Bu şahıs saraydan aldığı destek ile Güney Marmaradaki Kuvai Milliyecilere karşı kuvvet oluşturmaya sevk edilen Anzavur Ahmet Kafkas kökenli halkımızın tabiri ile Çerkez kökenli bir kimse olduğundan Kafkasyalıların ağırlıklı yerleşim halinde bulunduğu Gönen, Biga, Manyas bölgesine yönelmiş ve buralarda faaliyete girişmiştir. Bir yandan saraya yakınlığından bir yandan Kafkasyalı olmasından aldığı destek ve sağladığı kolaylıkla etrafına kısa zamanda bir miktar kuvvet toplamayı başarmış onun bu durumu bölgedeki Kuvayi Milliyecilerin dikkatini çekmiştir. Bu arada Güney Marmara’da bilhassa Karacabey, Kemalpaşa, Manyas bölgelerindeki Arnavut ve Çerkez etnik gruplarının arasında ortaya çıkan sürtüşmelerin huzursuzlukların doğurduğu gruplaşmalarında etkisiyle Anzavur Ahmet’in etrafına biriken grubun kuvvetlenmesi daha kolaylıkla gerçekleşmiştir. Bölgedeki Kuvayi Milliye bir yandan Kurtuluş Harbinin başlangıç döneminde ortaya çıkan eşkıya çeteleri ile mücadele ederken bir yandan da bölgede ortaya çıkan Arnavut, Çerkez sürtüşmesiyle de mücadeleleriyle de uğraşmak durumunda kalmıştır. İşte böyle bir ortamda İstanbul Hükümetinin işgalci İngilizlerin siyasi ve maddi parasal desteğini alan Anzavur Ahmet bölgede kuvvetli bir unsur bir silahlı güç olarak belirmiştir. Kendini yeteri kadar kuvvetli göremediği ilk devrelerde bölgedeki Kuvayı Milliye liderlerini aldatıcı davranışlar içerisine girmiş kendini Kuvayı Milliyeci gibi göstermeye çalıştığı zamanlar görülebilmiştir. Bu nedenle bölgedeki Edremit Kaymakamı Hamdi Bey gibi Balıkesir’deki Kazım Özalp gibi önemli Kuvayı Milliyecileri yanıltmayı başarabilmiş kendini kuvvetli hissettiğinde milli kuvvetlerin üzerine atılıp kendi adıyla söylenen Kurtuluş Harbi’nin hazırlık dönemine ait ilk isyanlarından biri olan 1. Anzavur isyanını gerçekleştirmiştir. Gönen, Manyas, Biga bölgelerinden ve bu bölgelerin köylerinden elde ettiği kuvvetlerle milli kuvvetleri bozup Gönen, Manyas, Bandırma, Susurluk, Karacabey gibi, Kemalpaşa gibi yerleri işgal etmeyi başarmış, Balıkesir üzerine yürümüşse de Demirkapı’da milli kuvvetlere yenilince işgal ettiği yerleri kısa sürede terk edip İstanbul’a kaçmak durumunda kalmıştır. Bazı kaynaklarda dile getirilen bilgilere bakılırsa onun bu kaçışında onu tenkile memur edilen Çerkez Ethem ve Kuyavı Seyyare’nin işi sıkı tutmayışının önemli payı mevcuttur. Hatta Çerkez Ethem’in aynı etnik gruba mensup olması nedeniyle onun kaçmasına göz yumduğu yolda bazı kaynaklarda iddia ortaya koyan kişilere bile rastlamak mümkündür. Onun bu kaçıştan sonra da rahat durmayıp tekrar Damat Feritten aldığı destek ve yardımlarla İngilizlerden aldığı yardımlarla bölgede bir daha gözüküp yine kendi adıyla anılan ikinci Anzavur ayaklanmasını başlattığını görmekteyiz. Kurduğu Kuvayı Muhammediye isimli veya Kuvayı Ahmediye isimli teşkilatla gerçekleştirdiği bu isyanda da ağırlıklı üs bölgesi Biga, Gönen, Manyas havalisidir. Kurduğu Kuvayı Muhammediyenin bu ikinci isyanda daha teşkilatlı olduğu görülmesine karşılık yine kendisine destek olan kitle ağırlıklı olarak Balkan Göçmenleri ve Kafkas göçmenleridir. Halkımızın genellikle Çerkez adını verdiği Kafkas göçmenlerinden önemli kitlelerin desteğini alan Anzavur Ahmet’e Balkan Göçmenlerinden ağırlıklı olarak bazı Pomak kitlelerinin ve Macır kitlelerinin de destek verdiği görülmektedir. Bu konuda detaylı bilgi veren pek çok kaynak bulunduğundan istenildiğinde bu konuda daha geniş bilgiler bulmak mümkündür. İşte bizim konumuz onun bu ikinci isyan döneminde Gönen’de gerçekleştirdiği katliam ve mezalim olayıdır. Anzavur Ahmet’in ikinci isyanı sırasında emrindeki kuvvetlerle birlikte 3-4 Nisan 1920 tarihinde 174. Alay kumandanı Rahmi Bey’in muhafaza etmekte olduğu Gönen’e saldırdığını görmekteyiz. Rahmi bey müdafaada yetersiz kalınca Anzavur kuvvetleriyle birlikte Gönen’e girmiş ve şehir işgal edilmeye maruz bırakılmıştır. Kendisi İstanbul’daki halifeye bağlı olduğunu belirten önünde daima üzerinde Fethün Garip Ayetinin yazılı olduğu bir sancak taşıyan verdiği söylevlerde göğsüne bastırdığı Kuranı Kerim ile padişahtan aldığı fermanı kast ederek “bir elimde ferman, göğsümde Kuran halkı Jön Türklerden, İttihatçılardan kurtarmaya geldim.” Söylevlerinde bulunan Anzavur Ahmet Gönen’e girdiğinde Gönen’i adeta düşmandan fethedilmiş bir yer kabul edip kendi yandaşlarının talanına maruz bırakmıştır. Anzavurcular Kuvayı Milliyeci bilinen kişilerin mallarını yağma ettiği gibi önde gelen Kuvayı Milliyecileri öldürerek Gönen’de bilfiil katliama girişmişlerdir. İşte 4 Nisan 1920’de gerçekleştirilen Anzavur Ahmet taraftarlarının Kuvayı Milliyecilere karşı gerçekleştirdikleri bilinçli katliamın 94. Yıldönümü 4 Nisan tarihinde söz konusu olmuştur. Ne var ki bu katliam Gönen içerisinde Gönen’in yetiştirdiği Müslüman ahaliden bazı kimseleri hedef alırken ne yazık ki bu katliamı gerçekleştirenlerde Gönen’in yetiştirdiği İslam ahaliye mensup kimselerdir. Bundan 94 yıl önce bu katliamı gerçekleştirenlere bunu yaptıran nedenin ne olduğuna baktığımızda hemen şunu söylemememiz mümkündür. Bu katliamın tek sebebi Osmanlı hükümetinin Osmanlı hanedanının ve o zamanki iş başındaki halife ve padişah olan Vahdettin’in etkisinde kaldığı İngilizlerin teşviki ile bölgede Kuvayı Milliyeciliği ortadan kaldırmak için her yolu denemeye yönelmesi ve bu uğurda kendisine çıkar veya hissiyat yoluyla bağlı her grubu her kişiyi kullanmak istemesidir. Bu nedenle olsa gerektir ki Gönen’deki bu katliamın baş gerçekleştiricileri Anzavurcu denilen kitleye dahil olan Kafkas kökenli bazı kişiler ve Balkan göçmenleri arasında bilhassa Bosna kökenli Pomak denilen etnik gruba bağlı bazı kişiler olarak görülmektedir. Bu konuda yazılmış bazı kaynaklar bu Gönen katliamını gerçekleştiren bireyleri neredeyse tek tek vermekte ve hakikatten de dikkatle bakıldığında bu katliamı gerçekleştiren kişilerin sözünü ettiğimiz gruplara mensupluğu daha ön planda olarak tebarüz etmektedir. Bundan 94 yıl önce Gönen’de gerçekleştirilen bu katliamda öldürülen kişilerin ilk akla gelen ve önde zikredilenleri şunlar olarak gösterilmektedir.