SON DAKİKA
Hava Durumu

II. Mahmud Devrini ve Islahatlarını Tanımanın Önemi

Yazının Giriş Tarihi: 22.07.2022 00:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.07.2022 05:21

Bu yüzden de, savaşlardaki başarısızlıklar birbirini takip etmişti. Sultan Orhan zamanında, Müslüman ve devşirilen Gayr-i Müslim çocuklardan oluşturulan ve özel olarak üzerlerine görevliler verilerek, özel kıyafetler dikilerek bütün askerlerden vazifece üstün kılınan Yeniçeri Ocağı bir zamanlar kanunların aydınlatıcısı iken, zamanla yaptıkları kanunsuzluklarla, kanun tanımaz 18 tavırlarıyla hata ve kusurları yaptıkları iyiliklere galip olacak duruma gelmişti.

Gerçekten Yeniçeri Ocağı kuruluşundan XVIII. yüzyılın ilk çeyreğine kadar, Osmanlı Devleti’nin askeri gücü olarak, önemli fütuhatın gerçekleşmesinde ve imparatorluk coğrafyansın genişlemesinde önemli bir rol oynamıştı. Yaklaşık iki asır kadar büyük hizmetleri görülen bu ocak, Osmanlı Devleti’nin ihtişamlı günlere ulaşmasında, bir dünya devleti, yani güdülen değil, güden, dünya siyasetine yön veren bir devlet olmasında önemli bir paya sahiptir. Tımarlı Sipahiler denen Eyalet Askerleri’ ise; kendilerine verilen topraklar karşılığında savaşa gitmekle yükümlüydüler.

Ordunun temelini oluşturan bu sınıftı. Ayrıca bu askerler toprak gelirinin her üç bin akçesi için bir asker yetiştirmek zorundaydılar. Askeri araziler ancak sipahilerin oğullarına verilirdi. Ancak Osmanlı Devleti’nin duraklama devrinden itibaren tımarlı sipahilerin sayısı gittikçe azalmaya başladı. Askeri araziler alınıp satılan bir eşya durumuna dönüştü. Her iki askeri sınıfın da çok sert kuralları olup bu kuralların haricinde icraat yapmanın cezası idam dahi olabilmekteydi. Mükemmel bir disiplin yapısına sahip ordunun özellikle de Yeniçeri Ocağındaki bozulmanın nedeni, ocağa usulsüz adam alınması sebebiyle ocak mevcudunun aşırı şekilde artmasıdır.

Ocak mevcudunun aşırı artışı karşısında devletin yegane görevi yeniçerilerin maaş ve ulufelerini ödemek olmuştur. Devlet, bu masrafları ödemek için her türlü çareye başvuruyor, ancak istenilen sonuca bir türlü ulaşamıyordu. Ocaktaki yolsuzlukların bir türlü önlenememesi Yeniçeri Ocağı’nda ıslahat düşüncesini de beraberinde getirdi. Ordudaki bozulma sadece Yeniçeri Ocağı’yla sınırlı kalmayıp, devletin sınırlarının genişlemesinde esas askeri kitleyi oluşturan tımarlı sipahi denilen eyalet askerlerine de yansımıştır. Kanuni döneminde 200.000 kişiye kadar yükselen sipahi sayısı XVII. yüzyılın başlarında 7-8 bin kişi seviyesine kadar düşmüştür.

XVII. - XVIII. yüzyıllarda tımarlı sipahiler asil vazifeleri olan savaşmaktan ziyade; sık sık ayaklanıyorlar, düşmanın önünde reislerini öldürüyor, siyasi karışıklıklarda silah zoruyla taraf tutuyorlardı. Sipahiler askerlik mesleğini yerine getirmedikleri gibi 19 halka eziyet yapıyorlar,’’ salma” adı altında halktan zorla para topluyorlardı. Osmanlı ordusundaki başarısızlığın sebeplerini, II. Mahmud Döneminde Türkiye’ye gelip dört yıl hizmet eden Prusyalı Yüzbaşı Von Moltke şu şekilde özetlemiştir; Birincisi hep şikâyet edile gelen bilgisizlik ve temel eğitim eksikliğidir. İleri yaşlarda askeri okullara gelen öğrencilerinin ancak beş altı yı1 sonra askerlik ve fen dersleri görebilecek seviyeye gelmekteydiler. İkincisi, asker alımındaki bozukluktur.

Osmanlı ordusunu düzenlemek ve modernleştirmek üzere gelen yabancı subaylar, asker alma sisteminin bozuk, düzensiz ve haksız olduğu üzerinde durmuşlardır. Üçüncüsü, ordudaki yetişmiş eleman yetersizliğidir. Subay ve komutanların çoğunluğu tahsil görmemiş, ancak imzalarını atacak kadar yazı bilen kimselerdi. Subay ve komutanların bu durumu askerlere de sirayet etmekte ve disiplinsizliğe neden olmaktaydı. Askeri bir devlet olan Osmanlı Devleti’nde reform ve yenileşme hareketlerinde askeri meseleler üzerinde önemle durulurdu. Çünkü askeri işler diğer tüm girişimlerin temeli olarak kabul ediliyordu. Bunun yanında, kendi silah ve savunma araç-gereçlerini geliştirmiş olan Avrupa ülkeleri de askeri alanda açık bir şekilde Osmanlı’nın önüne geçmişlerdi. Bu olay, Osmanlı ordusunun girdiği savaşlarda yenilgiye uğramasıyla açık bir şekilde ortaya çıkmıştı. Ayrıca Osmanlı Devleti kendisine karşı kurulmuş ittifaklara ve yabancıların heveslerine karşı durabilmek için ordusunu ıslah edip güçlendirmek zorundaydı.

Alemdar Mustafa Paşa ve Sekban-ı Cedid Ocağı

Alemdar Mustafa Paşa sadrazam olur olmaz, III. Selim trajedisini hazırlayanları 1V. Mustafa’nın gözdelerini ve yamakların şeflerini tasfiyeye başladı. Birkaç gün içinde üç yüz kişinin başı vuruldu. Kabakçı isyanının çıkmasında payı bulunan fesatçılar sürgüne gönderildi. Köse Musa Paşa ve Bostancı başının kafaları kestirilerek saray önünde teşhir edildi. İstanbul’da gerekli ortam sağlandıktan sonra yenilik taraftarı devlet adamları tekrar iş başına getirildi. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.