordu.

I. Mahmut, İstanbul'a gelmiş olan Kırım, hanı II. Mengli Giray'dan barış antlaşması veya muharebe yapılması hakkındaki fikrini sordu o da:

"— Hazır galip iken sulh olalım; gelecek seneye kalsa kimin galip ve kimin mağlûp olacağını Allah bilir; kaldı ki küffar Azattı aldı" cevabını verdi.

Kırım hanının bu mütaleasına karşı Belgrat'ı geri almak isteyen sadrâzamın canı sıkıldı. Diğer devlet ricali de sulhe taraftar bulunuyorlardı. Bu işte Yeğen Mehmet Paşa adeta yalnız kalmıştı. Bilhassa pâdişâh üzerinde bir sözü iki olmayan kızlarağası Hacı Beşir Ağa'nın harbe aleyhtar olması, vezir-i âzamı ziyade üzüyordu, hatta "ordu çıkınca kızlar ağasının hakkından gelirim" demiş olduğunu Beşir Ağa duyunca Yeğen Paşa'dan evvel davrandı. Ocaklının tamam hazırlanıp çıkacağı gün, yani 12 Zilhicce 1151 - 23 Mart 1739'da azline karar verilip kendisini iğfal için cirit oyunu seyretmek bahanesiyle Gülhane'ye davet olunan Yeğen Mehmet Paşa'dan silâhdar ağa vasıtasıyla mühr-i hümâyun alınmak suretiyie birdenbire azil ve Bostancı başıya teslim edilerek Balıkhane mevkiinde hapsolunmuş ve yerine Vidin cephesi seraskeri Hacı Mehmet İvaz Paşa tâyin edilmiştir.

Yeğen Mehmet Paşa, tevkifini müteakip Sakız adasında ikamete memur edilmiş ve 1153 Rebiulâhırnda (1740) Girit valiliğine ve 1154 Zilkade 22 sonlarında (1742 Şubat) Ağrıboz muhafızlığına naklolunarak Girit'e eski sadrâzam Silâhtar Seyyid Mehmet Paşa gönderilmiştir. Yeğen Mehmet Paşa 1155 Cemaziyelâhır başında (1742 Ağustos 1) Bosna valisi olup, selefi eski sadrâzam İvaz Mehmet Paşa Ağrıboz muhafızlığına gönderilmiştir. Yeğen Mehmet Paşa, İran seferine serdar tayininin mukaddimesi olarak 1155 Ramazanı ortalarında (1744 Ekim ayı sonları) Bosna'dan alınarak Aydın muhassallığına getirilmiş ve aynı sene Zilkade başlarında (1744 Aralık) Anadolu valiliği ile İran muharebesinin devamı dolayısiyle Kars cephesi seraskeri olmuştur.

Yeğen Mehmet Paşa, Nadirşah'la yaptığı Revan muharebesini kazanacağı sırada kendisinin hastalığını ve vefatını fırsat bilen leventlerin birdenbire muharebeyi terk edip çekilmeleri üzerine muharebe kaybedilmiştir. Yeğen Mehmet Paşa'nın vefatını Hadîkatü'l-Vüzera zeyli Şaban başında ve Sicill-i Osmani ise 26 Receb olarak göstermektedirler. Muharebenin 1158 Recebinin 23'ünde bir cumartesi günü başladığına ve Paşanın da harbin ikinci günü vefat eylediğine göre, vefatının Recebin 24'ünde olması icap eder; Hadika zeylinin vefatını Şaban göstermesi, vefatının İstanbul'da haber alındığı tarih olmalıdır. Cesedi Kars'a getirilip defnedilmiştir.

Yeğen Mehmet Paşa ciddî, kadirşinas, vakur, açık sözlü, dürüst tabiatlı ve bu yüzden hiddetli, doğrulara karşı muhabbetli, mürtekip ve mürteşilere karşı düşman olup kalemden yetiştiği halde ordunun zapt ve rabtında ve sevk ve idaresinde muvaffak olmuş bir vezir ve serdardı. Muhtelif vesilelerle hazineden para çekenlere ve suistimale alışık olanlara karşı gösterdiği şiddet, bu gibi tufeylilerin işlerine gelmediğinden, başka yollarla aleyhine harekete geçmişler ve kızlar ağasının da yardımıyla bu gazi veziri azle muvaffak olmuşlardır.

Avusturya'ya karşı galebesinden dolayı müteessir olan Hammer, Yeğen Mehmet Paşa'yı mutaazzım, şedid, bildiğinden şaşmaz ve inadcı bir vezir olarak tavsif etmektedir. Revan muharebesi esnasında hasta bulunması, bir gün meselesi olan zaferin elde edilememesine sebep olmuştur. I. Mahmut'a on dört buçuk ay sadrâzamlık yaparak yüz ağartmıştır. Kendisini yakından tanıyan Yirmisekiz Çelebizâde Sait Mehmet Paşa (Said Mehmet Paşa) meth ve senasında bulunmaktadır. Kabataş tarafında Ayas Paşa sarayına çıkan Çiftevav sokağının başında hâlâ mâmur bir halde bulunan 1145 H. - 1732 M. tarihli çeşme Yeğen Mehmed Paşa'nındır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.