Bütün bu anlatımlardan sonra görüşüme göre Mehmet Akif Ersoy’un Necip Fazıl Kısakürek gibi ümmetçi Emevî zihniyetine sahip laik sisteme karşı olan kimselerin ideal sahibi, idolleştirdiği kişilerden biri olarak açıklamamız yerinde olacaktır.
Bu nedenle ülkemizde bugün bariz olarak birbirinden ayrı gösterilmeye birbirine zıt ve düşman gösterilmeye çalışılan sağcı- solcu kitlelerden sağcı kitlelerin özellikle Panislamist ancak İslam’ın ayrıldığı temel gruplardan Sünni kitlelerin idollerinden olan bir kişilik olarak kabul etmemiz yanlış olmayacaktır düşüncesindeyim.
Bu nedenledir ki bugün toplumumuza hakim olmaya çalışan Emevici Sünni mezheplerin esas olarak onu lider olarak kabul edip aynı onun gibi konuşmaya beyanlarda bulunmaya yöneldiğini görmekteyiz.
Nitekim başta istiklal marşımız olmak üzere belki de bütün şiirlerinde Türk kelimesini kullanmayarak İslam toplumunun millet olarak kabul edildiğini dile getiren Mehmet Akif gibi onu takip edenlerin de Türk kelimesini kullanmamalarına karşılık bu benim milletim sözüyle Türk milletini güya ifade ettikleri anlayışını yayarak aslında Türk milletini Türk milletinin ulus devletini kabul etmeyen ifadelerini dile getirdiklerini düşünmekteyim.
Ne tuhaftır ki bugün Türk’üz, Türk milliyetçisiyiz diyen siyasal görüş sahipleri ve onların liderleri de İslamcılığı, İslam toplumunu Türkçülük ve Türk milliyetçiliği kabul edip ümmetçilerle birlikte hareket etmeye güya Türk milliyetçiliği yapmaya çalıştıkları intibakını vermeye çalıştıklarını görmekteyiz.
Ama önemle vurgulamak isterim ki Panislamizm yani İslam ümmetçiliği ve Pantürkizm yani Türkçülük birbirinden ayrı görüşler olup birbirine taban tabana zıt birbiriyle uyuşmaz fikir ve görüşler olduğunu kanaatimce Türk eğitimcileri halk eğitimcileri milli eğitimciler tarafından başta gençlerimiz olarak milletimize öğretilmeli, belletilmelidir düşüncesindeyim.
Ancak bu yolla çıkarcı siyasetçilerin, ümmetçi İslamcılarına ve sözüm ona onlarla işbirliği yaparak kendi çıkarlarını gerçekleştirmeye yönelen sözüm ona Türk milliyetçisi siyasilerin vatandaşımızı, halkımızı kandırıp peşlerinden sürükleyerek laik ve demokratik cumhuriyetimiz için tehlike yaratmalarının önüne geçilebilir kanaatindeyim. Umarım milletimizi yöneten ve yönlendirenler de siyasiler de eğitimciler de bunun farkına varır ve gereğini yerine getirirler.
Şunu da vurgulamak isterim ki Mehmet Akif’in ümmetçi ve halifeci zihniyete sahip olması nedeniyle ona daha ziyade saltanatçı, hilafetçi, şeriatçı, cemaatçi, tarikatçı ve emevici zihniyet sahipleri sahip çıkmakta bu cumhuriyet ve laik sistem düşmanları bayraklaştırarak milletimizin büyük bir kısmını onun şahsını överek laik bir cumhuriyet sistemine düşmanlaştırma çabaları da kullandıklarını görmekteyiz. Mehmet Akif her ne kadar Panislamizm bir şahsiyet olsa da sözüne ettiğim kesimler kadar cumhuriyet düşmanı, laik sistem düşmanı olamamıştır kanaatindeyim.
Ancak kendisinin Arnavut kökenli olması nedeniyle Osmanlının kuruluş devrinde İslamlaştırılmış Pomaklar ve Boşnaklar gibi toplumlarda görülen hanedan ve hilafete sadık olma mecburiyetini duymaları nedeniyle Panislamizm görüşlerinin ağır bastığı kitlelerden birine mensup bir şahsiyettir.
Bu yüzdendir ki Sefahat isimli eserinde yer alan şiirlerinin çoğunda Osmanlı dönemi toplum yapısını ve yaşantısını dile getirdiğini görürüz. Ömrü boyunca millet kavramı olarak hangi ırktan olursa olsun İslamiyet’i kabul etmiş kitlelerin karışım halinde yaşadığı bir insan topluluğunu kabul etmiştir.
Zaten bunu yukarıda da belirttiğim gibi ordusuna ithaf ettiği milletine armağan ettiği istiklal marşı isimli eserin de de Türk kelimesini kullanmayarak devlet sisteminde Türklerin devleti olma özelliğini kabul etmediğini bir oranda dile getirmiştir. Her şeye rağmen milletimizin içinde yetişmiş, milletimizin hislerine dokunmayı başarmış bir şairdir.
Bütün bunlardan sonra başarılı bir şair olmasına rağmen Namık Kemal gibi ve Mehmet Emin Yurdakul gibi şairlerimizin aldığı vatan şairi ve millet şairi unvanlarını taşımaya bence uygun olmayan bir şairimizdir. Nesir yazıları bulunsa da şair yönü daha üstündür.