güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Dizilerdeki ve Medyadaki Hasan Sabbah ile Yazılı Kaynaklardaki Hasan Sabbah’ın Farkları

Yazının Giriş Tarihi: 26.02.2021 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.02.2021 00:04

Son zamanda medyamızda yer alan bazı kişiler tarafından yapılan benzetmelerle Haşhaşin veya Haşhaşi denilen dinsel kökenli oluşumun adının duyulmaya başladığını görmekteyiz. Birileri sözüm ona tarihi bilgilerini kullanarak bugün kamuoyumuzda yer alan bazı toplumsal olayların taraftarlarının bir kısmını bu Haşhaşiler’e benzeterek toplumu onlardan nefrete yöneltme çabasına girişmişlerdir görüşündeyim. Bir başka değişle tarihte bilinen siyasal ve dinsel amaçlara hizmet eden hem dinsel hem siyasal teşkilata sahip Haşhaşiler’in adını kullanarak bugün ülke kamuoyunda toplumu bazı işlem ve eylemlere yönlendiren yönlendirmeye çalışan kesimleri kötülemek için Haşhaşin teşkilatına yapılan benzetmelerle kamuoyunu yanıltma amaçlı sözlerin medyaya sunulduğunu düşünmekteyim. Bir benzetme yapılırken benzetmeye konu olan kendisine benzetme yapılan şahıs veya varlıkla, cisimle benzetilen şahıs varlık veya cismin çok iyi tanınması gereklidir düşüncesini taşımaktayım. Hatta bu benzetmeler yapılırken, benzetilen ve benzeyen cisim varlık veya şahısların gerek cismani gerek manevi özelliklerinin bir birine uyması hiç değilse önemli bazı özelliklerinin benzer olması şarttır. Bu nedenle medyamızda yer alan son günlerde ortaya çıkan Haşhaşiler’e yapılan benzetmeyle bu benzetmedeki Haşhaşiler’e benzetilenlerin kimler veya neler olduğunu anlamak için önce Haşhaşiler’i tanımak gereklidir düşüncesine sahip bulunmaktayım. Kamuoyu bu benzetmeyi değerlendirebilmek bu benzetmeyi yapanın ne kastettiğini, kimleri Haşhaşinler’e benzetmek istediğini anlayabilmek için bence Haşhaşiler’i ve onların lideri Hasan Sabbah’ı kısaca da olsa tanımaya muhtaçtır. Kanaatindeyim. Çünkü bu benzetmeyi yapan kişinin yahut kişilerin Haşhaşiler’e benzettiği yahut da benzettiğini düşündüğüm grup veya kitlelerin teşekküllerin liderlerinin de Hasan Sabbah’a benzetmeyi amaçladıklarını düşünmekteyim.

Şunu da eklemek isterim ki özellikle son dönemde televizyon ekranlarında gösterilen bazı dizilerde özellikle TV ekranlarında gösterim bulan Uyanış Büyük Selçuklu dizisinde hasan Sabbah’tan ve batınilerden bir başka deyişle Haşhaşinler’den bahsedildiğini görebilmekteyiz. Bu dizi ve benzerlerinde Hasan Sabbah ve Batıniler Büyük Selçuklu devleti yöneticileriyle başta Melih Şah ve baş vezir Nizamülmülk ile mücadele ederken büyük Selçuklu devletinin teşkilatı ve yöneticileriyle adeta istedikleri gibi oynamakta devletin her işine engel olabilmekte hatta yön verebilir gösterilmektedirler. Dizi ve dizilerdeki bu anlatım tarzının amacını anlamak oldukça zordur. Bu anlatımla Büyük Selçuklu devleti mi yoksa Batıniler mi yüceltilmektedir karar vermek oldukça zordur. Bu anlatımla büyük Selçuklu devletini çökerten ve yıkan etmenin Fatımiler, Karmatiler, Güveyhiler ve Batıniler olduğu vurgulandığını düşünmek düşündürülmek amaç edinildiğini söyleyebilmek mümkündür. Ne tuhaftır ki Büyük Selçuklu devletine büyük tehlike yaratan bu grupların yaşadığı mısır, Filistin, Suriye, Irak, İran ve Azerbaycan sahalarında ve Anadolu’nun güney kesimlerinde bugünde devletimizi hedef alan benzer gruplardan söz etmek mümkündür. Bu nedenle ülkemizi tehdit eden terör gruplarının benzeri gurupların Büyük Selçuklular zamanındaki benzerlerinin başında yer alan batınileri ve onların lideri olan hasan Sabbah’ı dizi filmlerle hayali anlatımlarla tanımak yerine tarihi kaynaklardan tanımanın daha faydalı olacağını düşünmekteyim. Bu amaçla yazılı kaynaklardaki bilgilerle Hasan Sabbah’ı tanımak bu kaynaklarda dile getirilen hasan Sabbah’la dizilerdeki ve medyadaki hasan sabbah’ın farklarını ortaya koymak koymaya çalışmak gereklidir kanaatındayım. Yazılı kaynaklara baktığımızda özet olarak hasan sabbahın şu şekilde tanıtıldığını görebiliriz:

Şii İslam dünyasının uç mezheplerinden birine mensup azılı Türk düşmanı bilhassa Sünni İslam Türk dünyası yöneticilerini Selçuklu yöneticilerini düzenlettiği suikastlarla ortadan kaldırmayı gerçekleştiren bir şahıstır. İran'da Kum kentinde dünyaya gelmiştir. (Bazı tarihçilere göre buraya Kûfe'den göç etmiştir.) Zamanın önde gelen okullarında okuma şansı bulmuştur. Ailesiyle birlikte Rey şehrine gittiğinde burada Şii inancının önderleriyle temas etmiş ve Şiiliği benimsemiştir. Dini çalışmalarını geliştirmek için Fatimiler'in hakim olduğu Kahire'ye gitmiştir. İran'a döndüğünde Selçuklu sarayında yüksek bir memuriyetle işe başlayacaktır. Bu dönemde ünlü Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk'ün emrinde çalışmaya başlamıştır. Bazı iddialara göre Nizamülmülk, Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah birlikte aynı dönemlerde öğrencidirler ve yakın dost olduklarına ilişkin söylenceler de vardır. Lakin bu efsanenin doğruluğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Öte yandan Nizamülmülk ile Hasan Sabbah arasında yaklaşık 30 yıllık yaş farkı vardır. Diğer yandan bunun doğru olabilmesi için üçünün de Nişapur'da okumuş olması gerekmektedir. Oysa Hasan Sabbah öğrenimini doğduğu kent olan Kum'da ve daha sonra Rey'de yapmıştır. Bundan sonra kesin olarak bilinen ise Hasan Sabbah'ın yoğun dini çalışmalarından sonra örgütlenmeye başladığı ve Alamut kalesini ele geçirip burada üslenmesidir. Söz konusu kalede 2 bin müridinin yaşadığı söylenmektedir. Dönemin ileri gelenlerine yönelik suikastları işletmek için fedailerine haşhaş vererek (bu daha çok muhalifleri tarafından uydurulduğu söylense de) onların zihinlerini kontrol ettiği bilinmektedir. Bu yüzden örgütün adı Haşhaşiler olarak anılagelmiştir. Sabbah'ın Alamut'u ele geçirişinden de Semerkant'ta bahsedilir. [kaynak belirtilmeli] Romanda bunun İsmaililerin kaynaklarında yazdığı belirtilir. Sabbah önce Alamut'ta İsmaililiyeliği yayar, sonra da kaleye gelir ve komutana kaleyi teslim etmesini, kaledeki askerlerin kendi safına geçtiğini söyler. Komutan kalenin kendisine sultan adına verildiğini ve bunun karşılığında üç bin altın dinar ödediğini söyler. Hasan Sabbah bir kağıda bir şeyler yazar ve söylediği şehre gitmesini söyler. Komutan söylenilen şehre gider ve üç bin altın dinarı noksansız alır. İslamiyet’in tarihinde yaşamış olduğu farklı mezheplerden biri olan Şiilik mezhebi İran'da yaygındır. Bu mezhebin üyelerinin Selçuklu hakimiyetindeki bölgelerde Sünni yöneticiler tarafından baskıya maruz kaldıklarından dolayı Şiilik gizli olarak kendisini var etmiştir. Hasan Sabbah'ın da mensup olduğu İsmailiyye tarikatının inancına göre 12 imamdan altıncısı olan Cafer'i Sadık öldükten sonra oğlu İsmail'i imam tayin etmiştir. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.